AKP’nin 23. kuruluşu kutlandı. Sayın Erdoğan bir konuşma yaptı .“Türkiye’yi nereden alıp nereye getirdiğimizi milletimiz biliyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin AK Partili yıllarının her alanda Cumhuriyet tarihinin en parlak dönemi olarak kayıtlara geçtiğini söyledi. 

Erdoğan’ın sözleri şöyle: “Kişi başına düşen milli gelirimiz 3 bin 608 dolarken, 2023 yılında 13 bin dolar seviyesine ulaştı. Türkiye’de sivil siyasetin alanını genişlettik.

Hak ve özgürlükler sahasında ülkemizde  sessiz bir devrime imza  attık. Türkiye’yi yasakların, baskıların, korkuların ve vesayetin kol gezdiği ülke olmaktan çıkartıp demokraside hak ettiği seviyelere ulaşmıştır.”

Anayasamız ne diyor? “Anayasa, bir devletin yönetim biçimini belirtir. Toplumların ülke üzerindeki egemenlik haklarının, bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin hangi koşullar altında devlet tarafından kullanılabileceğini belirleyen temel kanunlardır. Devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceğini belirler.”

Ülkemde neler oluyor?

Bırakın Avrupa İnsan Hakları Mahkemelerini, TC Anayasasına bağlı kalacaklarına yemin ederek göreve başlayanlar, halk oyuyla Milletvekili seçilen Sayın CAN ATALAY için verilen Anayasa kararlarını uygulamıyorlar. TC Cumhurbaşkanı, ülkenin ekonomik, sosyal çöküntüsünü görmeyip “ Türkiye’nin AKP’li yıllarının, Cumhuriyet’in en parlak dönemi” diyebiliyorsa , gelecek Türkiye’si için sözün bittiği yerdir.

Yapılması gereken, Cumhur ittifakı dışındaki tüm muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri acilen bir araya gelip hemen SEÇİM demelidir. Ülkem insanının fakru zaruret içinde  içinde bulunduğu bu durumda, biz kenarda duralım, dile getirmeyelim,  nasıl olsa ana muhalefet partisi SEÇİM der demeye, kimsenin hakkı yok. Hep birlikte,  ülkenin bu iktidardan tez elden kurtulması için demokratik birlikteliklerle sesler yükseltilmelidir.

TV’lere her akşam çıkıp, ülkenin içine düştüğü sıkıntıları saatlerce tartışılıyor. Medyada günlerce yazıp çiziliyor. Daha günlerce de bu tür konuşmalar yapılmaya devam edilse değişeceğine inanıyor musunuz? Öyle ise artık bu tür karşı duruşun hiçbir yararı olmadığını görün ve ekranlardan, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerine çağrı yapıp bir araya gelin, SEÇİM SEÇİM diye haykırıp geleceğimizi kurtaralım deyin. Ortada bir yangın var, tüm muhalefet partileri, STK’lar  bir araya gelip hareket etmezse, bu yangın hepimizi kavuracaktır.
Haydi TÜRKİYE ….
Değerli Okurlar: Bir Psikiyatrist anlatıyor.

KİTİ  GENOVESE SENDROMU

“1964 yılında New York şehrinde akşamüstü Kity Genovese isimli bir kadın çok da ıssız olmayan bir caddede cinayete kurban gider. Bu olayda ilginç olan şudur. Kadına saldıran kişi dakikalarca kadına tecavüz etmeye çalışır başaramayınca darp eder. Kadını yaralı halde bırakır.

Bir süre sonra tekrar gelir ve kadını öldürür. Bu korkunç süre bir saattir ve bir saat boyunca zavallı kadın çığlıklar atar yardım ister. Polis olay yerine gelir ama resmi ihbar olaydan bir saat sonra yapıldığından geç gelmiştir, çevreyi inceler. Kadının öldürüldüğü bölgede olayı kimsenin duymaması imkansızdır. Çevre evleri incelediklerinde olayı 37 mahalle sakininin gördüğünü hatta bir kısmının sonuna kadar pencereden izlediğini öğrenir, ancak hiç biri ne olaya müdahale etmiş ne de polis çağırmıştır. Bu olay sonrası bir polis şefi gazeteci arkadaşı ile konuşurken durumu anlatır.

Gazetecinin ilgisini çeker ve bunu haber yapar. Haber sonrası Amerika da büyük infial olur. Psikologlar, psikiyatristler,  sosyologlar incelemeye başladığında şu durum ortaya çıkar:
Olaya tanık kişilerin hepsi bir başkası mutlaka polise haber verir veya müdahale eder diye duyarsız kalmıştır. Kadın bu nedenle kalabalığın ortasında öldürülmüştür. Bu sosyal davranışa katledilen kadının adı ile Kity Genovese Sendromu adı verilir. Evet Sosyal Psikolojide bu ve benzeri durumlara Kity Genovese sendromu deniyor. Yaşananlara duyarsızlıktan çok başkasına yükleme, bekleme, sosyal kaytarma, birisi çözer, birisi yardımcı olur işimize bakalım, biri mutlaka görmüştür, biri mutlaka dilekçe verir düşünceleri ile sorun, problem ve sıkıntıları başkasına atmak…

Sonuç mu? Etkisiz güçsüz, zayıf hatta sıfır tepkiye neden olur. Toplumsal refleks azalır ve zorba istediğini yapar."

SON SÖZ: Öyle kötü bir zamanki… Şimdi yalnızca yaşayan insanlar değil, gelecek nesiller de soyuluyor. LEV TOLSTOY