Devletten ilk ballı ihalesini alan Temel, hemen en lükslerinden son model spor bir araba ve hep özendiği en pahalısından Rolex marka bir saat almış.

Aldığı yeni takım elbiseyi giyip, Rolex’ini koluna takmış ve arabasına atlayıp sevdiği Fadime’yi görmeye gitmiş.
Tam Fadime’nin evinin  önünde durup inmek için arabanın kapısını açtığında, bir kamyon gelip arabanın sol kapısını koparıp gitmiş.

Gürültüyü duyan Fadime hemen aşağı koşmuş. Kazanın şokunda olan Temel; “Gittu güzelum araba Fadume” demiş kapıyı göstererek.

 Fadime; “Kapiyu  boşver Temel!” demiş telaşla ve Temel’in kolu kopmuş sol omuzunu göstermiş.

Temel iyice dellenmiş ve “Bu kadar da olmaz Fadume!” diye bağırmış
“Desene Rolex saatum de gittu!”

Evet, biz de bir genel seçim kazası geçirdik ve bazılarımız hala Temel gibi sadece Rolex saatimizi  kaybettiğimizi sanıyor.

Tartışılan konulara dikkatlice bakarsanız neyi kaybettiğimizi göreceksiniz.

Karma eğitim kalksın! Kız Okulları açılsın!

Açık Lise konusunun farkında mısınız? Açık Liseler kaldırılacak lafı çıktı, yer yerinden oynadı ve Milli Eğitim Bakanlığı hemen geri adım attı.
Çünkü Açık Liseler, dini saiklerle kızlarını okula göndermeden lise diploması almanın yolunu açıyor.

Okullarda ÇEDES uygulaması adı altında görevlendirilen imamlar. 

Çocuklara ders kitabı hazırlama yetkisi DİYANET’e verildi.

Ve dillerinde Yeni Anayasa var. Yani kaybettiğimiz Rolex saat değil, sol kolumuz.

Muhafazakar sağ; Türkiye Cumhuriyeti’nden LAİKLİĞİ koparıp atıyor.

TBMM kürsüsünden Milli Eğitim Bakanı Cumhuriyet’e meydan okuyor.

Muhalefet, muhalefete, muhalefet yapıyor...

Sayın Erdoğan da halinden memnun, kaymakam adaylarına sesleniyor; “Ben günde 6 saat uyurum! Bu işler başka türlü olmaz!”

Kendisinin kaç saat uyuduğunu bilmem ama bütün milleti 22 senedir uyuttuğu çok açık.

SON SÖZ: “Uyuyunca geçmez. Kalkın konuşmamız gerek !…” NİETSCHE