İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen soruşturmalar kapsamında en çok konuşulan konuların başında siyasi yasak gelmekte. İmamoğlu hakkında henüz kesinleşmiş bir yargı kararı olmamasına rağmen hakkında başlatılan soruşturmalar nedeniyle siyasi yasaklı konuma düşüp düşmediğini, siyasi yasak söyleminden kastedileni ve seçim mevzuatı ile ceza uygulamaları bağlamında siyasi yasak tabirinin ne olduğunu gelin birlikte inceleyelim.

SİYASİ YASAK NEDİR?

Siyasi yasak, bir kişinin belirli bir süre boyunca siyasi faaliyetlerde bulunmasını, kamu görevlerinde yer almasını veya siyasi haklarını kullanmasını engelleyen hukuki bir yaptırımdır. Bu yasak, ancak kişi hakkında kesinleşmiş bir yargı kararıyla mümkündür.

BELLİ HAKLARI KULLANMAKTAN YOKSUN BIRAKILMA

Ceza kanunu bağlamında yapılacak yargılama sonrasında kişinin kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin bir sonucu olarak;

• Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,

• Seçme ve seçilme ehliyetinden,

• Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,

• Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,

• Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten yoksun bırakılır.

Yargı Kararı Olmadan Siyasi Yasak Gelemez

Yasal düzenlemeden de açıkça anlaşıldığı üzere yapılacak bir ceza yargılaması bağlamında kişi işlemiş olduğu suç dolayısıyla hakkında bir mahkumiyete kararı verilmeli, verilen karar itiraz, istinaf ve temyiz denetiminden geçirilerek verilen ceza infaz aşamasına getirilmeli.

Hemen şunu belirtmek gerekir ki herhangi bir kişi hakkında verilen göz altı kararı yahut tutuklama ya da adli kontrol şartlarının yerine getirilmesi kesinleşmiş bir mahkûmiyet anlamı taşımadığından bu aşamada siyasi bir yasaktan bahsedilmesi de mümkün olmayacaktır.

SİYASİ YASAĞIN YSK UYGULAMASI NASIL?

Ülkemizdeki tüm seçimler Yüksek Seçim Kurulu tarafından gerçekleştirilmekte olup, milletvekilliği, belediye başkanlığı, ve Cumhurbaşkanlığı adaylıklarında 2839 sayılı milletvekilliği seçim kanunun 11. Maddesine göre işlem yapılmaktadır.

Buna göre yapılacak bir ceza yargılaması kapsamında kişi hakkında taksirli suçlar hariç, toplam bir yıl veya daha fazla hapis veya süresi ne olursa olsun ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar,

Affa uğramış olsalar bile; basit ve nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlar ile istimal ve istihlak kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık suçları, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma veya Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından biriyle mahkûm olanlar,

Türk Ceza Kanunu’nun İkinci Kitabının, birinci babında yazılı suçlardan veya bu suçların işlenmesini aleni olarak tahrik etme suçundan mahkûm olanlar,

Terör eylemlerinden mahkûm olanlar siyasi yasaklı olarak kabul edilmektedir.

Bu kapsamda YSK uygulamalarına göre herhangi bir kişi hakkında yapılan ceza yargılamasında doğrudan TCK 53 hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiş olmasa bile yukarıda yazılı suçlardan herhangi birini işleyenler hakkında verilen yargı kararının kesinleşmesi sonrasında bırakın hapis cezası almayı adli para cezası alınmış yahut bir gün dahi hapse girilmiş olması halinde memnu hakların iadesi müessesi işletilmeden ülkede yapılacak herhangi bir seçime katılması mümkün olmayacaktır.