Canımızı adadığımız yuvamız, sonsuzluk yatağımız toprak vatanımızdır.

Doğup büyüdüğümüz, yaşayıp uğruna can verdiğimiz yuvamız, beşiğimiz, çatımız, alanımız, kucak yurdumuz, vatanımızdır. Bağımsız ve özgür yaşama çatımız olan devletimizin kuruluş ve yönetim çevresidir. Dünyanın kara bölümü, hazinemiz, en büyük varlık ve değerimiz, yuvamızdır. Verimleriyle, ürünleriyle yaşam olanağımızı sağlayan, geleceğimizi güvence altına alan, yaşamdan ayrılışımızda bizi kucaklayıp koruyan Tanrı döşemesidir. Gömütümüzdür. Kirletmekten, kurutmaktan özenle kaçınmamız gereken ülke değerimizdir. Başlıca hazinemizdir. İçindeki ve üstündekileriyle bağrında yaşadığımız sonsuzluk alanımızdır.

Uluslar, yaşam yuvalarına canlarını adamışlar, onu her yönden daha verimli, daha iyi duruma getirmek ve korumak için kuruluşlar gerçekleştirerek yarınlara hazırlamaktan geri kalmamışlardır. İnsanlar için en verimli, en sıcak, en görkemli kucak vatandır. Elden gelen çaba ve özveriyle vatanımıza bakmak, canımızı adayarak korumaya ant içtiğimiz beşiğimizi her yönden, her bakımdan daha iyi düzeye getirmek bizlerin en büyük kazancıdır, en büyük görevi ve sorumluluğudur. Varlığımızın kaynağı ve sonumuzun kucağı olan toprağımız can değerimizdir. Bizi büyüten, besleyen, sonunda kucaklayan verim alanımız, göz bebeğimizdir.

Yürüyüp geçerek, basıp ezerek yararlandığımız alan saymak, yetersiz ve yanlış bir yaklaşımdır. Gömütümüz olduğunu asla unutmadan ona ve bize verdiklerine özenle yaklaşmak, kazandırarak beslediğini hiç unutmamak zorundayız. Biz ona ne kadar iyi bakarsak o bize daha iyi kucak açar. Unutmayalım ki toprak Tanrı’nın kucağıdır.