Yaşam, canlıların varlık süresidir. Sağlıkla geçen zamandır. Birliktelik esenlikli baş yastığıdır, yürek sıcaklığıdır. Yalnızlık, kimileri için dinlenme, kendine gelme ve güç alma ortamı olsa bile genelde yaşam karanlığıdır, gölgeli bir zaman dilimidir. Bilim insanlarıyla sanatçıların kimileri yalnızlığı kendileri için en aydınlık, en verimli ortam sayarlar. Dilimizde yaygın olan “Allah kimseyi yalnız bırakmasın” sözü, yalnızlığın bir yaşam kemeri olduğunun anlatımıdır. Genelde yakın yoksunluğudur, bulutlu bir süreçtir. Yalnızlığı yaşam kanaması olarak nitelendirenler de vardır. Çok yönlü çok değişik görüşler ve değerlendirmeler olabilir. Canlılar için genelde bir yoksunluk, bir yaşam sisidir.
Toplumsal yaşam, canlıların birlikteliğiyle oluşur ve sürer. Erkeklerin ya da kadınların yalnız başlarına olduğu bir yaşam ve topluluk düşünülemez. Yaradılışın doğal yansıması olan insanlık yapısı birlikteliğin ürünüdür. Yaşam açılımı karşılıklı ilişki, dayanışma ve birliktelik olduğundan yalnızlık genelde bir yoksunluk, bir boşluk olarak değerlendirilir. Aile yapısı yaşamın kaynağı, temeli, ufkudur. Toplumsal yapı kadın erkek birlikteliğinin kurumudur. Doğal yapılanmanın yadsınması olanaksızdır, anlamsızdır.
Araştırma, çalışma ve dinlenme ortamı olarak sessizlik ve çok güneşli olmayan yerler seçilir. Genelde yalnızlık güç kırıcıdır, ortam karanlığıdır, bir boşluktur. Yaşlandıkça aile yitikleri artan bir yaşam ortamı herkes için doğaldır, kaçınılmazdır. Yalnızlığı bir yaşam sargısı olarak doğal karşılamak yaşam güçlüklerini, zaman karanlıklarını azaltır. Ama her yürek buna katlanamaz. Kimi doğallıklar kimileri için dayanılmaz, çekilmez güçlükler, sorunlardır. Yakınlık, ilgi, zaman zaman kapı çalıp aramak insanların yaşam gücünü desteklemektir. Unutulduğunu sanmak insanlık için büyük bir yıkımdır. Sevdiklerini, saydıklarını, güvendiklerini yitirmenin büyük bir yaşam sarsıntısı olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız.