Onurlu bir komutan bu gelince ayağa kalkmamıştı...
“Niye oturdu?” diye hücreye kapattılar...

*

Bir başka komutan; sınırdaki siperde, bu kum torbalarının arkasına sinmiş oturmuşken, ayakta durdu...
“Niye ayakta durdu?” diye kapattılar...

*

Eee ikisinin ortası yok...
Oturmakla ayakta durmak arasında nasıl olur, nasıl olmaz derken... Ve bir şanlı ordu komplolarla, kumpaslarla refüze edilirken...
Necdet Paşa alt tarafı ayakta, üst tarafı yatay öyle durdu...

*

Nihayet önceki gün bir Yarbay Mehmet Alkan, ezilen, tüketilen, gururu kırılan, aşağılanan tüm askerler adına sesini yükseltti...
Kardeşi Yüzbaşı Ali Alkan’ın bayrağa sarılı tabutunun başında, Türkiye’nin başına geleni unutulmaz bir çığlıkla anlattı hepimize...
Şu sorusu içine düştüğümüz kaostur:
“Düne kadar çözüm diyen, ne oldu da şimdi ‘savaş’ diyor?..”

*

Gerçi bunun yanıtını, daha birkaç gün önce, milletin gözünün içine baka baka ülkenin Sağlık Bakanı vermişti:
“Başkan seçseydiniz, böyle olmazdı...”
Bu gelen tabutlar...
Bu kan...
Bu acılar bunun içindi demek:
“Başkan seçseydiniz olmazdı...”
Öyle mi?

*

Ayağa kalkmayanın “niye kalkmadın” diye, ayakta duranın “niye oturmadın” diye başına gelenlerin, Yarbay Mehmet Alkan’ın da başına geleceğinden emin olarak, o soruyu herkese sorun...
Tekrarlayın...
Eşe dosta...
Duvarlara yazın...
Yanıt istemez, yanıtı kendisi:
“Düne kadar ‘çözüm’ diyen, ne oldu da şimdi ‘savaş’ diyor?..”

*

Bu tam on sene gecikmiş bir sorudur aslında...
Altı dik, üstü yatay pozisyonda duranlara sorulması gereken...
Bu gözyaşları, bu kan akmadan çok önce...

*

Şimdi; gecelerimizde babalar ağlıyor, çocuklar ağlıyor, sevgililer ağlıyor, anneler ağlıyor... Artık aralarında üniforması ile ağlayan bir asker var...