Bunca gürültü, tantana... Sakin olmak gerekiyor. Şimdi elimizde neler var ona bakalım...
Hükümetsiz bir Türkiye ve hükümet kurmaya niyeti olmayan partiler... “Belki erken seçimde oylarımızı 2-3 puan artırırız da tek başımıza iktidarda olmaya devam ederiz” mantığı zikredilmiş tam kırk beş gün boyunca ülkeyi oyalayan bir Başbakan...
Ülkede yönetim sisteminin değiştiğini iddia eden ve ona göre davranan, “başkanlık” için geri adım atmayacağını her ortamda açıklayan bir Cumhurbaşkanı...
İç çekişmeleri yüzünden güven vermeyen bir yargı, olmayan bir yürütme ve kabına sığmayan bir yasama...
Paralel yapı adı altında Türkiye’nin altını oyan bir örgüt... Örgütü yok etme pahasına kurunun yanında yaşı da yakan bir cadı avı...
Kutuplaşmış, neredeyse birbirinden nefret eder hale gelmiş, fanatikleşmiş, bizden ve onlardan ayrımı yapan bir toplum... Karambole gitmiş milyarlarca dolarlık yolsuzluk... Kendi ile hesaplaşamamış, adaleti sağlayamamış, haklıyı haksızdan ayıramamış bir düzen...
İçeride, PKK terör örgüyü ile yeniden başlayan savaş... Patlayan bombalar, operasyonlar, tuzaklar... Hemen her gün gelen şehit haberleri...
Dışarıda, dünyanın en tehlikeli örgütü olan IŞİD’e açılmış bir savaş... Dostu kalmayan, Kuzey Afrika ülkeleri tarafından neredeyse düşman ilan edilen bir Türkiye. Berbat bir dış politika...
Suriye’den, Irak’tan ülkeye doluşmuş maliyetini karşılayamayacağımız sayıda milyonlarca fakir mülteci... Gerileyen turizm, düşen ihracat ile birlikte azalan gelir kaynakları... Büyümeyen, yeni yatırım yapılmayan bir ülke...
Eylül ayında gideceği faiz artırımı ile dünyada dengeleri değiştirecek olan Amerika’nın hamlesinden en fazla zarar görecek ülkeler arasında kendisine ilk beşte yer bulan bir ekonomi...
Değer kaybeden TL, düşen borsa, yükselen faizler... Finansal piyasalarda artan riskler karşısında ülkeyi terk etmeye hazır 120 milyar dolar sıcak para...
Yaklaşık 335 milyar liraya yükselmiş hane halkı borcu, 24 milyon icra dosyası, sadece bu yılın ilk altı ayında karşılıksız yazılmış 11 milyon çek...
Merkez Bankası’nın 40 milyar dolarlık kullanılabilir rezervine karşın ödenmesi gereken 400 milyar dolarlık dış borç...
Bütün bunları yok sayıp, derdiniz ne diye sorulduğunda; “Tek derdimiz var, İslam, İslam, İslam“ diyen, kafayı tek bir olguya takmış ülkenin en önemli politik figürü Cumhurbaşkanı Erdoğan...
Böyle bir ortamda “sakin ol” demek haliyle biraz hafif kalıyor. Belli ki yeşil reçete gerekiyor.