Ahmet Kiziroğlu “bu bahar terörsüz bir bahar olacak, bu bahar için karda kışta mücadele eden güvenlik güçlerimizin yanındayız” dedi.

*

Anlatayım ben size nasıl “yanında” olduklarını...

*

Eskiden şehit vardı, gazi vardı. Akp’den beri yok. Çünkü Akp, ilgili kanunu değiştirdi, şehit ve gazi tanımı silindi. Şehit, vazife ölümü oldu. Gazi, vazife malulu oldu. Böylece, koğuşta ranzasından düşüp ölenle, çatışmada hayatını kaybeden arasında fark kalmadı.

*

22 defa ameliyat olan gazi var, 48 defa ameliyat olan gazi var. Karaciğerinin yarısı alınan, bağırsaklarının bir bölümü alınan, böbreği, dalağı olmayan, gözünü kaybeden, kulağı parçalanan gaziler var. Ömürleri boyunca ilaç kullanmaları gerekiyor. Bu ilaçlara, sıradan insanlar gibi katkı payı ödüyorlar. Halbuki neyi korumak için gazi oldular? Devleti korumak için... Peki, bu gazilerden katkı payı alan kim? Korudukları devlet!

*

“Aktif” tabir edilen tekerlekli sandalye tipi var, hafif ve normal tekerlekli sandalyelere göre çok daha dayanıklı, en az beş sene kullanılabiliyor. Aktif sandalyenin fiyatı 10 bin lira... Devlet bunun sadece 2 bin 250 lirasını veriyor. Gerisini, gazi cebinden ödüyor.

*

Mayına basıyorsun, mayına... Anca 2 bin 250 lirasını veririm diyor!

*

Farzedelim gazi oldun. Gazi maaşı bağlıyorlar. Bin 850 lira civarında para alıyorsun. Diyorsun ki, bununla geçinebilmem mümkün değil, bir işe gireyim, çalışayım, emekli olayım, bari biraz da oradan emekli maaşı alayım. Devlet sana ne diyor biliyor musun? Bacağın yokmuş, kolun yokmuş, ben anlamam, bedensel engellerini “sıfır” sayarım, bedensel engelin yokmuş gibi kabul ederim, sağlıklı insanlar gibi 60 yaşına kadar çalışırsın, anca öyle emekli olursun diyor.

*

Eskiden böyle değildi. Bir gazi işe girdiğinde, her engelli vatandaş gibi, engel derecesine göre, çok daha kısa sürede emekli oluyordu. Akp bu kanunu 2013’te değiştirdi. 2013’ten sonra emekli olacak bir gazi, engelli kabul edilmiyor, 60 yaşına kadar çalışırsa emekli oluyor.

*

Peki, bir gazinin erken emekli olma ihtimali yok mu? Var... Devletimiz alay eder gibi, eğer bedensel engelin yüzde 40 artarsa, seni engelli kategorisinden erken emekli ederim diyor. Yüzde 80 engelli olan gazimiz var mesela... Yüzde 120 olursa, erken emekli olabiliyor!

*

Sayın hükümetimiz proteze de sınırlama getirdi. Dizaltı elektronik protez var, bileği hareket ediyor, nispeten rahatlık sağlıyor, fiyatı 90 bin lira civarında... Ödenmiyor. 20 bin lirası ödeniyor. Ya git ucuzunu al, ya da bu kadar öderim, gerisini ne halin varsa gör deniyor.

*

İki bacağını kaybetmiş gazi var, bir bacağının dizüstü protezi ödendi, bir bacağının dizaltı protezi ödenmedi iyi mi!

*

Adı bende saklı bir güneydoğu gazimiz var, hem gülerek, hem ağlayarak anlatıyor: “Geçenlerde hastaneye gittim, trafodan bakır tel çalarken kolunu kaybetmiş, protez için gelmiş hırsız bir vatandaşla karşılaştım. Devletin ikimize de tanıdığı protez hakkı aynı.”

*

Banyo-tuvalet sandalyesi var. Gazilerimiz bu sandalyede hem yıkanıyor, hem tuvaletini yapıyor. Piyasada 1500 lira. Sayın hükümetimiz bunu bile vermiyor, 750 lirasını veriyor.

*

Uçak yapıyoruz, otomobil yapıyoruz diye mangalda kül bırakılmıyor ama, bu memleket işe yarar tekerlekli sandalye bile yapamıyor. İthal ediliyor. Ekstra hazin tarafı şu... Sağlık Uygulamaları Tebliği’ne göre, bir dolar 1.8 lira, bir euro 2.4 lira görünüyor. Halbuki, dolar 3 lirayı geçti, euro 3.5 liraya gidiyor. Gazilerimize alenen “kur kazığı” atılıyor.

*

Bir gazimiz var, yedi arkadaşı şehit oldu, kendisi kollarından vuruldu. Devlet malzeme ofisinin deposunda işe alındı. Kolları sakat olduğu için verilen görevi yerine getiremiyordu, dilekçe yazdı, durumunu anlattı. Hikaye... Üstüne fırça yedi. Beğenmiyorsan git denildi. Birkaç gün sonra gazinin üstüne bir tonluk kağıt balya düştü, omuriliği kırıldı, ömür boyu yatağa mahkum oldu.

*

Bacağı olmayan gaziyi güya kamu kurumunda işe aldılar. Çaycı yaptılar. Protez bacağıyla katlar arasında çay dağıtıyor.

*

Gazi Baran Timuçin... 2007’de 24 askerimizin şehit olduğu Dağlıca baskınında iki bacağını kaybetti. 12 defa ameliyat oldu. Bir tören sırasında tesadüfen Kemal Kılıçdaroğlu’yla karşılaştı, Kılıçdaroğlu birlikte fotoğraf çektirmek istedi, gazi “aman çektirmeyelim” dedi. Neden diye sordular. “Akp’li belediyede çalışıyorum, sizinle fotoğraf çektirdiğimi görürlerse beni işten atarlar” dedi. Kılıçdaroğlu “merak etme, ben seni işe aldırırım” dedi. Fotoğraf çektirdiler. Gazi Baran Timuçin, tahmin ettiği gibi, bir hafta sonra işten atıldı.

*

(Kemal Kılıçdaroğlu, gazinin evi oraya yakın olduğu için, Chp’li Avcılar Belediyesi’ne telefon etti, derhal işe alınması için talimat verdi. Maalesef eski başkan halletmedi. Unutuldu. Hatırlatmaya utanan gazi Baran beş senedir işsiz... Yeni başkan Handan Toprak Benli’nin duyarsız kalmayacağını ümit ediyorum.)

*

Bir gazimiz var, yeni evliydi, Cudi’de mayına bastı, bir bacağını ve erkeklik organını kaybetti. Evlat edinmek için çocuk esirgeme kurumuna başvurdu. Ekonomik, psikolojik şartları uygun. Yıllardır bekliyor, evlat verilmiyor.

*

Bir başka gazimiz var, belden aşağısı felç, çocukları olmadı, tüp bebek denediler. Sayın hükümetimiz, sıradan insanlar gibi üç deneme hakkı verdi. Şu anda yedinci denemeyi yaptılar, son dördünü kendisi ödedi. Bu durumda olan iki veya en fazla üç gazimiz var. Sayın devletimiz bu gazilerimize ayrıcalık tanırsa maazallah batar, iflas eder!

*

Buradan teröristlere çağrı yapıyorum, rica ediyorum... Askerlerimizi çenelerinden vuracaksınız, lütfen en fazla sekiz dişini parçalayacak şekilde vurun! Çünkü sayın devletimiz, en fazla sekiz implant parası ödüyor. Dokuzuncu dişini kaybederse, gazimiz kendi cebinden ödüyor.

*

Ahmet Kiziroğlu’nun “yanlarındayız” dediği tablo, işte bu.

*

Ve, yazıya noktaya koyarken “son dakika” haberi ekrana düştü. “Sur’daki çatışmada üç askerimiz, bir polisimiz şehit, üç askerimiz yaralı” deniyor.

*

Yanlış kardeşim, yanlış...
Dört vazife ölümü.
Üç vazife malulu.
Yeni Türkiye’nin yeni doğrusu artık bu!