Foto: DHA


Başbakan Ahmet Davutoğlu TRT Haber'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, 1 Kasım seçimlerinden sonra tekrar kamuoyunda tartışılmaya başlanan başkanlık sistemi ile ilgili olarak, "birinci gündem maddesi bu değil. önce gerilimin düşürülmesi, her şeyin sükunetle tartışılması lazım. Cumhurbaşkanı ve başbakan arasında her an problem çıkarmaya ayarlı bir sistem var şu anda. Sistem yürüyorsa benim ve sayın cumhurbaşkanının yapısı nedeniyle yürüyor" dedi.

İşte Ahmet Davutoğlu'nun Başkanlık' sistemi açıklamaları...

94 yılında yayınlanan kitabımda "Medeniyet Dönüşümü", mekanizma değişebilir, önemli olan değerlidir diyordum. O kitapta bunu ele aldım. Başkanlık sistemi mekanizmadı. Önemli olan siyasi felsefedir. Mekanizmalar dönemlere uygun veya aykırı düşebilir.

Özgürlükçü bir anayasa olmalı, güçler ayrılığına dayanmalı, evrensel değerlere uyumlu olmalı. Bunun içini dolduralım, sonra siyasal sistemi tekrar konuşalım. Anayasayı salt başkanlık sistemi olarak göstermek sakıncalıdır. 12 Eylül bir darbe anayasası olması itibariyle, 'bunlar her an hata yapabilir, denetlenmeli' deniliyor. Milli iradeyi sınırlayan bir anayasa. Evren gibi bir cumhurbaşkanı düşünüldüğünde bir mantığı var bu sistemin. Ama Özal, Demirel ve daha daha Sayın Cumhurbaşkanımız görev aldığında bazı sıkıntılar yaşanmış. Parlamenter sistem mi, başkanlık sistemi mi tercihini ortaya koyamamış bir sistem var. Ortada problem var. Bu problemi yaşıyorum. Mesele Sayın Cumhurbaşkanızın yetkisi meselesi değil. Başbakan ile cumhurbaşkanı arasında problem çıkarmaya yönelik bir sistem var.

Sayın Cumhurbaşkanımız ile benim ilişkim doğası dolayısıyla sistem yürüyor. Birinci madde bu değil. Önce gerilimin düşmesi ve her şeyin konuşulabilmesi. Mesele cumhurbaşkanlığının gücünün artırılması değil. Devletin ve demokrasinin restore edilmeye ihtiyacı var. Yeni anayasa devletin ufkunu açar. Nasıl bir anayasa öngöreceğiz? Devlet değil, insan diyen anayasayı nasıl ele alacağız? Bunları konuşalım. Sonra da uygun mekanizmayı birlikte geliştirelim. Dayatacak değiliz.

258 milletvekilimiz vardı, 18 milletvekilimiz olsa tek başımıza iktidar olabilirdik. O gün 'pazarlıkların partisi değiliz' dedim. O gün o konuşmasa olmasa şimdi bu güveni sağlayamazdık. Şahsi hesaplarımızı bir yana koyalım. Siyasi rekabeti millete hizmet olarak tanımlayalım, 50 sene sonranın anayasasını birlikte yazalım. Birlikte bir şey oluşturursak doğru yere gideceğiz. Güçler ayrılığı prensibine bağlı başkanlık sistemi diyoruz. Ama bu acil değil. Acil olan tansiyonu düşürüp, reform hamlesini başlatmak.