Batılı emperyalistlerin yıllar önce ortaya koyduğu senaryonun Türkiye bölümü oynanmaya çalışılıyor. Ortadoğu’da İsrail’i güvenceye almak için bir Kürt devleti oluşturulması gerektiği düşünüldü. Bunun için kendi yarattıkları terör gruplarıyla Esat’a karşı savaş başlattılar ve bizi de bu savaşa bulaştırdılar. Bu savaşın bize maliyeti ağır oldu. Bir yanda 10 milyonu aşkın sığınmacı ülkeye doluşurken, ekonomik olarak da adeta ezildik. Rusya aracılığıyla Esat bize zeytin dalı uzatınca, Sayın Erdoğan da aynı üslupla cevap verdi.

Yıllardır Suriye’ye karşı eğittiğimiz ve silahlandırdığımız Suriye Milli Ordusu adı verilen savaşçılar da, "eyvah barışıyorlar, biz açığa çıkacağız" diyerek bulundukları bölgede Türk bayraklarını ve yardım götüren araçları yaktılar. Ülke içinde bazı şehirlerimizde de sığınmacılar bahane edilerek provokatörler olaylar çıkardı. Emperyal güçlerin ajanları hem ülke içinde hem de Kuzey Suriye’de cirit atıyorlar. Bu provokatörler bir iç karışıklık çıkararak ülkeyi karıştırmak istiyorlar. Bu sığınmacılar sadece Suriyeli değil. Büyük oranda ülkesini ABD adına satan on binlerce genç Afgan var. Bir karışıklıkta tek başına gelen Afgan sığınmacıların...

Emperyal amaçlar doğrultusunda neler yapacaklarını bilen varsa beri gelsin! Şu anda hepimize düşen görev, hiçbir provokasyona alet olmadan sakinliğimizi korumalıyız. Sosyal medyada özellikle bayrak yakılma ve araçların yakılma görüntülerine kapılıp bir eyleme kalkmamalıyız. Eğer bu yanlışa düşersek emperyalizmin ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Zaten büyük oyun ülkede karışıklık çıkarıp bir kıyım yapmak. Sığınmacılar konusunda yıllardır yaşadığımız ekonomik, sosyal ve siyasi sorunların temelinde iktidarın yanlış politikaları var. Suriye’de ne işimiz vardı? Durup dururken ABD’nin oyununa gelip bu işe kalkıştık. Emperyal senaryo gereği yıllar önce Suriye hududundaki mayınlar temizlendi. Savaş başlayınca sığınmacılar hiçbir engelle karşılaşmadan doluştu. Gelerek de devam ediyorlar. ABD Fırat’ın doğusunda bir garnizon devletin temellerini attı. Türkiye Suriye arasındaki bu yakınlaşmadan ABD’de rahatsızlık duyacaktır. Gün Türkiye’nin varoluş veya parçalanma ile karşı karşıya geleceği bir noktaya geldi. Tüm ulus sessiz sakin hiçbir provokasyona gelmemelidir. İktidarın sığınmacılar ile ilgili bir projesi var mı? Varsa kamuoyu ile paylaşıp toplumu bilgilendirmelidir. Bu kararlar Türkiye açısından son derece önemli, yani TÜRKİYE’NİN GELECEĞİDİR...

Gelecek için verilecek kararlar tek kişi ile değil TBMM’de enine boyuna tartışılıp değerlendirilmelidir. İnsani uygulamalarla bu sığınmacılar ülkelerine bir zaman içinde güzellikle gönderilmelidir. Bu ülke de kimse ne ırkçı ne de sığınmacı düşmanı değildir. 13 yıldır ülkem insanı kendi sıkıntı çekti ve ödedikleri vergilerle sığınmacılara baktı. Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılıyız diyorsak, yarından tezi yok Suriye ile bir araya gelip gereği yapılmalıdır. Sığınmacıların kendi ülkelerindeki boşalttıkları topraklara bebek katilleri yerleşti. Suriye işine bizi bulaştıranların kim veya kimler olduğunu artık sağır sultan bile biliyor. Bu işi hem Türkiye’nin başına saracak, sonra da hiçbir şey olmamış gibi sığınmacılar konusunun çözümü için öneri getiren vatan severlere parmak sallayacaksınız.

ÖZÜ ŞU: Siz iktidar oluncaya kadar Türkiye’de sığınmacı sorunu var mıydı? Bu sorun sizin iktidarınızla başladı ve giderek ülke için bir BEKA sorunu oldu.

SON SÖZ: İnsanlara "Tam bir geri zekalısın" diyemediğimiz için "Tabii, o da senin görüşün" diyoruz. GEORGE CARLIN