Hangi asırdayız ve hangi ülkede yaşıyoruz?

21’inci Yüzyıl’da değil de, hukuk ve demokrasinin gelişmediği, korku ve şiddetin hakim olduğu ilkel çağlarda mıyız?

Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in, Ankara’nın göbeğinde öldürülmesinin ardından MHP’ye yönelik eleştirilerden rahatsız olan Devlet Bahçeli 154 kişilik bir liste açıklayarak:

“Bu listede bulunan 154 kişi, MHP’ye karşı çok büyük haksızlıklar, iftiralar, yalanlar, küçük görmeler, suçlamalarda bulunmuşlardır. Günü geldiğinde bu dosya eyleme de geçecektir. Hukuk zemininde muhakkak hesaplaşacağız!” dedi.

Ancak... “Hukuk zemininde” sözü havada kaldı tabii ki... Çünkü mahkeme, söz konusu listeyi aynı gün reddetmişti! 154’lük liste hukuken geçersiz kaldı!

Peki, ne olacak?

Doğal olarak insanın aklına “hukuk dışı bir hesaplaşma ihtimali” geliyor.

Böyle bir şey olabilir mi? Yaşanan olaylara bakarsak, ülkemizde her şey mümkün!

İktidar ortağı olan köklü bir partinin genel başkanı bu tür açıklamaları kendisine nasıl yakıştırıyor, anlamak zor!

★★★

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu eski bir MHP’lidir ve Ülkücü geleneğin etkin, önemli bir ismidir.

Eski, yıllarda Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı da yapmış olan Müsavat Dervişoğlu, 63’ü gazeteci olan 154 kişilik listeyi “İnsafsızlık ve izansızlık” olarak değerlendirip:

“Ülkücü olmak gibi ömrümce anıldığım, gurur duyduğum bir sıfatım var. Onu da öyle bir ayağa düşürdüler ki, bunlar yüzünden ‘Ülkücüyüm’ demeye bile utanıyorum.” diye sert tepki gösterdi.

Zafer Partisi’nin MHP kökenli Genel Başkanı Ümit Özdağ da 154’lük lise için:

“Kaale almıyorum. Kendi Ülkü Ocakları Başkanı’nı tetikçilere öldürten bir zihniyet, ancak mücadele edilecek zihniyettir.” dedi.

★★★

Günlerdir konuşuluyor, tartışılıyor ve de ayıplanıyor.

63’ü gazeteci, 91’i siyasetçi, akademisyen ve hukukçulardan oluşan 154 kişi MHP’nin hedefinde! Bu listedekilerin suçu nedir?

Sinan Ateş cinayetinin tüm bağlantılarıyla aydınlatılmasını ve suçluların cezalandırılmasını istiyorlar. Yani, tüm kamuoyunun isteğini dile getiriyorlar...

Devletin, bu tehdit ve sindirme çabasını ciddiye alıp, muhtemel saldırılara karşı etkin önlemler alması gerekiyor!

Gazetecilik suç değildir!

Şimdiye kadar Türkiye’de, hedef gösterilen 67 gazeteci, suikast ve saldırılar sonucu öldürüldü.

Basın Müzesi’nde şehit gazetecilerin adları ve fotoğraflarının bulunduğunu hatırlatan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nun, MHP’nin hedef gösterdiği gazeteciler için yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bugüne kadar gazetecileri tehdit ederek, hedef göstererek, yaralayarak ve öldürerek kimse bir yere varamamıştır. Gerçekler saklanamamıştır. Son olarak Sinan Ateş Cinayet Davası’nın dosyası üzerinden gazeteciler yine hedef gösterilmiştir.

Gazeteci, halkı ilgilendiren tüm olayları izleme, araştırma hakkına sahiptir. Gazetecilik suç değildir ve cinayetleri işleyenler de gazeteciler değildir!”

TGC hedef gösterilen gazetecilere yönelik muhtemel saldırılara karşı önlemler alınması için devleti uyarıyor!

Balığın aradığı adam...

Evin erkeği, pazar sabahı oturmuş, keyifle kahvesini yudumlarken bir yandan da gazetesini okuyormuş... Karısı gelmiş, yumuşak bir ses tonu ile:

“Aşkım...” demiş “Hani birkaç ay önce bir hafta sonu balığa gitmiştin ya...”

Adam okumakta olduğu gazeteyi bırakıp bütün dikkatini karsına vermiş... Kadın aynı ses tonu ile devam etmiş:

“İşte dün gece o balık aradı seni bir tanem, hamileymiş!”

GÜNÜN SÖZÜ

Bir siyasetçi “Her şeyi ben biliyorum” diyorsa durum tehlikelidir!