Türkiye, saygın düşünce kuruluşu Freedom House’un yıllık basın özgürlüğü raporunda 15 yıldır ilk kez ‘basını özgür olmayan ülkeler‘ kategorisinde yer aldı. Kuruluşun 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü günü için yayımladığı rapora göre, ‘kısmen özgür’ kategorisinden düşen Türkiye, basın özgürlüğü konusunda Avrupa’da geçen yıl en büyük gerilemeyi kaydeden ülke oldu.

GEZİ OLAYLARI VE 17 ARALIK VURGUSU
Gezi Parkı protestoları ve 17 Aralık sürecinde gazeteciler üzerinde kurulan baskının vurgulandığı raporda, Türkiye’nin geçen yıla kıyasla 17 sıra gerileyerek dünya genelinde 134’üncülüğe indiği belirtildi.

Freedom House’un bu yılki dünya basın özgürlüğü haritasında, Türkiye 100 üzerinden 62 puanla basını özgür olmayan mor renkli ülkeler arasında yer aldı:

'MEDYA PATRONLARI HÜKÜMETE FAZLA YAKIN'

Kuruluş, Türkiye hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:

“Avrupa’daki en büyük sayısal değişiklik, 100 üzerinden 56 puandan 62 puana gerileyen ve ‘kısmen özgür’ kategorisinden ‘özgür değil’ kategorisine geçen Türkiye’de yaşandı. Basın ve ifade özgürlüğü için verilen anayasal garantiler kısmen uygulanıyor; bu garantilerin altı, ceza yasası ve Terörle Mücadele yasasındaki engelleyici maddeler nedeniyle oyuluyor. Türkiye 2013′te dünyada en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülkeydi.

İstanbul’da mayıs ayında patlak veren Gezi Parkı protestolarını haberleştirmeye çalışan gazetecilerin taciz edilip saldırıya uğraması ve onlarca gazetecinin protestocuların taleplerine sempatiyle yaklaşan haberleri nedeniyle istifaya zorlanması veya kovulması sonucu, basın özgürlüğü geçen yıl keskin biçimde kötüye gitti. Önde gelen bazı gazeteciler de, hükümetle PKK arasındaki müzakereler veya Başbakan Tayyip Erdoğan’la yardımcıları hakkındaki yolsuzluk skandalları gibi hassas konulardaki haberleri nedeniyle kovuldu. Bu işten atmalar, hükümetle çok sayıda medya patronu arasındaki yakın ilişkinin yanı sıra bu durumun gazeteciler üzerinde yarattığı resmi ve gayrı resmi baskıyı gözler önüne serdi.”



DEMİRÖREN GRUBU'NA ÖZEL VURGU
Raporda hükümetlerin medyayı patronlar üzerinden kontrol etme eğilimi de vurgulanırken, Türkiye’nin bu alanda da ‘sorunlu’ olduğu belirtildi. Bu eğilimin özellikle Türkiye, Ukrayna ve Venezuela’da görüldüğü belirtildi:

“Basın özgürlüğü yıl boyunca, aralarında Türkiye, Ukrayna ve Venezuela’nın bulunduğu bir dizi ülkenin kilit önemdeki kurumlarındaki yeni patronlardan tehdit gördü. Bazı vakalarda, el değiştirmeler şeffaf olmayan yöntemlerle yapıldı. Diğerlerindeyse, özellikle de hükümet veya iktidar partilerine yakın olan yeni patronlar, yayın çizgisini değiştirdi ya da lafını sakınmayan çalışanları işten kovdu. Türkiye’de, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın hükümetine sempati duyan Demirören Grubu’nun kısa süre önce satın aldığı Milliyet ve 2011’de Erdoğan’ın damadının yönettiği bir şirket tarafından satın alınan Sabah’ta üst düzey işten çıkarmalar gerçekleşti.”

Türkiye’nin yeni kategorisinde, Birmanya, Libya, Zimbabve, Bahreyn ve Afganistan gibi ülkeler yer alıyor.

'HER 7 KİŞİDEN BİRİ ÖZGÜR BASINA ŞAHİT'
Raporda, dünyada basın özgürlüğünün son 10 yılın en düşük seviyesine gerilediği tespiti dikkat çekti. En çarpıcı veriyse, dünyada her yedi kişiden sadece birinin basının özgür olduğu ülkelerde yaşadığı yönünde oldu. Avrupa’da Türkiye’nin yanı sıra gerileme kaydedilen ülkelerse, Britanya, Yunanistan ve Karadağ olarak sıralandı.