Galatasaray adına sezonun en kötü maçı. Kötü diyorum ama kötü biraz az kalıyor oynanan futbolu izleyince. Sarı-kırmızılı futbolcular bu maçın tekrarını izlediklerinde kendilerinden muhtemelen utanç duyarlar.

Bu kadar dağınık bu kadar konsantrasyon dan uzak ve bu kadar bireysel hata yapan bir Galatasaray izlememiştik. Hem takım halinde hem de bireysel olarak çok kötüydü Okan Buruk’un takımı. Buna karşılık Volkan Demirel, rakibini çok iyi analiz etmiş. Bodrum FK orta alanı iyi kapattı, kompakt hareket etti ve hücuma iyi çıktı. Ancak onlar da kalite eksikliği nedeniyle heba oldu.

Sanchez ve Icardi’nin önemi dünkü maçta ortaya çıkmıştır. Biri savunma diğeri hücum lideriydi. Kolombiyalı stoper olmayınca Galatasaray defanstan hat kıran pasları atamadı, orta alanda baskı yapamadı. Buruk, Nelsson yerine Metehan’ı oynatarak, Danimarkalı futbolcuyu düşünmediğini gösterdi. Nelsson yolcu anlaşılan. Icardi de hücumdaki ön alan baskısının orkestra şefiydi. Onun sahadaki duruşu ve gerisindeki isimleri yönlendirişi Galatasaray’ın en büyük silahıydı. Tabi ki dünkü kötü futbol Sanchez ve Icardi’nin olmayışıyla açıklanamaz. Yunus her topu ezdi. Barış gereksiz işler yaptı. Sallai’den ben zaten hiçbir şey anlamıyorum. Mertens-Batshuayi işbirliğinde gelen gol Galatasaray’ı rahatlattı diyecektim ama son düdüğe kadar acı çekmeye devam etti sarı-kırmızılılar. Bunda Ziyech’in 66’da kaçırdığı pozisyon da etkili oldu. Faslı’nın 3 metreden boş kale yerine topu Bodrum Kalesi’ne yollaması dünya medyasına konu olacak cinstendi. Galatasaray kontraya çıkamıyor. Her topu heba ediyor. Ya final pasları hatalı ya da bitiriş sorunlu.

Gökdeniz’in son dakikadaki şutu direkten dönmesi ise Bodrum adına şanssızlıktı. On kişiyle ortaya koydukları dirençle puanı fazlasıyla hak etmişlerdi.