Suudi kralı uçak kapılarında karşılandı, sanki çadır devletiyiz kaldığı otele ayağına gidildi. Ankara’ya geldi bir naz, bir eda. Türk milletinin ‘Atam’ dediği büyük insanın ışığından öylesine korkuyorlardı ki Atatürk’ün manevi huzuruna çıkmadılar, Anıtkabir’in yanından bile geçmediler. Bu saygısızlıkları, bu cüretlerine karşılık ecel gelip öbür dünyaya göçtüğünde kendi ülkesinden önce bizimkiler yas ilan etti. Bayraklarımız bu ülkenin kurtarıcısına, kurucusuna saygı göstermeyen kral için 3 gün yarıya indi.

Başka izahı yok, petrol de dolar da güç de onlarda!

Bir sabah uyanıyorduk hayatımızı derinden etkileyecek yasalar değişmiş, kararlar alınmış. Yine öyle oldu. Bir sabah uyanıp ne görelim? Cumhuriyetimizin 100. yılında oynanacak Süper Kupa maçı, bu ülkenin en köklü iki takımı Fenerbahçe ve Galatasaray karşılaşması Türkiye’de herhangi bir şehir yerine, Cumhuriyet’in ilan edildiği başkentimiz Ankara yerine Suudi Arabistan’da oynanacakmış!

Neden? Türkiye Futbol Federasyonu başkanına göre konu tamamen duygusal!

Parayı basmış Suudi Arabistan, Cumhuriyet’in 100. yıl kupa maçını almış.

Nerede oynanacak? Al-Awwal Park Stadı’nda.

Nerde nerde? Kral Suud Stadyumu’nda!

Hani şu Anıtkabir’e uğramayan, hani gözümüze sokar gibi 10 Kasım’da kendisine devlet şeref madalyası takılan, hani şu vefat ettiğinde 3 gün yas ilan edilen kral mı?

Evet!

Buraya kadar olanlar ‘zirvelerde’ yaşayanların kararı, dili.

Ya halkın Karadeniz gibi kabaran yüreği?

Orada duracaksın az biraz.

Nazım Hikmet’in dediği gibi, ama bu yürek, o bu dilden anlamaz pek!

Maç günü geldi çattı. Saha cillop, hava Riyad havası. Bakanlar torun tombalak hepsi milletin parası ile protokolde. Otellere girişte herkese mırra.

Bi terslik var ama... Takımlar yok ortada.

Niye? Kardeşim o kadar da değil, Atatürk bizim kırmızı çizgimiz demişler.

Çünkü Araplar, yurtta sulh, cihanda sulh diyemezsiniz demişler...

Ne mutlu Türküm diyene diyemezsiniz demişler...

Atatürk tişörtleri giyemezsiniz demişler...

Diyeni, dedirteni, giyeni yaka paça alırız demişler!

Hem Galatasaray hem de Fenerbahçe, başkanından futbolcusuna, malzemecisinden doktoruna hadi oradan demiş bunları diyenlere.

Para da, primler de, reklam gelirleri de, kral stadınız da sizin olsun deyip yüreklerindeki Atatürk ile çıkmadılar maça!

Bazıları bu işe ‘kriz çıktı’ diyor. Yuh be kardeşim ne krizi, son dakikada kriz çözüldü... Doksana takılan, ağları yırtan golü görmediniz mi?

Federasyon epey hazırlıksızmış belli oldu. Azıcık öngörülü olunsa önlem alıp ‘iki yedek takım’ bekletirlerdi kenarda!

‘Var mısıncılar takımından’ iki değil istense 8 takım çıkardı... Futbolcusu, kalecisi, golcüsü, hakemi, teknik direktörü, spikeri, futbol yazarı, futbol konuşuru ne ararsan var.

Baktın sıkıştın Galatasaray ve Fenerliler ‘Atatürk yoksa biz de yokuz’ diyor. Gir sosyal medyana, Anayasa oylamasından öncesinde olduğu gibi “Çok zorlu bir süreçten geçiyoruz, adeta bir İstiklal Savaşı. Güçlü bir Türkiye istiyoruz Rıdvan hocam var mısın” yaz bak ne oluyor...

“Türkiye için evet ben de varım, sevgili Arda sen de var mısın” demezse Şeytan Rıdvan ne olayım. Çin’in Beijing Guoan takımında bile olsa Burak Yılmaz yanıt verir. O Burak Boz’a atar pası, Burak Boz eski bakan Varank’a, Mevlüt Çavuşoğlu aldığı pası doğrudan Berat Albayrak’a, eski spor bakanı Çağatay Yılmaz, ekran yüzü eski hakem Ahmet Çakar, gerçi basketçi ama uzun boyu ile idare eder Hidayet Türkoğlu, Fatih Tekke falan derken zımba gibi takım. Hele oynadığı en son milli maçta hat trick yapan dünya liderimiz Erdoğan’ı da razı edip takımlara katabilirsen hem gol hem reyting rekoru kırarsın!

Atatürk’ün takımı Fenerbahçe, Atatürk’ün takımı Galatasaray’ın maça çıkmaması futboldan anlamayan beni bile otorite(!) yaptı valla, helal olsun!