Zoraki 1 Kasım seçimine 44 gün kala sayın ve sevgili Cumhurbaşkanımız kolları sıvayıp meydanlara çıkıyor...
Toplu açılışlar ve halkla buluşma mitingleri başlıyor!..
Şu tesadüfe bakın!..
Toplu açılışlar ve halkla buluşma mitingleri yine 7 Haziran’daki seçimler öncesinde başlamıştı!..

* * *

7 Haziran’dan bugüne kadar belediye ve diğer devlet kurumlarının faaliyetleri nedense durmuştu...
Halkla buluşmalara da gerek yoktu...
Hiç toplu açılış yapılmadı, Tayyip Bey de hiç meydanlara çıkmadı!..
Kim bilir, belki de 7 Haziran’da istenen sonuç alınabilseydi, belediye faaliyetleri durmaya devam edecek, toplu açılışlar yapılmayacaktı!..
Olmadı!..
1 Kasım’da seçim var...
Toplu açılışlar ve halkla buluşma mitingleri 1 Kasım’a kadar devam edecek, sonra tekrar duraklama devrine girecek!..

*  * *

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, önümüzdeki süreci şöyle anlatıyor:
“Bazen il ziyaretleri, bazen açılışlar, bazen vatandaşlarımıza hitap şeklinde olur. Burada bir defa Cumhurbaşkanımızın halka temasının, her buluşmasının ‘Bakın bir seçim kampanyası yürütüyor, siyaset faaliyet içerisinde’ gibi yansıtılmasını biz bir kere çok kasıtlı, yanlı bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz.
Cumhurbaşkanımız buluşmaya, görüşmeye devam edecektir. Bunlar yurtiçinde, yurtdışında olabilir”

* * *

Tayyip Bey’in “Bir seçim kampanyası yürütüyor, siyasi faaliyet içinde” gibi yansıtılmasını çok kasıtlı, yanlı bir yaklaşım olarak değerlendiriyorlarmış!..
O zaman filmi geriye doğru saralım...
Miting meydanlarında 400 milletvekili isteyen, CHP, MHP, HDP genel başkanlarına yüklenen, “gönlümde elbette bir aslan yatıyor” diyerek AKP’yi işaret eden kimdi?..

* * *

Tayyip Bey 1 Kasım seçimlerine doğru tekrar meydanlara çıkacak, Almanya’da gurbetçilerle buluşacak...
Dört parmağını havaya kaldırıp 400 milletvekili isteyebilecek mi?..
İsteyecekse hangi parti için isteyecek?.. CHP, veya MHP, veya HDP için mi?..
13 yıllık tek başına iktidarın bugün getirdiği kan ve gözyaşı ortamı için “istikrar” ifadesini kullanabilecek mi?..
“Artık analar ağlamıyor”
diyebilecek mi?..
“Açılım saçılım sürecinde ülke silah ve patlayıcı deposu haline getirilirken devlet neredeydi, sizler neredeydiniz?” diye soranlara ne cevap verecek?..

* * *

İşsizlik tavan yapmış, insanlar daha da yoksullaşmış, dolar 3 lirayı aşmış, ekonomi duvara toslamış...
Ve şehit cenazeleri artık üçer üçer, beşer beşer geliyor!..
Bunun sorumlusu Fidel Castro mu?..
Bence Tayyip Bey meydanlara hiç çıkmasın!..
7 Haziran öncesi çıktı AKP 9 puan kaybetti...
Bu defa da 9 puan daha kaybederse kimse şaşırmasın!..

5 şehit!..


Bakıyorum, 5 polisimizin şehit edilmesi TV kanallarının haber bültenlerinde Suriyeli sığınmacılar haberinin altına düştü...
Askerin, polisin şehit edilmesi neredeyse olağan görülmeye başlandı!..
5 değil, 1 şehit haberi bile Türkiye’yi sarsarken, dün TV kanalları sürekli olarak sığınmacılara yer verdi...
Uzu uzun, tekrar tekrar... Bu bilinçli olarak mı yapılıyor?..
Türkiye alev alev yanıyor...
PKK’nın kahpe tuzaklarıyla gencecik evlatlarımız hayatını kaybediyor, aileleri perişan...
Anaların göz pınarları kurudu PKK’lı canilerin kalleşliği bitmedi!..
“Öyle silahlar geliştirildi ki bundan sonrasını PKK düşünsün” diyen AKP’li vekiller nerede?..
Bebek katili Apo’nun İmralı’yı karargah haline getirmesini sağlayan iktidar nerede?..
“Türkiye’de olağanüstü bir durum varmış gibi kriz çığırtkanlığı yapanlar var” diyen Davutoğlu Ahmet nerede?..
Nerede?!.