Emniyet, Ayhan Bora Kaplan Davası’ndaki gizli tanık skandalı ile çalkalanıyor.

Örgütün iki numaralı ismi olduğu iddia edilen ve M7U3H9F8C4 kod adı ile gizli tanık yapılan Serdar Serçelik, elektronik kelepçeli olmasına rağmen yurt dışına kaçtı. 

Sertçelik, yurt dışından yaptığı yayınlarda Ankara Emniyeti’nin AK Parti’ye darbe yapmaya kalkıştığını savunuyor.

İçişleri Bakanlığı, Organize Şube’den sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Şube Müdürü Kerem Gökay Öner ve Müdür Yardımcısı Şevket Demircan’ı açığa aldı.

M7 Olayı, iki ayrı skandalı içeriyor:

Bir: Ayağında elektronik kelepçe bulunan Sertçelik, nasıl yurt dışına kaçtı?

İki: Emniyet, iktidara siyasi kumpas mı kuruyor?

Bu soruları hem firari Sertçelik’e hem de İçişleri ve Adalet Bakanlığı yetkililerine sordum. 

‘TEHDİTLE İFADEMİ ALDILAR

Sertçelik, geçen yıl Kıbrıs’tayken, kendisini arayan İl Emniyet Müdür Yardımcısı Çelik’in “Çık, gel. Sorulara cevap ver, serbest kalacaksın” demesi üzerine 7 Ekim 2023’te Türkiye’ye geldiğini ileri sürüyor. 

Emniyet’te, “Cezaevinden çıkamazsın” diye tehdit edildiği için gizli tanık olmayı kabul ettiğini savunuyor. 

19 sayfalık ifadenin Emniyet’te hazırlandığını, savcılıkta kendisine imzalatıldığını iddia ediyor. “Emniyet’te bilgisayarın başına geçip ne istiyorlarsa yazdılar” diyor.

Yetkililer ise bu iddiayı reddediyor.

Sertçelik’in bir aracı üzerinden Emniyet’e ulaşarak, “Size bilgi vermek istiyorum” dediğini vurguluyorlar. 

ÇORBACIDA VURULDU

Sertçelik’in, ifadesinin alındığı gün ayağına elektronik kelepçe takılıyor.

Buna rağmen en az 5-6 kez evden ayrılmış. 

Sertçelik, “Çıkıp işlerimi hallediyordum” diyor. 

Sordum: 

“Fark edilmiyor muydu?”

Şöyle cevap veriyor: 

“Bunlar idare ediyordu. Normalde tutuklamaları lazım. Ama tutuklandığım zaman bana imzalattıkları ifadeyi kabul etmeyeceğimi biliyorlardı.”

Sertçelik, 21 Kasım 2023 günü arkadaşı Ece Ronay ile sabah saat 5’te çorbacıya gitti.

Mekanda çatışma çıktı.

Sertçelik ve beş kişi yaralandı.

Sertçelik, anlatıyor: 

“Ronay, Ankara’ya gelmişti. Et restoranında yemek yedik. Gece mekana gittik. Oradan çorbacıya gittik.”

Sertçelik’e, gizli tanık olduğu için Ayhan Bora Kaplan’ın adamları tarafından vurulduğu iddiasını sordum.

Reddetti ve şöyle dedi:

“Bunlar kapıda bir müşteriyle tartışıyor. İki taraf da alkollü. Ateş ediliyor. Ateş edenleri tanımıyorum.”

“Kaplan’ın çevresinden mi?” diye sordum. 

“Hayır, kesinlikle” diyor.

Gel gör ki...

Yetkililer ateş açanlardan B.I.’nın Kaplan’la 2019’da ortak çekilmiş fotoğrafının olduğunu belirtiyor. B.I.’nın Kaplan’ın çalışanlarıyla bağlantısının bulunduğunu vurgulayarak, saldırının örgüt içi hesaplaşma olduğunu savunuyorlar. 

ÜÇ GÜNDE KAÇTI

Olay tutanağında “Etlik Şehir Hastanesi’nde yaralı Sertçelik’in el svabı alındı” deniyor.

Ayağındaki kelepçeden söz edilmiyor. 

Sertçelik’e “Polisler çorbacıya gittiğinizi biliyor muydu?” diye sordum.     

Şunları söyledi:

“Organize Şubesi, beni 24 saat takip ediyordu. Büyük ihtimalle o gün de takip ediyorlardı. ”

Sordum:

“Eyvah demediler mi?”

Sertçelik:

“Olay medyada aşırı yankı bulunca tutuştular. ‘Ama Serdar cezaevine girerse kumpas bozulur’ diye düşündükleri için tutuklamak beni istemiyorlardı. Evime Ufuk komiser geldi. Dedi ki ‘Murat müdürle konuştuk. Normalde seni tutuklanmamız lazım.’ Dedim ki ‘Nasıl yapacağız?’ Dedi ki ‘Hastaneden rapor aldıracağız. Rapordan dolayı gözaltına almayacağız.’ Raporu kendileri ayarladı. Sivil polis arabası 24 saat evin önünde bekliyor. ‘Evin önünden şu saatte ayrılacağız, sen de kaç git’ dediler.”

Sordum:

“Git” derken, “Yurt dışına git” mi dediler?

Sertçelik, şu yanıtı veriyor:

“Tabi ‘Yurt dışına çık’ diyorlar. Bunlar ‘Mahkeme başlayacağı zaman gelir, ifadeni verirsin, seni tutuklatmayacağız’ dediler.” 

Sertçelik, 27 Kasım 2023 Pazartesi günü saat 13.30’da evin önünden polis aracı çekilince kendi aracına binerek, kaçtığını ileri sürüyor. 

“Yurt dışına çıkmanıza yardım ettiler mi?” diye sordum.

“Yardımları olmadı” diyor.

Evden uzaklaştıktan sonra kelepçeyi kesip attığını kaydediyor.

30 Kasım’da yasadışı yollardan Türkiye’den ayrıldığını ve Avrupa’da olduğunu söylüyor.

SİSTEM GEÇ ALARM VERDİ

Emniyet yetkilileri göz yumma iddiasını reddediyor. 

Bana verdikleri bilgiye göre...

Kaçtığı gün Ayhan Bora Kaplan soruşturması çerçevesinde Mahfuz Tatar cinayetine ilişkin ifadesinin alınması için saat 15’te Sertçelik’in evine gidiliyor. 

Kapıyı açan Sertçelik’in annesi A.B., oğlunun Saat 14.40’ta Denetimli Serbestlik görevlilerine bilgi vererek, babasıyla hastaneye pansuman yaptırmak için gittiğini söylüyor. 

Polisler Sertçelik’i ve babasını arıyor.

Ancak ulaşamıyorlar. 

Aracı Pursaklar’da terk edilmiş halde bulunuyor ve kaçtığı anlaşılıyor.

Elektronik Kelepçe İzleme Merkezi, gece saat 22.45’te 155’i arayarak, Sertçelik’in yasağı ihlal ettiğini bildiriyor. 

Karakol polisleri Sertçelik’in evde olmadığını tespit ediyor.  

Emniyet yetkilisi, Elektronik Kelepçe İzleme Merkezi’nin 10 saat sonra haber verdiğine dikkat çekiyor. Sızmanın Adalet Bakanlığı’ndan yaşanmış olabileceğini ifade ediyor.

HÜKÜMETE OPERASYON İDDİASI

Sertçelik, Avrupa’ya gittikten sonra Instagram’dan polislerin kendisine ulaştığını kaydediyor. 

Yurtdışındayken... 

Emniyet’in, verdiği 19 sayfalık ifade ile operasyon yaptığını ve tutuklamalar gerçekleştirdiğini ileri sürüyor. 

“Balyoz ve Ergenekon gibi düşünün. Gizli tanık ifadesi üzerinden yönlendirip insanları tutukladılar. Bu sefer siyasi hamleye girdiler” diyor. 

Süleyman Soylu, Bekir Bozdağ, Abdülhamit Gül, Fahrettin Koca, Mücahit Aslan ve Hasan Doğan hakkında bilgi istendiğini savunuyor.   

Sertçelik: 

“Bu isimleri söyleyeceksin, beraber şablon oluşturacağız, imza atacaksın’ dediler. Soruşturmayı AK Parti’ye taşımak istediklerini gördüm. Hükümete operasyon çekmeye kalktılar.” 

Emniyet yetkilileri ise operasyon iddiasına kesinlikle karşı çıkıyor. Komiserin Sertçelik’i geri getirebilmek için bu şekilde konuştuğunu ve görüşmeleri kaydettiğini söylüyorlar.

Sertçelik’in siyasileri dosyaya sokmak için ısrarlı bir çaba içerisinde olduğunu vurguluyorlar. Dosyada siyasilerin bulunmadığının altını çiziyorlar.

Ancak kayıtlarda Komiser Şevket Demircan’ın “MHP ile AK Parti ayrılıyorlar. Mesajlar verilmeye başlandı. Varsa bir şey patlat geç” demesi ve ‘Temiz Elleri Operasyonu’dan bahsetmesi Emniyet’i zor durumda bıraktı.

Sinan Ateş: Beni öldürmeye karar vermişler Ömer abi

Tarih, 10 Mart 2022.

Sinan Ateş ile avukatı Ali Yücel’in birlikte kullandıkları hukuk bürosunun önünde Ülkü Ocakları’na tahsisli 06 AT 2020 plakalı siyah bir araç park etti. Büroya gelen gençlerden geçlerden Ç.B., arabanın fotoğrafını çekip Ateş’e  gönderdi. Ateş’de yakın arkadaşı Ömer Çağrı Özdemir’e iletti. Aralarındaki yazışma şu şekilde:

Ateş: Ankara Ocak, silahlı dört kişi göndermiş. Ofiste değildik.

Özdemir: Ofise mi? 

Ateş: Evet, çocuklar inince aşağı, bunlar yürümüş. 06 AT 2020. Biz almıştık ya aracı. İsmet Beyle konuş. Kan dökülsün istemiyorum.

Özdemir: Tamam. Şimdi plakayı, aracı gönderiyorum.

Ateş’in “İsmet Bey” dediği kişi, Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı’ndan önce danışmanlığını yaptığı, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman. 

İlk yazışmadan altı gün sonra...

16 Mart 2022.

Ateş, Özdemir’e kendisini öldürmeye karar verdiklerinden söz ediyor.

Yazışma şöyle:

Ateş: Beni öldürmeye karar vermiş arkadaşlar Ömer abi. Sürekli geriyorlar ortamı.

Özdemir: Öyle kolay mıymış?

Ateş: Sağa sola haber yolluyor, arıyorlar.

Özdemir: Vay anasını ya!

Ateş: Havlamasını bilmeyen köpek sürüye kurt getiriyor. Yeni insanlar ölsün istiyorlar.

Özdemir: Takma kafana reis, kolpacı bunlar:

Ateş: Orası öyle. Reis 18-19 yaşında çocukları gaza getiriyorlar. Cahit’e (Eski Bursa Ülkü Ocakları Başkanı Cahit Özdemir) ekip yollamışlar. Mersin’de olan Bursa’da olursa... Allah korusun.”

Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı sırasında Ateş’in genel sekreteri olan Özdemir, yazışmaları 5 Mayıs 2023’te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sundu.

Özdemir, ifadesinde, 06 AT 2020 plakalı araca ilişkin şunları söyledi:  

“Avukat Ali Yücel’e ait olup kendisinin de kullandığı büronun önüne 06 AT 2020 plakalı aracın geldiğini, Ç.B. tarafından fark edildiğini, silahlı dört kişinin araçta bulunduğunu, şahısların Ç.B.’yi fark etmesi üzerine oradan ayrıldıklarını iletmiştir.”

Özdemir, Ateş’in “Beni öldürmeye karar vermişler Ömer abi” şeklindeki mesajını göstererek, şöyle dedi:

“Kendisini öldürmeye çalıştıklarını ve planladıklarını bana açık açık bildirmiştir. Bursa’da Cahit Özdemir’e de Mersin’de Çağrı Ünel’e olduğu gibi bir ekip yollandığını, bu tip karışıklıklar sonucunda yeni insanların ölebileceği endişesi taşıdığını bana belirtmişti.”

Ne var ki...

Ömer Çağrı Özdemir’in ifadesi iddianameye konmadı!