Bir çocuk doktorunun, geçtiğimiz bayram günlerinde internette yazdığı ilginç yazı, paylaşım rekoru kırdı.
Doktor, Suriye’den Türkiye’ye denetimsiz ve aşısız giren yüzbinlerce mülteci çocuğun çeşitli hastalıklar taşıdığını ve yavrularımız için büyük tehlike oluşturacağını belirterek, başta Sağlık Bakanı olmak üzere herkesi uyarıyordu.
İşte o yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.

* * *

“Bir çocuk doktoru olarak size söylüyorum...
Ülkeye 1 milyon 800 bin aşısız, bazı kaynaklara göre 2 milyon Suriye uyruklu çocuk aldınız.
Ülkemin, son 30 yılda emek emek, ilmik ilmik yapılan aşı haritasını değiştirdiniz...
30 yıldır görülmeyen kızamık hastalığını hortlattınız...
Türk çocukları 30 sene sonra kızamık geçirir oldu!
Batı Şeria ve Gazze’den kontrolsüz geçiş suretiyle ülkenin aşı politikasının ruhuna El Fatiha okudunuz!
Yine 30 yılda sıklığı binde 2’ye düşen suçiçeği hastalığını yüzde 4’e fırlattınız...
Sıfırladığımız el-ayak-ağız hastalıkları on binde bir görülürken, yüzde iki görülür hale getirdiniz.
Ölüyü hortlattınız!
Bunlar korkunç rakamlardır. Bu sektörde çalışanlar iyi bilir.
Sınır kapılarında aşı yapmak 1,5 milyon çocuk geldikten sonra mı aklınıza geldi?
Önünüze geleni ülkeye aldınız...
Size söylüyorum Sayın Sağlık Bakanı!
Biz 50 yıl bu hastalıklarla tekrar mücadele edeceğiz...
Kim için? Ne için? Ne adına?
Benim çocuklarımın bahar yaşadığı bu iklime kontrolsüz 2 milyon aşısız çocuk sokarak ülkeyi 50 yıl öncesine götürdünüz.
Bunun acı faturasını Türk çocukları daha sonraki yıllarda ödeyecek!
Ya siz ne ödeyeceksiniz?
Ben ülkemin meftunuyum, âşığıyım!
Gerçek budur... Ve halkım bilmelidir!”
Dr. Savan Günay (Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı)

Suç makinesi gibi!


Türk Ceza Kanunu’nun 220’nci maddesinin 8’inci fıkrası “Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” der.
AKP’nin, bunun tamamını yaptığı görülüyor!
19 Ekim 2009’da PKK’lı terörist bir grup Habur sınır kapısından ülkemize girdi ve “Türkiye’ye PKK lideri Öcalan’ın emriyle geliyoruz. Öcalan adına geliyoruz. Liderimiz Abdullah Öcalan’dır” dediler.
AKP yönetimi ne yaptı?
“Bu bir umuttur. Türkiye’de bir şeyler oluyor, iyi-güzel şeyler oluyor. Umut verici gelişmeler oluyor” diye teröristlerin bu sözlerini alkışladı, alkışlattı!
AKP’nin danışmanları:
“Öcalan Türkiye’nin önünü açıyor” diye saçmalarken açıkça terör örgütünün propagandasını yaptılar.

* * *

Oslo’da terör çetesi mensuplarıyla müzakere masasına oturuldu.
İmralı’da Teröristbaşı Abdullah Öcalan ile haftalarca, aylarca pazarlık yapıldı.
28 Şubat’ta Dolmabahçe’de PKK’nın siyasi uzantısı olan HDP milletvekilleriyle 10 maddelik bir “Mutabakat metni” açıklandı.
Bunların hepsi Türk Ceza Kanunu’nun 220’nci maddesinin 8’inci fıkrasının kapsamına girer. Yani suç oluşturur!
Bu konuda örnekler çok... Hepsini sıralamaya sayfalar yetmez!
Kısacası; tüm AKP yöneticileri açıkça yasayı çiğnediler. Hem de defalarca... Âdeta “suç makinesi gibi” oldular!
Hangi savcı soruşturma açtı?
Bu konuda açılan bir soruşturma yok!

* * *

Şimdi, yandaş gazetelerin uyduruk iddiaları “İhbar” kabul edilerek yayın organları hakkında açılan terör soruşturmaları devam ediyor.
Savcılar, AKP iktidarının değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin savcılarıdır ve bu nedenle sıfatları da “Cumhuriyet Savcıları”dır. Görevli savcılarımızın bunu her zaman hatırlamalarında yarar var.

Te­bes­süm


Kendisini tavuk sanan adam!
Adamın biri ruh doktoruna gider. Çok sıkıntılıdır. Kardeşinin sağlığına çok üzüldüğünü söyleyerek:
“Doktor” der “Kardeşim aklını oynattı! Bundan eminim!”
Doktor adamı dikkatle süzerek:
“Nasıl anladın?” diye sorar.
Adam kesin bir tavırla:
“Kardeşim kendisini tavuk sanıyor!” der.
Doktor “Yaa, demek öyle?” diye bir süre düşündükten sonra:
“Öyleyse sen onu hastaneye yatırmalısın” diye tavsiyede bulununca adam:
“Ne diyorsun sen doktor?” der “Hastaneye yatırayım da yumurtalardan mı olayım?”

Gü­nün Sö­zü


Kötülük zayıflıktan doğar. Kötü gün iyi olur, kötü insan iyi olmaz!