Avrupa futbolunun yükselen yıldızı Macaristan’a karşı 70 bin kişi önünde önemli bir sınav verdik. Ciddi eksiklere rağmen takımın ortaya koyduğu oyun, rakibe yaptığı baskı ve Macaristan’dan daha fazla rakip ceza sahasına girmemiz önemli artılarımız. Sorun ise bitiricilik. Burak Yılmaz ve Cenk Tosun sonrasında gerçek bir 9 numaraya sahip değiliz. Ne Enes Ünal ne Kenan Yıldız ne de ana rol biçseniz bile Semih Kılıçsoy ayağına bakabileceğiniz bir 9 numara değil. Yani baba bir golcümüz yok. Enes sakatlıktan çıktı ve bu sezon sadece 1 golü var. Kenan Yıldız yaşına göre olağanüstü fizik kalitesi ve oyun görüşü ile geleceğimiz olsa da bu sezon sadece 3 gol attı. Diğer 2005’li Semih Kılıçsoy’u ise oynamadan küstüreceğiz. Montella, her şartta Semih’i kazanmak zorunda çünkü onun bitiricilik yüzdesi diğer iki oyuncumuzdan daha yüksek.
Rakip 9, siz 30 kez ceza sahasına giriyor ama gol atamıyorsanız üzerinde çalışmanız gereken çok şey var demektir. Zaten Montella’nın bu oyun planında kanatlara forvetlerden daha çok iş düşecek gibi duruyor.
DEĞER MİYDİ BUNA?
Her işi elimize yüzümüze bulaştırmada pek mahiriz. Semih Kılıçsoy sonuna kadar A Milli Takım’ı hak ediyor. Onu kadroya çağırıp, taktik idmana bile almadan Ümit Milli Takım’a yollamak durduk yere kriz çıkarmaktan ve oyuncuyu da küstürmekten başka bir şey değil. Buna ne gerek vardı? Macaristan maçında oynatmazsın, Avusturya maçında sahaya atarsın olur biter. Beşiktaş kanadından haklı olarak açıklamalar, ardından Pendik Stadı’nda milli takımın önüne geçen ayrışmalar. Değer miydi buna?
HAVA GİRME ARDA!
Arda Güler gözbebeğimiz, umudumuz ama onun vücut dilini hiç beğenmiyorum. Oyuna girdikten sonra sürekli kendisine oynamaya başladı. Real Madrid’de olduğu gibi. Futbol yıldızları sever ama modern futbol bir yere kadar sever. Yoksa kimse size iyi çalım atıyorsunuz diye formayı vermez. Arda bu şekilde takılmaya devam ederse EURO 2024 kadrosunda olmazsa ben şaşırmam.