Yarın 2025’in son gününü yaşayacağız...
“Koca bir yıl nasıl geçti?” diye sorulursa cevabı kolay: “Delerek geçti” demek gerekir.
Her bakımdan dehşet verici bir yıl oldu 2025...
Yılın bitimine iki gün kala Yalova’da yapılan operasyonda 3 polisimiz şehit oldu. İŞİD örgütünün militanı olan 6 katil terörist de belâlarını buldu.
Öldürülen teröristlerin hepsi Türk vatandaşı idi...
Toplum olarak korkunç bir “çürüme” ve “ahlâk çöküşü” içindeyiz.
Yalnız terör çeteleri değil, ülkenin neredeyse her yanını dolandırıcılık, kumar ve uyuşturucu belâsı sarmış durumda...
Baskınlar, gözaltına almalar, tutuklamalar bitmiyor.
İyi ahlâk, erdem, yiğitlik, mertlik kayıplara karıştı.
Ne oldu bize? Neden böyle çürüdük?
★★★
Uçal Dalgıç, ailesiyle birlikte Viyana’da yaşayan değerli bir arkadaşımızdır. Hayat şartları onun yurt dışında yaşamasını gerektirmiştir. Fakat...
O, Türkiye’deki bütün olayları günün 24 saatinde takip eder, çeşitli konular hakkındaki yorumlarını yollar.
Yıl biterken gönderdiği ilgi çekici bir mesajı okurlarımla paylaşmak istiyorum.
★★★
Uçal Dalgıç “Biz böyle çürüdük!” diyor ve şöyle sıralıyor:
- “Bal tutan parmak yalar” dedik, hırsızlığı mubah gösterdik.
- “Devlet malı deniz, yemeyen domuz” dedik, devleti soymayı mubah gösterdik.
- “Yemeyenin malını yerler” dedik, dolandırıcılığı mubah gösterdik.
- “At binenin, kılıç kuşananın” dedik” gaspçılığı mubah gösterdik.
- “Kol kırılır, yen içinde kalır” dedik, şeylerin tacizini mubah gösterdik.
- “Söz gümüş ise, sükût altındır” dedik, ortamı yalancıya bırakmayı mubah gösterdik.
- “Komşuda pişer, bize de düşer” dedik, hazırcılığı mubah gösterdik.
- “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” dedik, çıkarcılığı mubah gösterdik.
- “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” dedik, yalan söylemeyi mubah gösterdik.
- “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” dedik, bencilliği mubah gösterdik.
- “Üzümünü ye, bağını sorma” dedik, haramı mubah gösterdik.
- “Köprüden geçene kadar ayıya dayı de” dedik, kurnazlığı, takiyeyi mubah gösterdik.
- “Atı alan Üsküdar’ı geçti” dedik, her şeyi mubah gösterdik.
★★★
Atasözlerimizden daha birçok örnek gösterilebilir tabii ki...
Genlerimizde var bunlar...
Toplumumuzun yazılı olmayan kuralları!
Biz böyleyiz ve yıllardır kendimize lâyık görerek seçtiklerimizi göreve getiriyoruz.
Sonra da...
Krize giren ekonomiye, bozulan millî eğitime, ülkeyi saran yoksulluğa, sarpa saran iç ve dış olaylara bakıp “Ülke neden geriliyor, adalet neden yok, toplum neden bozuluyor?” diye oturup ağıt yakıyoruz.
Şu ünlü sözü unutmayalım:
“Her millet, lâyık olduğu şekilde yönetilir!”
Dünyanın en tehlikeli ülkeleri arasında 18’inciyiz!
Eskiden çok güvenli bir ülkeydik... Gece ya da gündüz farkı gözetmeden her yerde gönül rahatlığıyla dolaşabiliyorduk.
Ya şimdi? Geceleri ıssız sokaklarda yalnız dolaşmak her babayiğidin harcı değil! Hele kadınlar için neredeyse imkânsız!
Cinayet, soygun, gasp, terör korkusu, hepsi var.
Bu durumu küresel güvenlik kuruluşları da raporlarına da yansıyor.
“Economics & Peace” (IEP) adlı uluslararası kuruluşun “Küresel Barış 2025 Endeksine” göre Türkiye, “Dünyanın en tehlikeli ülkeleri” listesinde 18’inci durumda... Bunda çevremizdeki ülkelerde devam eden savaşlarında da etkisi büyük.
Dünyanın en tehlikeli görülen ilk 10 ülkesi ise şöyle:
1) Rusya, 2) Ukrayna, 3) Sudan, 4) Demokratik Kongo, 5) Yemen, 6) Afganistan), 7) Suriye, 8) Güney Sudan, 9) İsrail, 10) Mali.
Neyse ki biz, “İlk 10’da” değiliz! Bu da bir tesellidir!
GÜNÜN SÖZÜ
Haklı eleştirilere kızan kim olursa olsun, olgun değil ham meyve gibidir!
