1 Kasım seçimi 7 Haziran’ın tekrarı gibi olursa sonuç değişir mi?
Geçen seçimde siyasete küsüp oy kullanmayan 9 milyon 101 bin 350 seçmen, 1 Kasım’da nasıl sandığa götürülecek?
Küskün seçmenler yine oy kullanmazlarsa farklı bir sonuç çıkabilir mi?
CHP, umutsuz ve dargın kitleleri sandık başına çekmek için yüzünü değiştirmek zorunda!
Bir farklılık yaratmak, toplumda heyecan uyandırmak şart!
CHP’nin 7 Haziran’daki aday listelerinde bölücüler de vardı, Atatürk karşıtı yobazlar da... Böyle yanlış listelerin kamuoyunda tasvip görmesi mümkün değildi ve öyle oldu.
1 Kasım seçimlerinde de seçmenin karşısına aynı tabloyla çıkılırsa sonucun değişmesi mümkün olmaz!

* * *

Bir süre önce, CHP’nin 1 Kasım seçimlerinde “Güç birliği” yapmasının şart olduğunu yazmıştım.
Bu yazım, hem yurtiçinde, hem yurtdışında büyük tasvip gördü.
Sevgili kardeşlerim Uğur Dündar ile Soner Yalçın başta olmak üzere birçok kişi ve kuruluştan (tabii değerli okurlarımdan da) yoğun destek geldi.
Sadece CHP’den hiçbir ses çıkmadı! Onlar her şeyi, çok iyi bildikleri için, bu tür önerilerle ilgilenme lüzumunu hissetmiyorlar!

* * *

Geçen gün Futbol Federasyonu’nun eski başkanlarından Kemal Ulusu ile sohbet ediyorduk. Dedi ki:
“Çok güzel bir öneride bulundun. Aklı başında olan herkes destekledi bunu.
Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek’i, Yurt Partisi lideri Sadettin Tantan’ı, DSP lideri Masum Türker’i, ayrıca Hüsamettin Cindoruk’u, Abdüllatif Şener’i ve kamuoyunun güvendiği kişileri bünyesine alan bir CHP neler yapmazdı!
Ben de, sırf CHP’ye destek olmak amacıyla müracaatta bulundum, uzun bir mektup yazdım ama “Evet” ya da “Hayır” diye hiçbir cevap alamadım. Yanıtlamak nezaketini bile göstermediler!
Anlıyorum ki bu CHP’nin, daha iyi sonuç almak, iktidar alternatifi olmak gibi hiçbir niyeti yok!”
Böyle diyor Kemal Ulusu...

* * *

Benim de görüşüm bu yönde sevgili okurlar.
CHP iktidar olmak istemiyor! Eğer isteseydi 7 Haziran’dan çok daha farklı şeyler yapmaya çalışırdı. Bunu yapmadı “Ben her zaman, ebediyete kadar muhalefette kalmak istiyorum” dedi.
SONUÇ:
Geçen seçimde ne olduysa 1 Kasım’da da o olur!
Yani, eski hamam eski tas! Tellaklar bile değişmez!

Önce ekmekler sonra THY bozuldu!


Futbol Federasyonu’nun eski başkanlarından Kemal Ulusu ile siyaseti konuşurken “Ülkede bozulmayan şey kalmadı” diyerek üç gün önce başına gelen bir olayı anlattı.
Batı ülkelerinde böyle bir şey olmaz! Eğer olursa, büyük tazminatlar ödenir!
THY’nin azizliği Kemal Ulusu ile birlikte altı yolcuyu Sabiha Gökçen Havaalanı’nda esir etmiş, analarından emdikleri süt burunlarından gelmiş!
Bir uçak yolcularının tamamını almadan havalanır mı? Böyle şey düşünülebilir mi?
Üç gün önce bu olmuş ve THY’nin Anadolu Jet uçağı havalanarak 6 yolcusunu Sabiha Gökçen Havalanı’nda bırakmış!
Tabii bu ihmalde, yalnız THY’nin değil, Sabiha Gökçen Havaalanı yönetiminin de büyük hatası var!

* * *

Kemal Ulusu, İstanbul’dan Bodrum’a uçmak için THY’nin yan kuruluşu Anadolu Jet’ten bilet alıyor. Erken saatte alana gidip “uçağa biniş kartı”nı alarak beklemeye başlıyor. Sık sık elektronik ekranı takip ediyor ve uçağa çağrılacağı zamanı bekliyor.
Vakit ilerleyip de ses seda çıkmayınca çıkış kapısına gidip durumu öğrenmek istiyor ama bir de bakıyor ki, kapılar kapanmış!
Vay canına! Hiçbir anons yapılmadan, hatta elektronik ekranda bile çağrı yazısı olmadan uçak kalkar mı?
Kemal Ulusu dahil 6 yolcu, ellerindeki biniş kartlarıyla sap gibi ortada kalmışlar!

* * *

Olayda, hem THY, hem de “Uluslararası” sıfatını taşıyan Sabiha Gökçen Havaalanı yönetimi hatalı ama derdini kime anlatacaksın? Marko Paşa’ya mı?
Oktay Akbal’ın “Önce Ekmekler Bozuldu” diye bir kitabı vardı. Ekmeklerden sonra THY ve havaalanları da bozuldu!
Hava yollarından hiç anlamayan Hamdi Topçu’yu Yönetim Kurulu Başkanlığı’ndan atmak bile THY’yi kurtaramadı!
AKP döneminde bozulmayan bir şey kaldı mı ki?

Gü­nün Sö­zü


Terör örgütüyle pazarlık edersen kan kokusundan şikâyet edemezsin!