Emin Çölaşan’ın notu:Sevgili okuyucularım, sizlerden her gün çok sayıda mesaj alıyorum. Hepsine tek tek yanıt vermem ne yazık ki mümkün olmuyor. Bunlardan bazılarını yazılarımda kullanıyorum, bazılarını ise pazartesi günleri burada yayınlıyorum.
Burada kullandığım mesajların bazılarında, gönderen okuyucularımın isimlerini ne olur ne olmaz diye vermiyorum. Başlarına iş açılmasın.
Ayrıca bu mesajları, harf ve cümle hataları dahil, üzerlerinde hiçbir oynama yapmadan sizlere iletiyorum.
Her pazartesi günü burada, gazetemizin internet sitesinde buluşmak umuduyla.
______________________________________
Muhterem Çölaşan; takdirlerinize sığınarak ben de naçizane görüşlerimi belirtmek istedim.
Türk milleti olarak sadece bizler değil, tüm dünya devletleri bunun gibi bir kişiyi
bir devletin başında (!) görmek istemez ! Nedenlerine girmeden önce, Sayın Arınç'ın açıklamalarını dikkate almak gerekir. Dünya tarihinde paranoya ve mitomanik marazlara mustarip olan liderler(!) ülkelerini ateşe verdikleri gibi, kendileri de helâk olmuşlardır. Ben bu düşüncelerimi yazarken isim olarak hiçbir kimseyi kastetmedim. Bu görüşüm, ülkemizde tek adamlığa veya başkanlığa soyunan herhangi bir kimse olabilir. Eğer bu yazdıklarımı üzerine alınan veya "yarası olan gocunur" bir kimse var ise, erkekçe karşıma çıksın ve bana "kendisine hakaret ettiğim" gerekçesiyle dava açsın ve de ben, -yemin ederim ki - " Abdülhamid kanunları" gibi bunun sonucu olarak çuvala sarılarak boğazın dibini boylamaya razı olurum.
Not: Eyyy halklarımız, umudunuzu hiçbir zaman kaybetmeyiniz ! Atatürk'ün "Gençliğe Hitabesi" manifestosu sizlere daima ışık tutacak ve karanlıklarınızı aydınlatacaktır !
Mustafa Kemaller yaşayacak ve her geçen gün çoğalacaklardır !
SELÇUK
______________________________________
Değerli Çölaşan,
Sizi uzun uzun tanımlamama hiç gerek yok.Kalemini satmayan, ikinci bir istiklal savaşını kalemleriyle veren ve gerçek vatanperver olan değerli yazarlarımız arasında yer alan güzel kardeşim...
Bu gün okuduğum yazınızda da belirttiğiniz gibi,Sn.Cumhurbaşkanı;"aldatıldık" diyor..
Sn.İlker başbuğ da "Artık bu sözlerin bir anlamı yoktur." ifadesiyle,kapalı olarak geniş kapsamlı bir cevap veriyor..
Hadi bakalım aldatılanlar(!!!!!),bu aldatılmışlıklarınızın telafisi için;haksız yere ceza evlerinde yıllarını geçiren asker ve sivil mağdurlara ,gaspedilen haklarının geri iadesi için bir yasa çıkarın da, samimiyetinize inanalım...Kaybolan o güzelim yıllarını,canlarını ve yakınlarını geri veremiyeceğinize göre ,en azından bununla günah çıkarın...
Bu olayların başlangıcından itiberen pasif kalarak,silah arkadaşlığı kavramını yerle bir eden Genelkurmay Başkanlığımızdan en ufak bir girişim ummadığım için,bari aldatılanlar bu işi halletsinler....
Selam,sevgi ve saygılarımla.....
Sabahattin Hizmetli
Emekli Yarbay
______________________________________
Alayınıza, YAZIKLAR OLSUN!
Sürekli yalan konuşana,
Dedikodunun hasını yapana,
İftira ustasına,
Emanete hıyanetlik edene,
Atasına, ölmüşe saygısızlık edene,
Kibir budalasına,
Güç manyağına,
Kendini ve haddini bilmeze,
Hırsızlık pirine,
Karakteri sahtekar, dolandırıcı kişilikli olana,
Sabah beyaz, öğlen gri, akşam siyah, gece bej diyene,
Kısacası;
kimliksiz, kişiliksiz, karaktersiz,
ilkesiz, omurgasız olup,
göründüğü gibi olmayıp, olduğu gibi görünmeyen;
KIYAFET içindeki hormonlu insanlara,
selam verene, merhaba diyene,
Adam yerine koyup saçmalıklarını dinleyenlere,
YAZIKLAR OLSUN!
Türk Evladı
Alpaslan Yalçın
______________________________________
Sayın Çölaşan,
Bazı ölçüler, halk dilinde "orası taa anasının nikahı" örneğinde olduğu gibi
mecazi anlamları ile kullanılmakta. Hal böyle iken;
" Vurgun, yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet derseniz tavana vurmuş durumda."
şeklinde yazıldığında durumun vahameti iyi anlaşılmıyor.
1- Arınç-Gökçek kavgası, çıkar çatışması olduğunda ne kadar küçülebileceklerinin,
iftira da dahil olmak üzere her türlü yöntemin deneneceğini göz önüne sermiştir.
Daha önce de yazmıştım:
AKP; bu ülkeye en büyük kötülüğü, insanların ahlak anlayışını yerle bir etmekle yapmıştır.
Şeref, haysiyet, namus gibi kavramlar sözlükte kaldı.
Manen büyük bir çöküş içerisindeyiz. Son örneği: KPSS sınav yolsuzluğu.
Allahaşkına söylermisiniz; yolsuzlukla, torpille memur olandan devlete, millete
ne hayır gelir?
2- "Ankara'yı parsel parsel sattı" cümlesinin altında akla hayale sığmayacak kadar
sır saklı. Ankara öyle de, diğer iller farklı mı?
Bugüne kadar ülke genelinde gerçekleşmiş tüm rüşvet, yolsuzluk ve hırsızlıkların boyutu ilahi bir güç tarafından hesaplanabilse;
1 rakamının sağına konulan sıfırların adedi ile TL cinsinden oluşacak sayıyı okumak
için sıradan bir kişinin matematik bilgisi yeterli olmaz.
O sayı; öyle trilyon, katrilyon falan değil, kentilyon hatta sekstilyon olarak belirecektir...
Yazık, çok yazık..
Sevgi ve saygılarımla,
Ülkü
______________________________________
- Balayı yılları artık bitti!
NASIL?
- Şimdi kendi aralarında kapışmaya başladılar.
YAPMA...
- Bu daha başlangıç daha neler yaşayacağız neler.
NE GİBİ ?
- Bülent Arınç, Tayyip' e boşuna demiyor " Hükümetin işine artık
karışma " diye!
YOK YAA...
- Melih Gökçek boşuna demiyor Bülent' e " Çek git, istifa et " diye!
DAHA NELER...
- İktidarda olmak hepsinin başını döndürdü. Devletin ve milletin
olanaklarını, parasını ve her şeyini dibine kadar kullandılar.
İFTİRA...
- PKK' yı bir sürü ödünler verip dirilttiler, kanına kan, canına can
kattılar. Apo' nun kucağına düştüler.
NE DİYORSUN ?...
- Ömür boyu müebbet hapis cezası almış olan bir katil İmralı' dan
kendi imzasıyla mesaj gönderecek ve bu mesaj Diyarbakır' da
ahaliye onun ağzından okunacak haaa!
VAYYY ÖYLE Mİ OLMUŞ?...
- Böyle bir şey dünyanın hangi ülkesin de olabilir?
NASIL BİR SORU BU ? ALLAH AŞKINA...
- Piyasalarda yaprak kımıldamıyor. Ekonomi perişan durumda.
İşsizlik oranı % 11.
AT MARTİNİ DE BİRE EMİN...
- Milyonlarca insanımız iş arıyor, ama bulamıyor.
BEĞENENE İŞ Mİ YOK?
- Nüfusun neredeyse yarısı icra dairelerinde sürünüyor. Herkes borçlu
herkes bankalara veya tefecilere borç takmış durumda. Ayın sonu
gelmiyor.
VALLAHİ BEN NÜFUSUN DİĞER YARISINDAYIM...
- Bütün kesimler perişan durumda ama diktatörlük düzeninde hiç kimse
ağzını açıp konuşamıyor...
AĞZI OLAN KONUŞUR. SONUCU ÖNEMLİ...
- Bütçenin kaynakları özellikle son yıllarda ya saraya, ya da Tayyip' in
emrindeki örtülü ödenek harcamalarına ayrıldı.
HİPERBOL, PARABOL...
- Millet bu sıkıntıları yaşarken beyefendiler saraylara yerleşti. Şimdi
son olarak Savarona devlete geçti. Tayyip' in emrine verildi.
KISKANMA NE OLUR, ÇALIŞ SENİN DE OLUR.
Allah bizlerin yardımcısı olsun. Hoşçakalın değerli ağabeyim.
Uğur
______________________________________
Sevgili Emin Bey yazılarınızı her gün severek takip ediyorum ve sizi yürekten tebrik ediyorum cesurca biz genç nesile doğruları gösterdiğiniz için. Benim ismim Esra 22 yaşında üniversite öğrencisiyim ve İzmirliyim. Size yazma nedenim bir nebze olsun sizin gibi dürüst bir insana içimi dökmek sizin gibileri ülkemizde çok az maalesef.. Üniversite okumama rağmen geleceğimden ve yaşıtlarımın geleceğinden oldukça umutsuzum. Acaba iş bulabilecek miyim? Asgari ücretle mi çalışacağım? İlerde mutlu bir yuvam olabilecek mi? Cevabı zor sorular.. Güzel bir yuvam olsun istememe rağmen aynı zamanda korkuyorum da, doğmamış çocuğumun geleceğinden endişe duyuyorum. Ailem beni çok zor şartlar altında okutuyor onların emeğine karşılık verememekten korkuyorum. Annem kalp hastası, babam ise emekli ama bilirsiniz ülkemizde emekliye ne kadar değer verildiğini.. Atatürk'ün gençliği olarak yine de yılmamaya çalışıyorum, onun öğütlerini hatırlıyorum, yorulsak da yola devam edeceğiz asla pes etmek yok diyorum. Sizin gibi bize doğruyu gösteren korkusuzca her gün gerçekleri yazan insanların var olduğunu bilmek bize inanılmaz güç ve destek veriyor. Gerçek Türk gençliği olarak size yürekten teşekkür ediyor ve başarılarınızın devamını diliyorum..
______________________________________
Sn.Çölaşan,
Ne kadar mizahi üslupla yazılırsa yazılsın bugünkü yazınızdaki 'ulan Japon','hıyarlık' gibi sözcükler çok yakışıksız kaçmıştır.Son derece saygın bir davranışla kendi kültürünün gereğini yerine getirerek hayatına son veren bir insanın arkasından 'ulan'lı,'hıyar'lı bir yazı yazmanız beni son derece üzmüştür.
Ölen onurlu bir insandı.Mizah yazısı da yazsanız bu kelimeleri kullanamazsınız.Rahatsız olan okuyuculara,Japon mühendise ve ailesine bir özür borcunuz vardır.Lütfen hemen dileyin.Ben onun için 'torağı bol olsun' dedim,'amacım bizdeki duyarsızlıkları çarpıcı bir şekilde gösteren mizahi bir yazı yazmaktı' gibi bahanelere sığınmayın.-İbrahim Aksoy
______________________________________
Sayın Çölaşan,
"uyanıkların parasını ödeyen biz kerizler" başlıklı yazınızda, olayı o kadar güzel anlatmışınızki, Bilal Oğlan bile belki anlayabilir. Market örneğide çok güzeldi. Bir olay, ancak bu kadar somut anlatılabilir.
Kayıp ve Kaçak eletrikle uğraşma yerine,namussu ile faturasını ödeyene bunu ödetmek, nasıl bir adalet anlayışıdır? Herhalde, "A"ke-pe'nin adalet anlayışı böyledir.
Bu konuda düşündüklerimi yazmak istedim. Kaçak kullanımların yapıldığı bölgeler, A-ke-pe'nin oy depolarıdır. Oy vermezler endişesi ilemi böyle yapıyorlar?
Saygılar..
Yusuf
______________________________________
Emin Bey,
Çalışan üreten sistemlerde metal yorgunluğu olur.
Çalmada, çırpmada menfaat çarpışması sonucunda sinir yorgunluğu olur.
Ne yaptılar da metal yorgunluğu yaşasınlar?
Kazan-kazan anlayışındaki menfaat çatışması ve para tanrısına yapılan yoğun tapınmanın harabiyeti.
Metal ne için şekillendi ise hiç bir çıkarı olmadan sadakatle hizmeti devam ettirir. Kendisi bir şekilde menfaat temin etmez. Bu hizmet sürecinde doğa şartlarından dolayı yıpranır. Metale haksızlık yaptığınızın farkında mısınız?
Saygılar....
Deniz
______________________________________
Selam.
Bu kadar yolsuzluk,arsızlık,arasında size yazacağım konu çok basit kalacak ama yine de merakımı gidermek istiyorum.Bu hükümetin tepesindeki adamlar o kadar yalan söylüyorlar ki,artık ne söylerse yalan diyoruz.
Bir yerde açılış yapıyorlar.Mikrofonu kapan Türkiyeyi İsrailden Amerikadan Çetelerden kurtarıyor ve de açılış yapıyor.Neyin açılışını yapıyorlar ? Buna bakan yok.
Çanakkale 18 mart bahane ediliyor tepe adam 187 açılış yapıyor.Halkımız da essah sanıyor.ÇKalede 187 açılış olsa herbirinde 5 kişi çalışsa çanakkalenin işsizliği biter.Bu kadar tesis yok ki orada kime neyi anlatıyorlar.
Dikkatimi çekti Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir okulun restorasyon çalışmasının açılışını yapmışlar.Bu güçlü iktidar (!) nelerden medet ummaya başlamış.
iyi günler dilerim
Osman
______________________________________
Sayın Emin Çölaşan,
Fazla vaktinizi almadan direkt konuya girmek istiyorum. Son günlerde farklı aday adaylarından SMS'ler gelmeye başladı. Önce seçim arifesinde normaldir diyerek takmamıştım fakat hep aynı "malum" partiden gelince şüphelendim. Aşağıda linkini verdiğim Yargıtay'ın sitesinden, herhangi bir siyasi partiye üyeliğimin bulunup bulunmadığını kontrol ettim. TC kimlik numaramı ve annemin kızlık soyadının falanca ve filanca sıradaki harflerini de girdikten sonra karşıma çıkan tabloyla şok oldum. Malum partide 2012'den beri aktif üye görünüyorum. Benim herhangi başvurum olmadı, bana partiye girip girmeyeceğim sorulmadı. Kimlik detaylarım (annemin kızlık soyadına varıncaya kadar) kopyalanmış olduğunu anladım.
Partiden çıkmak için bir yığın prosedür koymuşlar.
Girmediğim bir partiden ayrılmak için neden bu kadar zorlama? Muhtemelen parti kayıtlarında benim imzamı da taklit edip kaydetmişlerdir.
Ne yapmam gerekir? Vatandaş bu duruma nasıl karşı çıkabilir?
______________________________________
Kemal Kılıçdaroğlu'na Taahhüt ettiği miktar üzerinden damga vergisi tahakkuk ettiren uyanıklar, peşin ödedikleri rüşvetlerin, aldıkları rüşvetlerin damga vergisini ödediklerine dair makbuzları ibraz edebilecekler mi?
urcay aslay
______________________________________
Değerli Emin Ağabey,
Yıllardır yazılarınızı zevkle okurum. Haksızlıklar karşısındaki duruşunuz bana her daim ilham vermiş, idol olmuştur.
27 Mart Cuma günü yazdığınız yazınız, bahse konu yıllarda ilk gençliğini yaşayan biri olarak anıları tekrar yaşattı bana. Ancak yazınızda bahsi geçen bir şahsın adının yanlış yazıldığını görünce, haddim olmayarak doğrusunu belirtme ihtiyacı hissettim.
Davulcu Asım ve Zeynep Özal'a Jaguar marka otomobil hediye eden sözüm ona "işadamı"nın adı Zeki Berberoğlu değil Zeki Küçükberber'di.
Bilgiçliğimi bağışlayın lütfen. Yalnızca düzeltme yaparak, zaten bildiğinizi ama günlük hayatın stresi ile farketmediğinizi düşündüğüm bir ufak hata hakkında sizi bilgilendirmek istedim. Dediğim gibi, haddimi aştımsa affımı rica ediyorum.
Saygılarımla...
Tansel KARAKAYA
______________________________________
Sayın Çölaşan,
Köşe yazılarınız okuyorum. Yaşım gereği ilk oy verdiğim siyasetçi Özal’dı. O zamanlar durmadan Özal’ı eleştirirdiniz, ben de size kızardım. Fakat Özal sizden tazminat kazanınca buna da çok kızdım. Nasıl yani bir gazeteciden tazminat mı istenirdi? Basın özgürlüğü, eleştiri özgürlüğü yok mu dedim ve tazminatın okurlar arasında toplanması fikrini ortaya atmıştım.
Merak ediyorum bugün, geceleri yatınca, iktidarı görünce yahu ben Özal’a aslında haksızlık etmişim diye düşündüğünüz oluyor mu hiç ?
Saygılarımla / Best Regards.
Av. Cengiz KARANFİL
______________________________________
Sizi ve Ugur Dündarın yazılarınızı özenle okumaktayım ve şuan bile acaba yarına ne yazacaklar ne okuyacam diye merak icinteyim. Özellikle sizin şu ikigündür yazmıs oldugunuz köse yazıları geçmişdeki ve günümüzdeki türkiye arasındaki farkı görmeme neden oldu. Bu konuda bir çok kitap okuyorum ama bazı yazarlar bu konuları hikaye ve roman anlatır gibi yazıyorlar. İkinize de teşekkür ederim.
Şunu söylemek istiyorum siz nekadar örneklendirerek dogruyu ve egriyi yazsanız da bu ülkede ben onlara bunak beyin diyorum o kadar çok bunak beyin varken eski Türkiye yi özlüyoruz ve özlemekle yetinecegiz inşallah o bunaklar aklı bana gelir ALLAH beni bu sözümden dolayı utandırırda bizde biraz olsun adil,hesap soran, huzur içinde yaşanabilir bir ülkeye döneriz.
Özetim şu ki.... Bu ülke bir adam tarafından hipnozlanarak uyutuldu ve hala da uyumakta
Mehmet
______________________________________
Emin Bey,
Basın sektöründe idareci olarak çalıştıktan sonra emekli olarak yaşamıma devam eden ve şu anda 71 yaşında olan biriyim.
Yıllardan beri okuduğum ve elde tutabildiğim, büyük çoğunluğu çağdaş, sosyal demokrat ve Atatürkçü görüşleri yansıtan 500 ü aşkın kitabımı bağışlamak istiyorum.
Sizden, bu kitaplarıımın okumak isteyenlerin hizmetine sunulacağına inandığınız, halkının olanakları kısıtlı olan bir Anadolu kasabasının devlet veya belediye kütüphanesine gönderebilmem için yardımcı olmanızı, bu durumdaki ilçe ve kasaba kütüphanelerinin iletişim bilgilerinin tarafıma bildirilmesini rica ediyorum.
Saygılarımla.
Hasan Karaahmet
______________________________________
Sn. Çölaşan:
Malumları olduğu üzere, İç Güvenlik Paketi 32 ret oyuna karşılık, 199 oy ile kabul edildi. Şimdi; Muhalefet Anayasa Mahkemesine müracaat edecekmiş. Mecliste 223 muhalefet Milletvekili var. Günlerdir kıyametler koparıldılar. Ben şunu merak ediyorum, oylama yapılırken muhalefet Milleyvekilleri neredeydi? Bence çok hazin. Paylaşmak istedim. Saygılarımla.
İsmet
______________________________________
Nereden çıktı şimdi bu KEMAL DERVİŞ ?
Seçimlere iki ay kalmış. AKP düşüşe geçmiş. CHP yükselişte.
Birileri devreye girmiş. Kemal Derviş’i Cumhuriyet Halk Partisi’ne monte etmeye çalışıyor.
Ne yapılmaya çalışılıyor?
Bu Kemal Derviş değil mi, daha birkaç yıl önce, AKP döneminin politikalarını “Türkiye bu dönemde altın yıllarını yaşadı” diye öve öve göklere çıkaran.
Kermal Derviş bu kadar önemli biri ve bu işi bu kadar iyi görüyorsa, Cumhuriyet Halk Partisi'ne gönül verenler, niye eleştirdik ve eleştirmeye devam ediyoruz AKP’nin ekonomi ve toplumsal politikalarını?
Kendisine milletvekilliği teklif eden Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Şimdi muhalefettesiniz. Uluslar arası bir kuruluşta yöneticiyim. Milletvekili olmayı düşünmüyorum. Seçimi kazanıp iktidar olursanız, dışarıdan Bakan olmayı tekrar görüşebiliriz” demiş.
“Emrin olur !” demek geliyor insanın içinden…
Ben anlayamadım bu girişimin neden oluştuğunu ve çok ilginç buldum...
Onun için soruyorum; “Seçime iki ay kala, nereden çıktı şimdi bu Kemal Derviş?”
Hüsamettin