Sevgili okuyucularım, toplumun ruh sağlığı bozuldu. Toplumu elinden tutup psikolog ve psikiyatri uzmanlarına götüremezsiniz ki!..
“Bunu biraz konuştur da tedavi et, ilaçlarını ver” diyemezsiniz ki!..
77 milyon insanımızın hangi birini götüreceksiniz.
Çevrenize bir bakın, 10 yıl veya 5 yıl öncesiyle kıyaslayın.
İnsanlar adeta delirdi... Buna çıldırdı da diyebilirsiniz.
Birbirimize olan saygımızı yitirdik.
Geleceğe güvenle bakamıyoruz.
Sadece maddi sorunlar değil, omuzlara korkunç manevi yükler bindi.
Toplum bunaldı, cinnet geçiriyor.

* * *

Biz gazeteciler de aynı durumdayız.
Sergilenen acayip müsamerenin, iktidar şovunun figüranları durumuna düşürüldük. Birilerinin peşinde dolanıp duruyoruz.
Bugün koalisyon olur mu, yeni bir hükümet kurulur mu, erken seçim ne zaman yapılır konularına girmeyeceğim.
İçimden gelmiyor, sizler gibi ben de sıkıldım artık.
Sizler de düzeysiz, kimseyi adam yerine koymayan bu müsamereyi izlemekten yoruldunuz.
Hangi partiden olursa olsun hiç fark etmez, 77 milyon kişinin sırtından korkunç bir oyun oynanıyor.
Üstelik insanları birbirine düşman ettiler.
Ortalıkta saygı, sevgi, edep kalmadı.

* * *

Güneydoğu başta olmak üzere ülke eski ABD’nin Teksas’ına döndü.
Bırakın Güneydoğu’daki terörü bir yana, basit bir trafik kazasında bile anında silahlar çekiliyor, insanlar öldürülüyor.
Herkes silahlı!
Yargı ve dolayısıyla adalet iktidarın emrinde. Hoşa gitmeyen karar veren herhangi bir savcı veya hakimi bekleyen tek şey sürgüne uğramak veya meslekten ihraç edilmek.

* * *

İktidara yakın olanlar için yolsuzluk, vurgun, soygun serbest.
Ne oldu 17-25 Aralık rezaletinin dosyaları, birkaç sayfalık bir başsavcılık yazısıyla nasıl kapatıldı!
Büyük kentlerimiz, ormanlarımız ve her yer, yandaş tayfası tarafından nasıl yağmalanıyor!
Nasıl oldu da adına “Milli Eğitim” dediğimiz kavram yavaş yavaş “İslamcı Eğitime” dönüştürüldü!
“Türk Milleti” diyemeyen, kendilerinin “Türk” olduğunu bile söyleyemeyen tipler nasıl oldu da devlet yönetimini ele geçirdi!
Her yerde ve her alanda baskı ve zulüm var.
Devletin vergi görevlileri bile iktidarın hoşnut olmadığı işadamlarının üzerine sevk ediliyor, korkunç vergi cezaları kesilip insanlar bu yolla susturuluyor.
Bütün bunlar, o müsamerenin çeşitli kesitleri.

* * *

İşçi, memur, emekli, esnaf, çiftçi, öğrenci, ev kadını... Kendinizden başlayıp aynı soruyu çevrenizdeki insanlara bir sorun:
“Mutlu musun, hayatından memnun musun?”
Bakalım nasıl yanıtlar alacaksınız.
Karşınıza mutlu olduğunu, hayatından memnun olduğunu söyleyecek kaç kişi çıkacak?
Herkes kendi çapında eziliyor, sömürülüyor, horlanıyor ama bu milletin yüzde 41’i yine gidip AKP’ye oy veriyor...
Adam yakınıyor, durumundan şikayet ediyor, yana yakıla anlatıyor ama oyunu ısrarla AKP’ye veriyor.
Sorduğunuz zaman yanıt hemen her zaman aynı:
“Ama bunlar Müslüman!..”
Kutsal dinimiz bu siyaset bezirganlarının eline, pazara ve cami avlularına düşmüş, onu kullanıp oy istiyorlar...
Ve ne kadar ilginçtir, milletimizin yüzde 41’i bütün hırsızlık, yolsuzluk, namussuzluk ve vurgunları unutmuş, gidip bunlara oy veriyor.
Bu da müsamerenin vazgeçilmez bir parçası.

* * *

Her gün bir sürü siyasi tartışmanın içindeyiz. 7 Haziran’da seçim yapıldı, yine tıkanıp kaldık. Her kafadan bir ses çıkıyor.
Şimdi yeniden seçime gidiyormuşuz!
Aynı konuları, aynı gereksiz tartışmaları yazmaktan artık bıktım usandım.
Sanırım sizler de izlemekten bıktınız.
İstisnasız hepimizin figüranlık yaptığı bu gereksiz tartışmalar sizi yordu mu, yoksa daha mı mutlu kıldı?
Çevrenize sorun bakalım, hangi partiden olursa olsun onlar ne diyecek!
Sokağa çıktığınızda insanların mutlu olduğunu görmeniz ve hissetmeniz mümkün oluyor mu?
Eğer “Evet” diyenler varsa, oylarını bu “Müslümanlara (!)” vermeye devam etsinler.
Taa ki günün birinde çok daha acı gerçeklerle yüz yüze gelinceye, utanıncaya kadar...
Müsamere günün birinde şu veya bu biçimde bitinceye kadar.

Şubesi var ama yer vermiyorlar


Sevgili okuyucularım, ülke çapında 350 şubesi olan Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) pek çok siyasi partinin bile rahatça örgütlenip çalışmasının söz konusu olmadığı Güneydoğu’da yeni yerler açmak istiyor.
Ne var ki, örneğin Diyarbakır’da hiçbir mülk sahibi, dairesini şu veya bu nedenle ADD’ye kiralamıyor.
Bu durumda geriye bir daire satın almak kalıyor...
Ama bu iş için ADD’nin öz kaynakları yetmiyor.
Orta halli mütevazı bir daire için yaklaşık 100 bin lira gerekiyormuş.
Şu durumu iktidar yandaşı derneklere, yandaş vakıflara hortumlanan çuval dolusu paralarla kıyaslayın lütfen!

* * *

ADD Genel Merkezi şimdi bu engeli aşıp Diyarbakır şubesine bir mülk alabilmek için bir bağış hesabı açtı...
İlgilenen duyarlı vatandaşlarımızın katkılarını bekliyor.
Türkiye İş Bankası Maltepe Şubesi.
Hesap No: 4212-103 1085
İban: TR 74 0006 4000 0014 2121 0310 85.