Bu­gün 35 ya­şın­da olan­lar, o gün­ler­de dün­ya­ya ye­ni gel­miş­ti...
Bu­gün 40 ya­şın­da olan­lar, Tür­ki­ye­’nin ya­şa­dı­ğı olay­la­ra ak­lı er­me­ye­cek yaş­ta kü­çük ço­cuk­lar­dı...
O ço­cuk­lar şim­di sa­de­ce oku­duk­la­rıy­la din­le­dik­le­riy­le, bu­gü­nün şart­la­rın­da o gün­le­rin şart­la­rı­nı de­ğer­len­di­re­rek hü­küm ve­ri­yor­lar!..
Tür­ki­ye­’nin 7. Cum­hur­baş­ka­nı Ke­nan Ev­re­n’­in bu­gün ce­na­ze­si kal­dı­rı­lı­yor...
Pe­ki, 12 Ey­lül dar­be­si­nin tek so­rum­lu­su Ke­nan Ev­ren miy­di?..
O gün­le­rin si­ya­set­çi­le­ri­nin hiç mi so­rum­lu­lu­ğu yok­tu?..
Tür­ki­ye kan gö­lü­ne dö­ner­ken ne­re­dey­di on­lar?..

* * *

12 Ey­lü­l’­ü, ön­ce­si ve son­ra­sıy­la de­ğer­len­dir­mek ge­re­kir...
12 Ey­lül son­ra­sı ba­zı­la­rı için bir fa­ci­ay­sa, ön­ce­si de Tür­ki­ye için bir fa­ci­ay­dı...
O gün­le­ri ya­şa­ma­yan­lar, sa­de­ce ne mak­sat­la ya­zıl­dı­ğı bi­lin­me­yen ki­tap­la­rı oku­yan­lar bi­le­mez...
Tür­ki­ye­’ye ade­ta bir iç sa­vaş ha­kim­di ve biz o gün­le­ri bi­re bir ya­şa­dık...
Hür­ri­yet Ga­ze­te­si İs­tih­ba­rat Şe­fiy­dim ve her sa­bah oda­mın ka­pı­sı­nı 3-5 si­ya­si ci­na­yet­le açı­yor­dum...
Oluk oluk kan akı­yor­du...

* * *

Tür­ki­ye kan­lı bir şe­kil­de bö­lün­müş­tü...
Bir yan­da ül­kü­cü­le­rin çe­şit­li frak­si­yon­la­rı, di­ğer yan­da il­le­gal sol ör­güt­ler...
Anar­şi ve te­rör ül­ke­nin üze­ri­ne bir ka­bus ha­lin­de çök­müş­tü...
İn­san­lar so­ka­ğa çık­ma­ya kor­ku­yor­du; ma­hal­le­ler, ha­ta so­kak­lar bö­lü­şül­müş­tü...
Dev-Sol, Dev-Yol, Tür­ki­ye Halk Kur­tu­luş Par­ti­si-Cep­he­si (DHKP-C), Tür­ki­ye Halk Kur­tu­luş Or­du­su (THKO), Tür­ki­ye İş­çi Köy­lü Kur­tu­luş Or­du­su (TİK­KO), Mark­sist Le­ni­nist Si­lah­lı Pro­pa­gan­da Bir­li­ği (MLSPB), Ma­ocu­lar, Par­ti­zan, En­ver Ho­ca­cı­lar gi­bi te­rör ör­güt­le­ri ve ül­kü­cü­ler, il­le­gal sağ ör­güt­ler...
Tür­ki­ye kan ko­ku­yor­du...

* * *

Si­ya­set­çi­ler ise ken­di ale­min­dey­di...
Ör­güt­le­rin bir­ço­ğu sır­tı­nı si­ya­set­çi­le­re da­ya­mış­tı...
Mec­lis cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­mi­yor, na­fi­le tur­lar­da Bü­lent Er­so­y’­a, Aj­da Pek­ka­n’­a oy­lar çı­kı­yor, mil­let­le ade­ta alay edi­li­yor­du...
Eko­no­mi çök­müş­tü...
Po­lis, Pol-Der, Pol-Bir di­ye bö­lün­müş, bir­bir­le­ri­ne si­lah çe­ki­yor­du...
Ada­na Em­ni­yet Mü­dü­rü öl­dü­rül­müş, po­lis gö­re­ve çık­mı­yor­du...
Sen­di­ka­lar bö­lün­müş, öğ­ret­men­ler bö­lün­müş, dok­tor­lar bö­lün­müş, yar­gı bö­lün­müş­tü... (Şim­di­ki gi­bi)
As­ke­ri dar­be ade­ta ça­ğı­rıl­dı!..

* * *

12 Ey­lül dar­be­si ol­du­ğun­da her­kes so­kak­la­ra çı­ka­rak se­vinç­le kut­la­dı, ül­ke ne­fes al­dı, kan ko­ku­su kal­ma­dı...
Halk, 1982’de ye­ni ana­ya­sa­ya ve Ev­re­n‘­in cum­hur­baş­kan­lı­ğı­na yüz­de 92’y­le “e­ve­t” dedi...
Halk se­çim­de gü­ya kor­ku­tul­muş...
Pa­lav­ra...
Kim ki­me dum du­ma mil­yon­la­rın ya­şa­dı­ğı İs­tan­bu­l’­da­ki seç­men­ler kork­tu da...
Şi­le gi­bi her­ke­sin bir­bi­ri­ni ta­nı­dı­ğı kü­çük bir ka­sa­ba­da­ki seç­men­ler pek mi ce­sur­du da “Ha­yı­r” de­di?..
Ke­nan Ev­ren is­te­sey­di, bu ül­ke­de da­ha 10-15 yıl dev­let baş­kan­lı­ğı ya­par­dı; ama yap­ma­dı yi­ne de de­mok­ra­si­nin yo­lu­nu aç­tı...

* * *

Ke­nan Ev­ren ha­ta­la­rı ve se­vap­la­rıy­la ter­ki dün­ya et­ti...
Tür­ki­ye bu ko­nu­da da bü­yük ri­ya­kar­lık­lar ya­şa­dı, ya­şa­ma­ya de­vam edi­yor...
1982 Ana­ya­sa­sı­nı kim­se be­ğen­mi­yor, ama ül­ke 33 yıl­dır o ana­ya­say­la yö­ne­ti­li­yor...
Pa­lav­ra­la­ra, an­la­tı­lan ma­sal­la­ra kar­nı­mız tok...
Halk oyuy­la se­çi­len ilk Cum­hur­baş­ka­nı Tay­yip Er­do­ğan de­ğil, Ke­nan Ev­re­n’­dir...
Al­lah rah­met ey­le­sin.

Kamp Ar­men

Biz ne­den in­san­la­rı üz­me­yi se­vi­yo­ruz; ne­den in­san­la­rın duy­gu­la­rı­na önem ver­me­me­yi alış­kan­lık ha­li­ne ge­tir­dik?...
Tuz­la­’da­ki Kamp Ar­men...
Ye­tim Er­me­ni ço­cuk­la­rı­nın in­şa­atın­da ça­lı­şıp ne­re­dey­se ken­di el­le­riy­le yap­tı­ğı, yüz­ler­ce Er­me­ni ço­cu­ğun ye­tiş­ti­ği anı­lar­la do­lu kamp yı­kı­lır­ken, ora­da “vic­dan nö­be­ti­” baş­la­dı...
Ne­den bu ka­dar hoy­ra­tız?..
Ve ne­den yüz­de 100 Türk va­tan­da­şı Er­me­ni, Rum, Ya­hu­di “a­zın­lı­k” mu­ame­le­si gö­rür?..
Dev­le­tin yap­ma­sı ge­re­ken, ora­yı ka­mu­laş­tı­rı­la­rak Er­me­ni ce­ma­ati­ne ver­me­si­dir...
Bel­ki böy­le­lik­le gü­nah­la­rı­mı­zın bi­rin­den arı­na­bi­li­riz!..