Laik, Atatürkçü ve solcu kadınlar içinden yüzlercesi çıktı.  Hatta liberal kadınlar içinden de sesini yükseltenler, öne atılanlar oldu. İslamcı kesim hanımlardan “10 türbanlı kadın” bile çıkmadı, çıkamadı.
Bunu ben söylesem!
Taraflısın dersiniz.
İslamcı muhafazakar demokratlar; hukuksuzluğa ve kaba kuvvet despotizmine karşı sesini yükseltecek “10 türbanlı hanım bile çıkartamadı” sözünü ben söylemiyorum. Türbanlı hanımları savunan bir emeritüs (bilimden kopmamış) profesör acılar içinde itiraf ediyor: Hürriyet Gazetesi’nin “pazar söyleşilerini” yapan İzzet Çapa’nın Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde Emeritus Profesör olarak çalışan Faruk Birtek ile röportajı vardı.
***
Prof. Faruk Birtek anlatıyor:
ABD’nin en prestijli okullarından biri Yale’de öğretim üyesiydim. Çok sevdiğim kentte araştırma bursu kazanmıştım. Aynı günlerde Türkiye’de seçim olmuş ve hükümet değişmişti. Ülkeden “İslamofaşizm geliyor” haykırışları yükselince bu kâbusla mücadele etmek için Yale’deki görevimi de, kavuştuğum o muhteşem hayatı da bırakıp hemen geri döndüm. Çünkü oturduğum yerden yazı yazıp ahkâm kesmektense, ülkemde ve olayların bizzat içinde olmayı görev bildim. İtiraf ediyorum, belki de bunu yaparken içimde topluma katkım olacağını varsaydığım bir kibir de söz konusuydu...
***
Gazeteci Çapa soruyor:
Geleceği nasıl görüyorsunuz?
Prof. Birtek Cevaplıyor:
Valla ben de bilmiyorum! Hayatımda böyle bir dönem yaşamadım. Biz 12
Eylül sürecinde onların (darbe yapan generallerin) bir gün gideceklerini biliyorduk. Ama bunlar hiç de gidici gibi durmuyorlar.
Gazeteci Çapa soruyor:
Bu sonuca nasıl vardınız?
Prof. Birtek cevaplıyor:
Ben yıllarca “türbanlı öğrencilerin eğitim hakkına sahip olması gerektiğini” savundum. Darbe sonrası yıllarda Anayasa Mahkemesi nazarında suç işlemeyi göze alarak, hiç korkmadan türbanlı öğrencilerimi derslere aldım. Bunu (türbana girmeyi) siyasi bir sembol gibi görmediklerini, hürriyet seçimi olduğunu bölüm başkanı olarak varsaymam gerekiyordu. AK Parti için tek umudum, geçmişte onlar için Ağır Ceza’da yargılanmayı bile göze aldığım AK Partili kadınların, zamanında kendilerinin istifade ettikleri o hürriyet mücadelesini verebilmeleriydi.
***
Gazeteci Çapa soruyor:
Umudunuz kalmadı mı?
Prof. Birtek cevaplıyor:
Evet ne yazık ki, bu ümidim azalmaya başladı. Kim bilir belki bir kez daha yanıldım! Onlar okuldayken, kişisel hürriyetlerine inandığım için başörtüsünü savunmuştum. Bugün 10 kadın milletvekili AK Parti istibdatına (despot-hak-hukuk tanımayan)  karşı çıksaydı, Erdoğan dahil kimse karşı duramazdı! Demokrasi istiyorlarsa bunu söylemekten çekinmeyecekler.
***
Evet!
Çekindiler.
10 türbanlı hanım çıkmadı.
Acaba neden?

Suriye sınırında ABD ile Rusya!

ABD, Fransa, İngiltere, Rusya, İran ve İsrail, Suriye’ye yeni biçim veriyorlar. Parçalayıp bölüyorlar. Hepsinin kendince çıkarı, hesabı var. En son Rus savaş uçakları Suriye’ye bomba yağdırmaya başladı. Bunun üzerine Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Rusya’nın Suriye ile bir sınırı yok... Ama benim 911 kilometre sınırım var...” diye tepki gösterdi. Peki ABD’nin Suriye ile sınırı mı var? İncirlik üssünden kalkan uçaklar Suriye’ye bomba yağdırınca ABD’nin sınırı Adana’dan mı başlamış sayılıyor? Fransa ile İngiltere’nin Suriye ile sınırı mı var? Çok ilginç!