Bazen iyi başlayamazsın maça. Gol pozisyonu bile bulamayabilirsin. Şampiyonluk stresi hiçbir şeye benzemez. Beyninin uygulamak istediğini ayaklar yapamayabilir. İlk yarının sonlarında ancak Dzeko ile pozisyon sayısını biraz yükseltebilmişti Fenerbahçe. Devre bitiyordu. Oyuncu farkı kalite ile birleşince ortaya nefis bir fotoğraf karesi çıktı. Fred ne vurdu topa öyle! Bir değil iki kaleci olsa o şutu çıkartamazdı. Öyle güzel zamanda gelmişti ki gol... Öne geçmenin verdiği psikolojik üstünlükle soyunma odasına gitmişti Fenerbahçe. Avrupa’dan elenmenin bilinç altına yerleşmiş moral bozukluğu maçın başında kendisini hissettirmişti. İlk golü atmak elbette büyük avantaj ama ben bu maçı nasıl olsa kazandım düşüncesi sizi olumsuz yola götürür.
Koita'nın attığı golde takım savunması nasıl uyurun uygulamalı örneğini görmüştük. Osayi Samuel belki İsmail Kartal’ın istediklerini karşılayamadığı için oyundan alındı. Tadic’in alınması konusu bana garip geldi. Maç içi istatistiği iyi olmayabilir ama o bu takımın en önemli hücum aklı. Düne kadar bu sezon her kulvarda toplamda 15 gol ve 13 asistle oynamıştı. Her an her şeyi yapacak bir oyuncu kolay kolay oyundan çıkmamalı. Dzeko dün gol yollarında başarılı olamadı. Onun da bu sezon toplamında 24 golü ve 7 asisti vardı. Cesur hamleler yaptı İsmail Kartal ama baba oyuncuların çıkması rakip savunmaya moral verir. Fenerbahçe’de işler kötüye gidebilirdi. Bu sezon başka bir İrfan Can Kahveci izliyoruz. Koştu, mücadele etti. Bir an bile oyundan düşmedi ve golünü attı. İsmail’in gol pası güzeldi.
Sivas gibi bir deplasmanda 2-1 öndeyken topunla, tüfeğinle savunma yapacaksın. VAR ile gelen penaltı sonrası Manaj Fenerbahçe’yi sarstı. Bu beraberlik ağır bir darbe oldu şampiyonluk yolunda.