“26 Ağustos 1922 sabahı, Türklerin beklenmedik taarruzu ile karşılaştık. Bu taarruz bizim için muazzam bir darbe oldu. Haci Anesti, bütün kollara bizzat komuta etmek istiyordu. En büyük korkumuz da İzmir’le bağlantının kesilmesiydi. Bizim için en tehlikeli vaziyet bu idi. Ben İzmir’e telgraf çekerek takviye istedim. Aksi halde mağlup olacağımızı bildirdim. Ancak istediğim bu takviyeyi göndermediler. Halbuki karşımızda Mustafa Kemal vardı. Neye uğradığımızı anlayamadık. Cephe çökmüş ve ordu mağlup olmuştu...
★★★
Her tarafımız Türklerle çevrilmişti. Esir olacağımızı anlamıştık. Bizde, kılıcı düşmana teslim etmek küçüklük sayılır. Durumun kötüye gittiğini gören yaverim, bir ara yanıma gelerek; “Generalim kılıcı imha edelim” dedi. Derhal kılıcımı verdim, önümde parçaladı. Bu arada atım da vurulmuştu. Başka bir atla çemberi yarıp, kaçmaya çalıştım, olmadı yakalandım. Atımdaki süvari kılıcını da aldılar. Ve beni ilk önce Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’nın yanına götürdüler. Kendisiyle fazla bir şey konuşmadık. İnönü beni yanına alarak Başkomutanlığa götürdü...
★★★
Atatürk beni mert bir askere yaraşır biçimde kabul etti. Yunan Orduları Başkomutanlığına atandığımı da orada öğrendim. Üzüntülü ve heyecan içindeydim.
İnönü beni Atatürk’e tanıttı. Gazi’nin bana söylediği sözleri hiç unutmayacağım.
“Üzülmeyin generalim” dedi. “Siz görevinizi sonuna kadar yaptınız. Askerlikte yenilmek de vardır. Napolyon da savaş kaybetmiş, tutsak olmuştu. Burada kendinizi tutsak durumda saymamanızı rica ederim. Konuğumuzsunuz. Yakında her şey düzelecektir. Buyurun istirahat edin...”
Atatürk’ün bu ince ve nazik davranışı karşısında rahatladım. Moralim düzeldi. Bu büyük komutana karşı içimde bir hayranlık hissi oluştu...”
★★★
Okuduğunuz ifadeler, büyük zaferle sonuçlanan 30 Ağustos Başkomutan Meydan Muharebesi sonrasında, 2 Eylül 1922 günü esir alınan Yunan Ordusu Başkomutanı Trikopis’e ait!..
Trikopis Kayseri Esir Kampı’nda yaklaşık 1 yıl kaldı. Daha sonra esirlerin karşılıklı değişim anlaşması ile Yunanistan’a döndü.
1959 yılında ölümüne kadar, her yıl, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda, Türkiye’nin Atina Büyükelçiliği’ne gidip, hayranlık duyduğu Atatürk’ün büyük boy fotoğrafı önünde saygı duruşunda bulundu...
★★★
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin 5. toplantısı nedeniyle dün Atina’ya gitti.
Dileriz savaş tarihinde bir benzeri görülmeyen bu saygı duruşunu komşumuz Yunanistan’ın yönetimi de hatırlar ve iki ülke arasında kalıcı dostluk ve barış süreci başlar...