Bir millet sanattan ve sanatkârdan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil bir kimse gibidir. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur. Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.” Mustafa Kemal Atatürk bu sözleri, 16 Mart 1923 tarihinde Adana Türk Ocağı'nda yaptığı bir konuşmada söylemiştir.

Atatürk’ün sanatın ve sanatçının bir millet için ne kadar hayati olduğunu vurguladığı bu sözleri, onun ne kadar ileri görüşlü ve vatansever olduğunu gösteriyor. Bizi ta o zamandan uyarmış.

***

Sanat, insanlık tarihinin en eski dönemlerinden beri kişilerin ve toplumların kendilerini ifade etme biçimi olmuştur. İnsanın dünyayı anlama, yorumlama ve değiştirme arayışının bir parçasıdır.

Bir toplumun sanatı, o toplumun aynasıdır; toplumun kültürel ve ekonomik yapılarının bir yansımasıdır.

Ayrıca sanat, toplumun yeniden şekillenmesinde önemli bir rol oynar çünkü yeni fikirler ve yeni bakış açıları sunarak bireyleri bilinçlendirir ve özgür düşüncenin gelişmesine katkıda bulunur.

Sanat, mevcut kurallara meydan okuyarak yeni değerlerin, inançların ve sosyal yapıların oluşmasına katkıda bulunur.

Bu yüzden de genellikle tek bir lider veya küçük bir elit grubun iktidarda olduğu totaliter rejimler sanatı tehdit olarak görürler, çünkü sanat özgür düşünceyi ve eleştiriyi teşvik eder.

Böyle rejimlerde, sanatçılar genellikle baskı altında tutulur ve sanatın yaratıcı gücü sınırlanır.

Sanattan yoksun ya da sanatta geri kalmış toplumlar, genellikle yaratıcılık, ifade özgürlüğü ve estetik değerler açısından sınırlıdır.

Sanatı takdir etmek ve ondan keyif almak, büyük ölçüde eğitimle ilişkilidir. Bu yüzden eğitimde sanata yer vermek son derece önemlidir.

Ayrıca sanat, öğrencilerin yaratıcılığını, eleştirel düşünme becerilerini ve duygusal zekâlarını geliştirmelerine katkıda bulunur. Kendilerini ifade etmelerine ve farkındalıklarını geliştirmelerine olanak tanır, problem çözme yeteneklerini ve özgün düşünme kapasitelerini artırır.

Maalesef Türkiye'de okullarda sanat eğitiminin durumu yeterli düzeyde değil. Sanat dersleri genellikle arka planda kalmakta ve diğer derslere nazaran daha az önemsenmekte, çoğunlukla da bu dersler boş geçmektedir.

***

Ülkemizde nüfusun sadece yüzde 27’si kitap okuyor. Avrupa’da ise bu oran yüzde 70. Türkiye’de nüfusun sadece yüzde 6,47’si tiyatroya gidiyor. Avrupa’da ise bu oran yüzde 60'ın üzerinde. Avrupa'da müze ve sergi ziyaret oranları da oldukça yüksek.

İsveç, Hollanda ve Almanya gibi ülkelerde nüfusun yüzde 60'tan fazlası yılda en az bir kez müze veya sergi gezmekte. Ülkemizde ise müze ve sergi gezme oranlarına dair güncel yüzdelik bir veri bulunmamaktadır. Ne kadar acı!

Ve geldiğimiz yer tam da Ata’mızın bizi uyardığı nokta: “Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.”