Günler birer birer fakat hızla akıyor.
En acımasız diktatör zamandır. Eninde sonunda bitirir. 4 yıl uçar gider, rüzgar gibi geçer.
Kulaklar kirişte.
Gözler kapıda.
İstikrar!
Geldiysen
Kapıyı 3 defa vur.
Fazla geç kalma.
Sen de biliyorsun.
Geç gelmiş bir istikrar, kesinlikle istikrar değildir. Yeni anayasa yazacağız, yeni anayasanın içine “güçlendirilmiş kuvvetler ayrımı ile mutlaka(!) başkanlık oturtacağız ve böylece ecdadımızın bütün dünyaya örnek olduğu günlerdeki gibi örnek olacağız” sözleri havalarda uçuşmaya başladı. Ayrıca gerekirse IŞİD’i karadan vurmak için Suriye ve Irak’a da gireriz hamlesi de yapıldı.
İstikrar arkaya itildi.
Ötelendin mi?
Geliyor musun?
Ne zaman geliyorsun?
Geldiğinde!
Kapıyı 3 defa vur.

* * *

Her iki kişiden biri “istikrar istediğini” son seçimde oylarıyla net olarak ortaya koydu.
Bu kadar oy patlaması “istikrar getireceğiz sözü verip” 49.5 patlaması yapanları bile şaşırttı. Seçimden sonra ise her iki kişiden diğeri de “gelsin istikrar da görelim” diye beklemeye başladı.
Asgari ücretli bekliyor.
Patronlar da reform bekliyor.
İstikrarın adı reform oldu.
Dolar 3 TL’yi geçince dünyanın en yüksek üyesine sahip İstanbul Ticaret Odası’nın başkanı, “devlet doları bize 2 lira 70 kuruştan versin” diyerek açıkça tüccar ile sanayicinin cebine devletin para koymasını istedi. Aynı Ticaret Odası’nın aynı başkanı önceki gün de “Asgari ücret 1300 lira olsun ama bu yükselişten doğacak prim artışını istikrar gelinceye kadar devlet karşılasın” demeye başladı.
Tüccar adam.
Kaçın kurası!
Görmüş, geçirmiş.
İstikrar geç gelir diye korkuyor bu yüzden devletten açıkça para istiyor! Ankara Sanayi Odası Başkanı da “asgari ücret artışı yakıcı sorunlar yaratabilir, bütün ücretler tetiklenir...” diyerek istikrar isteyenlere uyarı demeçleri vermeye başladı.

* * *

Maaşlarıyla geçinemeyen emekliler, yüksek mazot fiyatı altında sıkışan çiftçiler, aile desteğiyle ayakta zar zor duran öğrenciler, çarşıda pazarda fiyatları fırlayan gıda ürünleri karşısında şaşkına dönen hanımlar, işsizlikten bunalıma giren gençler, bunalımdan çıkmak için “5 TL’lik ucuz rakıyı içip hayata veda etmeden” önce istikrarın geldiğini görmek isteyen akşamcılar, sabahın köründe iş aramaya çıkan işsizler, maaşıyla geçinemeyen memurlar, istikrar gelsin işlerimiz açılsın diye bekleşen esnaflar...
Hepsi kulak kabarttı.
Gözlerini dört açtı.
İstikrarı bekliyorlar.
İstikrar!
Geldiysen.
Kapıyı üç defa vur.

* * *

Analar ağlamasın sürecinin adı değişti, “kardeşlik ve birlik bütünlük süreci” oldu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun tüm aşiret beyleri ile ağaları ve de şeyhleri de “istikrar gelsin umuduna omuz vermek” için HDP’den AKP’ye geçti. Doğu Anadolu şeyhe, ağaya, aşiret beyine yeniden sarıldı. Niçin? İstikrar için AKP’ye çalıştılar. Ağalar marabaları şeyhler de müritleri sürükledi İstikrara oy taşıdılar. İstikrar geç kalsa ya da gelmese bile ağalar ile şeyhler, beklediklerini alacaklar, belki de peşin aldılar.
Peki marabalar ne olacak?
İstikrar geç kalırsa!
Müritler ne yapacak?
İstikrar, geliyor musun?
Numara mı yapıyorsun?
Kulaklar kirişte!
Gözler kapıda.
Geldiysen kapıyı tıkla!