5 termik santral tamamen, bir santral ise kısmen kapatılacaktı. Çevreye yaydığı kirlilikle tartışma konusu olan diğer 7 santralden 4’üne geçici faaliyet belgesi, 3’üne ise çevre izinleri verilmişti.
Buna göre Kahramanmaraş Afşin A, Kütahya Seyitömer, Kütahya Tunçbilek, Sivas Kangal ve Zonguldak Çatalağzı termik santralleri tamamen, Manisa Soma Termik Santrali ise kısmi olarak kapatılmıştı.
★★★
Aradan yaklaşık 5.5 ay geçti. Bakan Kurum, 8 Haziran Pazartesi günü Manisa’dan açıklama yaptı:
“Soma Termik Santrali’nin 6 ünitesinden 4’üne, Kangal Termik Santrali’nin kapalı olan 2 ünitesine, Çatalağzı Termik Santrali’nin kapalı olan 2 ünitesine, Seyitömer Termik Santrali’nin 4 ünitesinden 2’sine, Tunçbilek Termik Santrali’nin 3 ünitesinden 2’sine, Afşin A Termik Santrali’nin 4 ünitesinden 2’sine 1 yıl geçici çalışma ruhsatı verilmiştir. Bu üniteler ve bacalar mevzuata uygun hale getirilmiştir.”
Hatırlatma gerekiyor: Termik santrallere filtre konusu geçen yıl sonu kamuoyunda hararetli tartışmalara sahne olmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan, filtresiz santrallere 2.5 yıl daha ek süre veren yasa değişikliğini onaylamamıştı. (Bakan Kurum’un yazı girişinde anımsattığım açıklaması da Erdoğan’ın bu çıkışı üzerine yapılmıştı.)
O dönem iktidarın kaleme aldığı, filtresiz santrallere ek süre veren yasanın “Erdoğan’a rağmen” TBMM’ye getirilmesinin imkansız olduğu konuşulmuş, Cumhurbaşkanı’nın sonra fikir değiştirerek yükselen tepkiler üzerine “halkı düşünüyorum” mesajı verdiği belirtilmişti.
Şimdi bu son gelişme üzerine gözden kaçmaması gereken detay şu: Filtre takılması için 2.5 yıl süre verilen bir santral 5.5 ayda gereken tedbirlerin ne kadarını ve nasıl almış olabilir?
Nitekim aynı zamanda yasanın görüşüldüğü TBMM Plan Bütçe Komisyonu üyesi olan HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan bu konuya dikkat çeken bir soru önergesi verdi.
Paylan, “Çevreye zehir saçan termik santrallerin, çevre yatırımlarını tamamlamadan açılmasına neden izin verdiniz, termik santral lobisi, sizi termik santralleri açmaya nasıl ikna etti’ sorularını sordu.
Paylan, termik santrallere baca gazı filtresi takılması işinin en az 18 ay sürdüğünü vurguladı ve “Beş ay geçmeden filtrelerin takıldığına inanmamızı nasıl bekliyorsunuz” dedi.
TEŞVİK BOYUTU
Bu konunun dikkat çeken öteki boyutu ise teşvik. Greenpeace Akdeniz, yeni bir çalışmasını duyurdu. (Açıklama gelince sordum, resmi verilere dayalı hesaplama yaptıklarını belirttiler.) Çalışmaya göre “Sözkonusu 11 santrale 2018’de, arızalanıp çalışmadıkları ortalama 109’ar gün için toplam 334 milyon 959 bin TL, 2019’da arızalanıp çalışmadıkları ortalama 91 gün için de toplam 518 milyon 386 bin 758 TL teşvik” verilmişti.
Bu tutar içinde iki ünitesi yeniden çalışma ruhsatı alan Kangal Termik Santrali’nin 2019 yılı payı yaklaşım 69 milyon TL. Greenpeace Akdeniz, eğer arızalı olduğu günler için teşvik verilmeseydi bu tutarın yaklaşık 10 milyon TL olacağını bildiriyor. (9 milyon 939 bin 609 TL)
Yazının başlığını oluşturan teklifi açayım. Daha 5.5 ay önce kapatılmışken, yeniden çalışma ruhsatı verilen termik santrallere filtre takılıp takılmadığını yerinde görmek yararlı olmaz mı? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, gazeteciler için böyle bir basın gezisi düzenlese de hakikat ortaya çıksa.
Akkuyu ya da sırlar ülkesi
Parlamenter sistemin ortadan kalkmasıyla, yasamanın yürütmeyi denetim aracı olan “soru”, eski hükmünü kaybetti.
Partili Cumhurbaşkanlığı’na geçince bir “kurul”un üyesi olmaktan çıkan bakanlar, milletvekillerinin halkı doğrudan ilgilendiren konulardaki sorularına dahi cevap vermiyor. Veya değişik bahanelerde cevap vermekten kaçınıyor.
İktidar, bir iş yapma biçimi olarak “ticari sır” lafını seviyor. Halka karşı şirketlerin çıkarlarını savunan ve ön plana alan “ticari sır” ifadesi, en rağbet gören cevapların başında geliyor.
Rusya ile Türkiye arasında milletlerarası bir anlaşmaya dayalı Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) faaliyetleri konusunda da benzer durum yaşandı. CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen’in Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’a yönelttiği sorular da aynı akıbetten payını aldı.
Antmen, Akkuyu NGS deniz yapılarının temelinin 2015 yılında atıldığını anımsatarak, geçen beş yıllık süre içinde inşaatta kullanılmak üzere hangi malzemelerin ithal edildiğini sordu. Diğer iki sorusu ise şöyleydi:
- İthal edilen ürünlerin ödemeleri ne şekilde, ne zaman yapıldı?
- İthal edilen ürünlerin içinde sadece uzman gözetiminde kullanılabilecek veya kurulacak malzemeler bulunmakta mıdır? Varsa bunlar nelerdir? Kurulumları hangi tarihlerde, ne tür şekillerde kimler tarafından yapılmıştır?
CEVAP ÜÇ AY SONRA
Antmen’in TBMM Başkanlığı’na mart ayında yönelttiği soruların cevabı haziranda geldi. Bakanlık’tan üç ay sonra gelen cevap “ticari sır” oldu. Sadece milletvekili değil, temsil ettiği “millet” ile dalga geçildiği hissi veren bu cevaba karşılık Antmen de tepkisel bir karşılık verdi. Akkuyu NGS şirket yönetimindeki tek Türk vatandaşının çifte vatandaş olduğunu, bir diğer yabancı yöneticinin kendi ülkesinde yolsuzluktan mahkum olduğunu anımsatan Antmen’in şu ifadesi bence hepimizi ilgilendiriyor:
“Yani yabancılar ülkemize her istediğini getirebiliyor ve halktan bu saklanıyor mu? Daha vahimi bana göre devlet de ne getirildiğini bilmiyor. Tamamen Rusya’ya bırakmış durumdalar. Yarın bir çatışma, savaş durumunda burası Rusya tarafından ne amaçla kullanılacak?”
LİMAN VE OFF-SHORE İŞLERİ
Akkuyu NGS A.Ş. konusunda önemli diğer iki meselenin, yine iki ayrı yazıyla bu köşeden geçen sene duyurduğumuz, şirketin liman kurma hakkı ve vergi cenneti adalarda işlem yapabilme hakkı olduğunu anımsatalım. (Bu şirket kararları ticaret siciline yansıdı)
Antmen’in açıklamasında söz ettiği Akkuyu NGS yönetiminde yer alan ve ülkesinde yolsuzluk soruşturmasına uğramış isim, Henri Proglio. Okurlar, ülkesinde üst düzey şirket yöneticisi olan Proglio hakkındaki iddialardan, Fransa Sayıştayı’nın inceleme haberlerinden bu köşede 6 Ocak 2020’de yayımlanan “Akkuyu’da vergi cenneti operasyonu tamam” başlıklı yazıyla haberdar olmuştu.
Bitirirken anımsatalım: Türkiye’de vatandaşlar devletin Rusya’ya satın alma garantisi verdiği elektriği 15 yıl boyunca vergileriyle karşılayacak.
Ama Türkiye’de kurulu Akkuyu NGS A.Ş’nin Türkiye topraklarında kurduğu kendisine ait limanda nasıl bir trafiği olduğunu halk bilmeyecek, “off shore” şirketleriyle her türlü para alışverişi gerçekleşecek. Böyle bakıldığında Ticaret Bakanlığı’nın “ticari sır” cevabı, biraz daha anlaşılır hale geliyor.
Not: Akkuyu’da nükleer santral kurulmasına ilişkin milletlerarası anlaşma, 6 Ekim 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Garantilerin ayrıntıları orada mevcut.