Sarıyer çarşısında alışveriş yaparken eski bir dosta rastladım. Emekli olmuştu...

“Nasıl geçiyor emeklilik hayatı?” dedim.

“Emekli maaşına muhtaç olsam aç kalırdım. Allah’tan biraz birikimim var, herhangi bir sıkıntım yok, geçinip gidiyoruz” dedi. Sonra birden durdu:

“Sıkıntım yok derken yanlış söyledim. Dört yıl önce benim oğlanı evlendirdim. Torun sahibi olmak istiyorum, fakat gelinle oğlan anlaşmış, çocuk yapmıyorlar. Bu beni üzüyor. Lâf açıldığı vakit ‘Baba, biz kendimize zor bakıyoruz, o çocuğa nasıl bakacağız, eğitimini nasıl sağlayacağız? Her şey ateş pahası!’ diyorlar. Tek üzüntüm bu!”

★★★

Sevgili okurlar... Genç evlilerin çoğu çocuk yapmaktan korkar hale geldi...

Türkiye’nin çocuk nüfusu ve çalışma çağındaki genç nüfus azalıyor... Bu, ülkemizin geleceği için tehlike yaratıyor. Fakat, bir de “Enflasyon, pahalılık, yoksulluk!” gerçeği var!

Bu iktidar 2002 yılında “Yoksullukla mücadele edeceğiz, fukaralığı yok edeceğiz” diyerek seçim kazanmıştı. 23 yılın sonunda insanları bir dilim ekmeğe muhtaç ettiler!

Toplumda sadaka ile yaşayan kitlelerin sayısı arttıkça arttı. Sendikaların araştırmasına göre nüfusumuzun dörtte üçe yakını “yoksulluk sınırında” ve bunların dörtte biri de “Açlık sınırında” yaşıyor.

Birçok genç aile “Yoksulluktan çocuk bile yapamıyoruz.” diyor.

Oysa iktidar her fırsatta “En az üç çocuk, hatta 5 çocuk yapın...” deyip duruyor.

Yaptılar diyelim. Nasıl bakacaklar?

Yeni evli gençler “Bu pahalılıkta korkuyoruz. Bize ‘çok çocuk yapın’ diyenler, o çocuklara nasıl bakacağımızı bize anlatsınlar lütfen.” diyorlar.

★★★

Doğum oranı düşüyor, genç nüfusumuz her yıl biraz daha azalıyor,  Türkiye yaşlanıyor!

Doğumların azalmasının bir numaralı sebebi enflasyon ve pahalılık!

“Dünya Sefalet Endeksi”nde 156 ülke arasında ön sıralarda, 21’inci durumda olmamız çok üzücü!

AKP iktidarı güya yoksulluğu yenecek, ulusu refaha kavuşturacaktı. Vaadi buydu... Peki, ne oldu? Artık, ekonomi başta olmak üzere ülkenin bütün temel sorunlarını çözüm kabiliyetini kaybetti!

Türkiye’de her şeyden önce “Zihniyet devrimi” yapmak gerekiyor.

Hukukun bittiği, adaletin mumla arandığı yerde ot bile bitmez!

Türkiye’de çocuk olmak zor!

Meclis’in en çalışkan milletvekillerinden biri olan İYİ Parti Grup Başkanvekili Dr. Turhan Çömez’in açıkladığı rakamlar hem korkunç, hem utandırıcı!

Bahçelievler’de, Diyanet’e bağlı Kur’an kursunda 17 çocuğa tecavüz edildiğini açıklayan Turhan Çömez “Bu ülkenin Kur’an kursunda 17 çocuğa tecavüz ediliyor ve Diyanet İşleri’nden hesap soramıyorsak, bize de yazıklar olsun!” dedi.

Geçen yıl 31 çocuğun intihar ettiğini...

50 bin 293 çocuğun sokaklarda dilencilik yaptığını...

26 bin çocuğun istismar edildiğini...

83 bin çocuğun suça sürüklendiğini...

Her 4 çocuktan birinin yatağa aç girdiğini...

742 çocuğun iş cinayeti kurbanı olduğunu söyleyen Turhan Çömez iktidara “Çocuk doğum oranını konuşmak kolay. Bu yavrulara sahip çıkın. Bu mu sizin Türkiye Yüzyılınız?” diye seslendi.

Çocukların dilencilik yaptığı, açlıktan öldüğü, tecavüz edildiği ülkemizde bir de “En az 3 çocuk, o da yetmez 5 çocuk yapın!” diyorlar!

TEBESSÜM

Zeki ve hazırcevap şair!

İstiklâl Marşı’mızın şairi Mehmet Akif Ersoy’u kıskanan hasımları, Meclis’teki bir toplantıda onunla dalga geçmek için alaylı bir sesle sorarlar:

“Sizin hayvan doktoru olduğunuz söyleniyor. Gerçekten mesleğiniz baytarlık mıdır?”

Mehmet Akif hiç kızmadan “Evet” der ve sorar:

“Bir yeriniz mi ağrıyor?”

GÜNÜN SÖZÜ

Hiçbir şey yasa dışı değildi, çünkü yasa diye bir şey yoktu! (George Orwell)