Tayyip Erdoğan ya da dünyada mevcut liderlerden biriyle Atatürk’ü kıyaslamak Ata’ya saygısızlık ve abesle iştigal olur.
Ancak, Türkiye’de cehalet ya da çıkarcılıktan malul yaratıklara ibret olması için yazıyoruz.
- Dini zayıf dedikleri Atatürk döneminde devlet katmanlarında bir tek hırsızlık olayına tanık olunmuyor.
Dini bütünler(!) döneminde rüşvet ve hırsızlıklarda dünya rekortmeni oluyorlar.
Isra ve Maun sureleri “halkın parasıyla israf ve saltanat firavunluktur. Kamu malı, yetim hakkı yiyenleri ‘helak’ (yok) ederiz” diyor.
Bunlar din ayetleriyle “bakara-makara” diye alay ediyor.
Atatürk, tüm mal varlığını devlete bağışlıyor.
Bunlar mal varlıklarını “devletin malı deniz, yemeyen domuz” kuralıyla oluşturuyor.
Atatürk: “Çağdaş uygarlık düzeyi”,
Bunlar, “molla-bedevi düzeni”diyor.
Atatürk: “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir”,
Bunlar, “en hakiki mürşit tarikatlar, şeyhler, cinci hocalardır” diyor.
Atatürk, “Köylü milletin efendisidir” diyor.
Bunlar, köylüyü “Al ananı defol git” diye fırçalıyor.
Atatürk, “Vatandaş veli nimettir” diyor,
Bunlar, “Soma’da acılı vatandaşı tokatlıyor.”
Atatürk, bilgi donanımlı, laik Cumhuriyetin bekçisi bir gençlik amaçlıyor.
Bunlar, “kindar ve dindar, yobazlığın bekçisi bir gençlik” hedefliyor.
Atatürk: “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir”,
Bunlar “yolsuzlukları örtbas etmek benim karakterimdir” diyor.
Atatürk “Kültür ve sanattan yoksun bir milletin hayat damarları kopmuş demektir” diyor.
Bunlar, “kupon araziler, ihale vurgunları, Zarrab mamalarından yoksun bir iktidarın hayat hortumları kopmuş demektir” diyor.
Osmanlılar, Sevr’le ülkeyi batırdılar,
Bunlar “Neo Osmanlı” sevdasıyla Sevr’i hortlatarak Atatürk Türkiye’sini batırıyorlar.

TÜRKİYE’NİN VE TAYYİP ERDOĞAN’IN KURTULUŞU

Atatürk, Tanrı’nın özenle yarattığı, Türk Milleti’ne lütfettiği bir nimettir.
Tayyip Erdoğan, “kendisi ve ülkesini seviyor ve düşünüyorsa” Atatürk ve laik Cumhuriyete yaptıklarıyla ilgili tövbe istiğfar edip, milletten özür dilemelidir.
Din uleması tövbe edeni Tanrı affedebilir diye fetva veriyorlar.
Artık en iyi savunma saldırmadır diye göz göre göre suçu başkasına yükleme yöntemi iflas etmiştir. Komik gündem değiştirmeler alay konusu oluyor.
Tayyip Erdoğan için (Osmanlı’ya değil) “Atatürk felsefesi, ilke ve devrimlerine dönüş” kendisinin de, ülkenin de hayrına olacaktır.
Bu kapsamda ilk iş olarak dünyadaki terör örgütleri ya da terör devleti başkanları, “Afgan radikal şeriatçı Taliban lideri Hikmetyar, Sudan’ın eli kanlı lideri Ömer El Beşir, Filistin terör örgütü Hamas lideri Halid Meşal, terör finansörü El Kadı” gibilerle artık selamı, sabahı kesmesi;
Tüm Arap devletlerinden kovulan terör örgütü Müslüman Kardeşler’le, (Lahey’lik bir suç olan dünyanın en azılı terör örgütlerine) destek ve yardımlarına zinhar son vermesi lazım-ı gayrı müfarik (vazgeçilmez) oluyor.
Bu bağlamda Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesinden esinlenerek önce Sisi’ye, “Sizin ülkenizi laiklik karşıtları, din simsarlarına teslim etmeme harekatını darbecilik diye suçladım. Mısır ve Türkiye dosttur ve daima dost kalacaktır” diye dost elini uzatma basiretini göstermeli;
Ardından Esad’a da “Amerika’nın oyununa geldim. Devletinize yönelik isyana, kelle kesen terör örgütlerine destek oldum. Şimdi size barış elimi uzatıyorum. 2.5 milyon Suriyeliyi de “vereceğiniz güvence doğrultusunda” iade etmeye hazırım diyecek bir devlet adamlığı sergilemelidir. Aksi halde Türkiye’ye yazık olacaktır.
Bakınız: Atatürk’ün Türk gençliğine hitabesindeki “manzara-i umumiye” aynen yaşanıyor.
Ülkenin temel direkleri ordu ve yargı çökertilmiş, laik Cumhuriyet, tüm değer ve organlarıyla bir bir yok edilmiş, 17 Aralık asrın devlet soygunu bir habis ur gibi ülkeyi kasıp, kavurmuştur.
Yolsuzluklardan yargılanmamak uğruna ABD oyununa gelerek Güneydoğu’da “oy takasıyla” (paralel değil) fiili bir PKK devleti kurdurulmuş, 16 yaşındaki çocuğu hakaretten hapse atan devlet, Güneydoğu’nun yakılıp, yıkılmasına seyirci kalmıştır.
Bu ahval ve şerait içinde Tayyip Erdoğan akıl almaz bir bilgiçlikle “mezar taşlarını okumak için Osmanlıcayı, Amerika’yı da Müslümanlar’ın keşfettiği söylemleriyle” milleti avutup, alay ediyor.
Türkiye kan ağlıyor.
AKP’liler milletvekilliği,
Ulema hokkabazlar rektörlük,
Savcı ve yargıçlar yüksek yargı üyeliği,
Liboş yazar-çizerler avanta,
İş adamları ihale vurgunu peşindeler.
Üniversiteler, sendikalar, sivil toplum örgütleri, Türk gençliğinin üstüne ölü toprağı serilmiş, gıkları çıkmıyor.
Şimdi Ekrem Dumanlı’ya sahip çıkan cemaat, Aziz Yıldırım’a sahip çıkan Fenerbahçeliler kadar Türk Milleti’nin de vatana sahip çıkması, Allah’tan niyaz ediliyor.