MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, şaşırtmaya devam ediyor. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan bölücü terör örgütünün başı Abdullah Öcalan’ın, cezaevinde 25 yılını doldurmasından sonra şartı tahliyesi gündeme gelecek. Öcalan hakkında MHP Genel Başkanı’nın görüşleri bilinir. Bırakın cezaevinde tutulmasını, idam edilmesi için seçim meydanlarında ip attığı hatırlanır. Bahçeli’deki bu değişim partililerini de, gazetecileri de şaşırtıyor.
Gazetemiz SÖZCÜ, 6 Kasım 2015 tarihinde “Gözün aydın Türkiye APO eve çıkıyor!” manşetiyle çıkmıştı. “Başkanlığa karşı bunun verileceğini” yazımda belirtmiş, Öcalan’ın 2024 tahliye edilebileceğini vurgulamıştım. Öcalan’ın gündemdeyken, bugünlere gelebileceğimizi belirttiğim 6 Kasım 2015 tarihli yazımdan aktarıyorum:
AİHM’NİN APO KARARI
1999 tarihinden bu yana İmralı Cezaevi’nde tutulan Abdullah Öcalan’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurusu üzerine, onu cezaevinden kurtaracak bir karar almıştı. Adalet Bakanlığı tarafından tercüme edilen AİHM kararının 190-214 ncü arasındaki paragraflarda çok dikkat çekici bilgiler var.
AİHM’nin kararında özetle şöyle deniliyor: ‘ İdam cezası, kişinin dünyaya gözlerini kapattıran bir ceza olduğu için insanlık dışıdır. Ağırlaştırılmış müebbet hapis (Öcalan’ın çarptırıldığı) cezalarına mahkum olanlar da bir daha dış dünyayı görme olanağına sahip değil iseler, yani bu cezaya mahkum olanlara belirli koşulların varlığı halinde ‘şartlı tahliye’ olanağı sağlanmıyor ise bu cezalar da aşağılayıcı ve insanlık dışıdır.’
YA İHLAL, YA YASA
AİHM kararına göre, cezanın infazı sürecinde belirli koşulların varlığı ve oluşması durumunda, ‘şartlı tahliye’nin mümkün olup olmadığı yönünden bu cezanın gözden geçirilebilmesi gerekiyor.
‘Gözden geçirme’ süresi, ilgili ülkenin takdirinde olmak üzere, bir yasa çıkartılarak, bu yasadaki sürenin dolması durumunda, öngörülen koşullar oluşmuş ise AİHM kararına göre şartlı tahliye gerekiyor. Türkiye’de böyle bir yasa henüz çıkarılmadığı için hiç bir biçimde şartlı tahliye olanağı sağlanamıyor. Anılan ceza bu haliyle, mevcut infaz koşullarıyla ‘Aşağılayıcı ve insanlık dışı’ bulunuyor bu nedenle sözleşme ihlal edilmiş sayılıyor.
Yani AHİM kararında ‘Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına şartlı tahliye olanağı sağlayan bir yasa çıkar, infaz sırasında öngöreceği süreyi dolduran ve koşulları sağlayanlara şartlı tahliye olanağı sağla’ deniliyor. Eğer bu yasa çıkarılmazsa, belirli bir süre sonra Öcalan başvurduğunda, Türkiye hakkında AİHM ‘İhlal kararı’ verebilir. Şu an ülkedeki kamu vicdanının Öcalan için bir şartlı tahliye konusunu kaldırması mümkün gözükmüyor. AKP kurmayları, şimdi Öcalan’ı kurtarma planlarını da yapıyor. ‘Başkanlık sevdası’ Öcalan’ın erken kurtarılması için bir yol olarak görülüyor.

BİLEREK DAVA AÇILMIYOR
Adalet Bakanlığı’nın tercüme ettirdiği AİHM kararının 43 ve 109 ncu paragrafları da hayli dikkat çekici. Geçmişte yasalarımızda idam cezası varken bir kişi üç idam, beş idam cezasına mahkum olabiliyordu. Ama doğal olarak kişi bir kez idam edilebiliyordu. Öcalan hakkında yakalandığı 1999 öncesinde işlediği suçlar nedeniyle sadece bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi ve şu anda da o cezanın infazı yapılıyor.
Öcalan’ın cezaevine konulmasıyla artık örgütü yönetme durumunun söz konusu olmaması gerekirdi. Ancak durumun böyle olmadığı hukuki metin olan AHİM kararında, Öcalan’ın cezaevinden örgüte talimatlar verdiği belirtiliyor ama bunun gereği de yapılmıyor. PKK’da Abdullah Öcalan ‘önder’ olarak görülüyor. Buradan çıkan sonuç, Öcalan cezaevindeyken tekrar örgüte talimat vermeye başlamış olduğu ve örgütü yönettiğidir.
ŞARTLI TAHLİYE KOZU
Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu’na sordum. Şunları anlattı:
‘Talimatları örgütü yöneten, yönlendiren nitelikte ise Devlet silah bırakmadıkça örgütte bırakmasın diyorsa, terör örgütü de silah bırakmadan eylemlerine devam ediyorsa, PKK halen bir terör örgütüyse, Öcalan’ın tekrar işlemeye başladığı bu suç nedeniyle soruşturulması, yargılanması, suçu sabit görülürse bir daha ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesi ve bu cezanın infazdaki sıraya girmesi gerekiyor.
Ancak böyle bir durumda, ona örgüt yönetme olanağı sağlayanların da en azından suça iştiraki, yardım yataklığı gibi durumlar devreye giriyor ki, bunlar başta cezaevi yönetimi, avukatları ve hükümet mensupları ve de beyanlarını örgüte getirip götüren kişiler...İşte burası devreye girince, hükümet kendisi bulaşmamak için, AHİM kararını ve yaşananları görmezden geliyor ve bu soruşturma açılamıyor.”
Öcalan için, soruşturma açılmayıp, bununla ilgili bir ceza devreye girmeyince, gelecekte şartlı tahliye durumu canlı tutuluyor, pazarlık konusu kozu olarak bekletiliyor. Bu konuda Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan 2015/16214 hazırlık sayılı dosyasıyla ilgili soruşturma siyasi nedenlerle tutuluyor. Başkanlık pazarlığının altında Öcalan’ı önce İmralı’dan eve çıkarma, 2024’de de tahliye planı var” demiştim.
ALDATMACADAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL
İşte tam o günlerdeyiz. MHP Genel Başkanı bu noktaya geldiyse, Öcalan’ın tahliyesi daha kolay olacak. Ama şunu unutmayalım: Suriye’de ABD’nin kurdurduğu YPG’nin mevcudiyeti dururken, PKK’nın silah bırakması aldatmacadan başka bir şey değildir. Asıl sorun, Suriye’de kurulma aşamasına gelen Kürt Devletidir. Öcalan’ın, YPG üzerinde bir etkisi olmayacaktır.