Sistemin neresinden tutsan orası elinde kalıyor. Hukuktan ekonomiye, eğitimden sağlığa neyi sorsan, göstersen bitik durumda. Karnelerin verilmesine çok az bir süre kala ilk ve orta öğrenimde son sınavlar bitti bitmek üzere. Akademik olarak çocuklar can hıraş ders çalışıp tüm performanslarını ortaya koyarken bir yandan da içinde bulundukları ucube sistem döngüsünde adeta yarım puan daha fazla alabilmek adına soğuk terler döküyorlar.

Öyle ya yıllardır başaramadığımız tam olarak iki konu var aslında biri eğitim diğeri adalet…

Çocuklara gerçekten bir şeyler vermekten ziyade puan odaklı eğitim sistemi her geçen gün daha kaotik bir hal almakta. Öyle ki yıl içinde en iyi notları alan öğrencilere ben bu sınıfı cezalandırmalıyım anlayışıyla toptancı bir zihniyetle sözlü notlarını düşük tutmak akılla izah edilebilir bir anlayış değil.

Mevzuatta öğretmene tanınan en geniş yetki muhtemelen sözlü notunu dilediği gibi verebilmesi… Ancak bu durum çocuğu okuldan, dersten soğutacak kadar sert ve yıkıcı olmamalı… Aksi surette çocukları “eğitiyorum derken” küçük yaşlardaki akademik kırılganlıklar daha büyük felaketlerin yaşanmasına neden olabilir.

Ve Gaziosmanpaşa!

Tüm dönemlerin en şanssız belediyesidir Gaziosmanpaşa. Hemen bitişiği Eyüpsultan ile arasında neredeyse yirmi yıl var… Sanki zaman tüneli gibi… Çıkın Gaziosmanpaşa Meydanından Havuzbaşını geçerek Rami, Yeni Mahalleye yürüyün en fazla on dakikalık yol… Ya da Pazariçinden Eyüpsultan’a inin yürüyerek… Dünyanız değişir…

Geçen onca yılda İstanbul’da değişmeyen tek yer Gop’tur… Saçma sapan meydanı genişletip, daraltmaktan başka…

Gel aşağıya Kağıthane’ye in orası da yine çağ atlamış gibi yukarı çık Bayrampaşa yine Gop’un en az yirmi yıl önünde… Yolları, parkları, meydanları…

İlk defa Gaziosmanpaşa’da kentsel dönüşüm hareketlenmiş, kibir dolu bakışların yerini güler bir yüz almış, belediyeciliğin çöp toplamanın ötesinde bir faaliyet olduğu ortaya koyulmaya çalışılırken olmadı.

Rüşvet iddiası ile tutuklanan Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe’nin; evi yok, arabası yok, halasına ait bir evde oturuyor. Oturduğu evin asansörü bile yok. Tek geliri aylık 125 bin lira belediye başkan maaşı…

Eskidendi O Çok Eskiden

1998 yılında İstanbul’da belediye başkanının görevden alınmasından sonra Ali Müfit Gürtuna için İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinde muhalefet iktidara destek vermiş halkın iradesine nasıl saygı gösterilebileceğini en güzel şekilde ortaya koymuştu.

Nereden, nereye (…)

Adamın biri "Kurban" konusunu anlatıyormuş:

"Çocuğu olmayan Hazreti Davut, Allah’a dua etmiş ve ’Ya Rabbim bana bir kız çocuğu ver, onu sana kurban edeyim’ demiş... Dua tutmuş; Davut, kızının adını Ayşe koymuş... Gel zaman git zaman, çocuğun kurban edileceği zaman gelmiş. Hz. Davut kızı yatırmış, tam boğazını kesip kurban edecekken Azrail gökten bir keçiyle çıkagelmiş ve ’Kızı bırak, al bu keçiyi kurban et’ demiş..."

Dinleyenlerden biri dayanamamış:

"Yahu bunun neresini düzelteyim... Hz. Davut değil Hz. İbrahim, kız değil erkek, Ayşe değil İsmail, Azrail değil Cebrail, kurban edilen de keçi değil koç olacaktı!"

İşte bu yaşananlar ne diye soran olursa bir gün anlatın bunu …