Aynı başlar, aynı biter. Arada kalanlar bize anlatır. Yanan çocuk haberleri ile Meclis’e staj yapmaya gelmiş 17 yaşındaki kızların cinsel tacize uğraması bize soruyor: Nereye gidiyoruz?

Tamamen yapmacık.

Bütünüyle ikiyüzlü.

Baştan sona sahte.

“Gazze’de bebekler donarak ölüyor” diyerek insanlık işareti bir haklı isyanla yüksek vicdan sahibi görüntüsü sergileniyor ama “Pendik’ de çocuklar yanıyor” bunu insan ruhunu alçaltan kusur olarak görmüyor.

★★★

2 yaşında Özden.

5 yaşında Zülfikar.

9 yaşında Cennet.

Yanarak öldüler.

11 yaşında Ali, ağır yanık yaralar içinde bilincini yitirmiş bir halde hastaneye kaldırıldı.

★★★

Derin yoksulluk içindeki ailenin babası, şöyleydi, böyleydi, sabıkası vardı. Anne 18 yaşına gelmeden evlenmişti. Biri kucağında 4’ü evde yanan 5 çocuk doğurmuştu. Ve ülkenin Cumhurbaşkanı da “5 çocuk doğurun” öğütleri veriyordu. Tamam da; “Çöplükten kağıt ve karton toplayıp satarak” geçinen bu aile Türkiye’de yaşıyor.

★★★

Nasıl yaşıyorlar?

Niçin öyle yaşıyorlar?

Niçin yoksul kaldılar?

Neden 5 çocuk yaptılar?

Niçin yoksulluğu aşamadılar?

Niçin yanlışa saptılar?

★★★

Bu sorulara cevap vermesini, 41 suç kaydı olan baba ile 18 yaşında evlenen anneden isteyemeyiz. Bu aile iki katlı bir evin alt katında yaşıyordu. Baba sabıkasından dolayı o gece karakola ifadeye gitmişi. Anne 1 yaşındaki kızını hastaneye götürmüştü. Yanan çocuklar evde yalnızdı.

★★★

Bu soruların cevabını parti lideri için fiyakalı konuşmalar yapan Aile Bakanı’nın vermesi gerekir. Aile Bakanlığı bu aileden niçin habersizdi? Gecenin yarısı ev yanmaya başlayınca komşular pencere camlarını kırarak içeri girdiler. 4 çocuğun üçü yüzüstü, biri sırt üstü yatıyordu, birinin ağzından köpükler geliyordu.

★★★

5 çocuklu aile İstanbul’da hayata tutunmaya çalışıyordu. İstanbul, Türkiye’de yıllık 13 trilyon lirayı aşan Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) yani bu ülkenin sınırları içinde bir yılda üretilen tüm mal ve hizmetlerin toplamı pastadan en yüksek payı alan kentimizdir. GSYH’nin üçte biri İstanbul’dan elde ediliyor. Böyle bir kentin yıllık üretimden doğan yüksek parasal büyüklüğü üzerinden vergi toplayan ve iğrenç bir müsriflikle lüks makam araçlarına binenler;  “Yanan 4 çocuğa, yanmadan önce sahip çıkabilmeyi” başarabilmeliydiler. Onlar; “Gazze de bebekler donarak ölüyor” diye kuru kuruya yüksek sorumluluk gösterisi yapıyorlar ama “İstanbul’da çocukları diri diri yakan” sebepleri köküne inerek çözemiyorlar.

Tamamen rol yapan.

Bütünüyle riyakar.

Baştan sona yalancı.

★★★

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) geçen hafta yeni verileri açıkladı. Türkiye, Avrupa Birliği’nin “Çöp rotasında” zirveye oturdu. Avrupa’nın bütün çöpünün Türkiye’ye döküldüğü ortaya çıktı. Avrupa Birliği ülkelerinin, kendi doğalarını koruyup temiz tutmak için dışarıya gönderdiği atık çöplerin 12 milyon 200 bin tonunu tek başına Türkiye aldı. Türkiye, 213 ülke içinde en fazla çer-çöp-plastik- çöplük-pislik kabul eden ülke oldu. Açık ara birinciliğini korudu. Avrupa’nın çöplüğü olmayı kabul eden Türkiye’nin en gelişmiş kenti İstanbul’da yaşayan 5 çocuk sahibi anne de “Geçimini çöplükten kağıt ve karton toplayarak” sağlamaya çalışıyordu. Ev yandı. 4 çocuktan 3 ‘ü yüzüstü, biri sırt üstü yatmış vaziyette bulundu. Biri henüz 2, diğeri 5, öbürü 9 yaşındaydılar.