Alman kökenli psikanalist, sosyal psikolog ve filozof Erich Fromm der ki: İnsanlar özgürlük istermiş gibi görünür ama özgürlük, yalnızlığı ve belirsizliği de beraberinde getirir. Bu yüzden çoğu insan, özgürlükten kaçarak neyi nasıl yapacağını söyleyen otoritelere, ideolojilere ve gruplara sığınır.

Nietzsche’ye göre ise, her insanın içinde bir irade gücü vardır; ama bu gücü herkes kullanamaz. Çoğunluk, kendi zayıflığını gizlemek için “ahlaki üstünlük” maskesi takar ve sorgulamadan sürüye uyar. Çünkü özgür olmak, kendi doğrularına sahip çıkacak kadar cesur olmayı gerektirir. Sürüye ait olmak ise hazır değerler sunar ve kendi başına düşünmeni istemez.

İnsan, doğaya karşı savunmasız, evren karşısında önemsiz ve ölümlüdür. Bu gerçeği kabullenmeyi ise yaradılışının başından beri reddeder. Tarih boyunca dinler, ideolojiler, mitler, kahramanlık destanları hep bu gerçeğe bir çözüm bulmak için üretilmiştir. Modern çağda ise teknolojiyle birlikte bu büyük anlatılar anlamsızlaşınca, insanlar açılan boşluğu nefes terapisi, enerji çalışmaları, evrene mesaj yollama gibi mini dinlerle kapamaya çalışıyor.

Görünen o ki, modern insan kendiyle yüzleşmek yerine, yine kendini kandırmanın daha gelişmiş ve karmaşık yollarını arıyor.

★★★

Bugünlerde “nefes terapisi”, “enerji şifası”, “evrene mesaj gönderme” gibi kavramlar neredeyse yeni bir inanç sistemine dönüşmüş durumda. Modern insanın çaresizlikten ürettiği yeni ritüeller bunlar. Dışarıdan bakıldığında manevi şifa arayışı gibi duran ama özünde insanların modern dünyada geliştirdiği psikolojik savunma mekanizmaları.

Kendi enerjisini temizlettiğinde, o gün biraz daha iyi hissediyor. “Evrene mesaj gönderdim, güzel şeyler olacak” diyerek sorumluluğu evrene yüklüyor. Kendini kandırmanın getirdiği rahatlama, kısa vadede uyuşturucu etkisi yapıyor.

Koca koca insanlar “enerji alanlarını temizletmek” için saatlerce sıraya giriyor, dolunayda kristal taşlarını balkonda dizip negatif enerjilerden arınmaya çalışıyor, ilişkisi yolunda gitmeyince “Retro” diyerek suçu gezegenlere yüklüyor, sevgilisi terk etti diye evrene dilek mesajları yollayıp aşk manifestosu yapıyor, aile diziliminde hiç tanımadığı birinin annesi olup çocukluk travmasını çözmeye çalışıyor, nefes terapistiyle hayatını baştan düzene sokmayı umuyorlar, reiki seansında gözlerini kapatıp “ellerimi bedeninde gezdirmeden seni şifalandıracağım” diyen kişiye binlerce lira ödüyor…

★★★

Bugün “enerji şifası”, “evrene mesaj gönderme” gibi ritüeller, modern insanın Nietzsche'nin bahsettiği sürü ahlâkının yeni versiyonudur. İnsanlar, kendi hayatlarının sorumluluğunu almak yerine, bu tür sahte ritüellerle teselli buluyor. Çünkü sürü içinde kaybolmak, özgür olmaktan daha güvenli hissettiriyor.

Diğer bir açıdan baktığımızda, gerçekten sorgulayan, sistemin işleyişine başkaldıran bireyler sistem için tehlikelidir. Ama enerjisiyle, nefesiyle, dizimiyle uğraşan insan, çok daha kolay yönetilir. Çünkü kendi içsel sorunlarıyla meşgulken, dışarıdaki adaletsizliklere başkaldıracak enerjisi kalmaz. Sistem sana “sen özgürsün ve kendi gerçekliğini kuruyorsun der ama gerçekte seni toplumsal etkisizliğe mahkûm eder. Bunun adı kontrollü bireysel özgürlüktür.

Bu trendler, gerçek dünyadaki güçsüzlüğünü ve ölümlü olduğunu kabul edemeyen insanın, metafizik alanlarda kendine teselli bulma çabasıdır. Ve bu çaba, kapitalizm tarafından öyle güzel paketlenir ki, insanlar hem aldatılır hem de bunun için teşekkür eder.

★★★

Son yıllarda bu alanda çalışan hem gelecek bilimciler hem de sosyologlar, bu trendlerin bitmeyeceğini; aksine bu enerji şifası, evrene mesaj, içsel dönüşüm gibi furyaların dijital teknolojilerle birleşip kişiselleştirilmiş kurtuluş paketlerine dönüşeceğini iddia ediyorlar.

Yakında yapay zekâ destekli rehberler, rahatlatıcı ve sakinleştirici ses frekanslarıyla, geçmiş yaşam okuması, aura analizi gibi saçmalıkları kişiye özel hazırlayacaklar. Sen şifalandığını zannederken, aslında algoritmalar senin iyi hissetmeni sağlayacak yapay bir ortamda algılarını manipüle edecek.

Atalarınla yüzleştiğin sanal terapilere katılacaksın. Gerçek terapist ve şifacının yerini dijital aplikasyonlar alacak. İnsan, ruhunu abonelik sistemine bağlayacak; yapay zekâ tabanlı enerji koçları olacak. Ve insan, özgürleştiğini sanırken aslında daha kolay kontrol edilir hale gelecek.

Yani insanlar dinlerde ne aradıysa, şimdi nefes terapistleri, enerji şifacılarında aynı şeyi arıyor. Sonuç; insan hâlâ bir yerlerden kurtarılmayı bekliyor.