Dil gibi uzadığı için o sınır kapısına Dilucu adı verilmiş. Iğdır sınırındaki toprakların solunda Ermenistan, önünde Nahçıvan, sağında ise İran bulunuyor. Ermenistan ile aramızdaki Alican, İran’la Boralan sınır kapıları kapalı. Sadece Nahçıvan’a açılan Dilucu Kapısı işliyor ve Iğdır’a hayat veriyordu.
Yakın bir döneme kadar Iğdır nüfusunun yüzde 60’ını Azerbaycan Türkleri oluştururdu. Ancak sosyal yapı değişik yörelerden gelen Kürt kökenli vatandaşlarımızın göçüyle değişti. Azerbaycan Türk’ü olan okul yöneticileri, il müdürleri görevden alındı. Bugün Kürt kökenli vatandaşlarımızın ağırlıklı olduğu il, son dönemde adından terör olaylarıyla, örgütün sözde mahkemeleriyle de söz ettiriyor.

GÖSTERE GÖSTERE GELDİ

13 polisimizin şehit edilmesinden 10 gün önce Taşburun Köyü yakınında polislere bombalı tuzak kuruldu. Çatışma çıktı. Düz bir arazide yaklaşık 2 saat süren çatışmaya rağmen olay yerine bir helikopter bile gönderilmediği gibi yardım da ulaştırılmadı. Teröristler sonunda Bulakbaşı Köyü’ne girdiler.
Bu köy, yörede PKK’nın karargahı olarak anılıyor. Örgütün sözde karakolu, mahkemesi buradaymış. Vatandaşları orada yargılıyorlar, cezalarını kesiyorlarmış. Bu istihbarat raporlarına da yansımış. Ancak “çözüm süreci”, Cumhurbaşkanı tarafından bu sürecin “buzdolabına kaldırılması”na rağmen güvenlik görevlileri “Yarın ne olacağı belli olmaz, niçin operasyon yaptınız?” denileceğini değerlendirmiş olacaklar ki Bulakbaşı’na operasyon yapılmasına cesaret edemediler.
Yaşananlar şunu gösterdi: Patlayıcı yüklenecek kamyonu PKK’lılar aldı. Bu kamyon Bulakbaşı Köyü’nde bir samanlıkta gizlendi. Patlayıcılar yerleştirildikten sonra polislerin geçeceği yere götürüldü. Sonunda 13 polisimiz şehit oldu. Peki teröristler yakalandı mı? Hayır. Sadece kamyonun alınmasına aracılık eden, kamyonu köyünde saklayan, yola götürüp bırakan iki kişi tutuklandı. Açıkçası göstere göstere 13 polisimiz şehit edildi. İlin güvenlik ve asayişinden sorumlu olan valilik uyumuş. Bir önceki seçimde AKP’den aday adayı olan Vali Yardımcısı Mevlüt Özmen de şimdi çıkmış “Bizi yargılayın” diyor.

KARAKOLLARI NİÇİN KAPATTINIZ?

Teröristler Irak’ın kuzeyini karargah olarak kullanıyor. Kars, Ardahan, Iğdır yeni eylem alanları. Sarıkamış kayak tesislerini yaktılar. Teröristlerin üslendikleri ülkelerden biri de Ermenistan oldu. İşin ilginç tarafı, Ermenistan sınırında bulunan karakollarımız, “çözüm süreci” kapsamında kapatılmış. Yani teröristlerin giriş-çıkışları daha da kolay hale gelmiş. Jandarma Genel Komutanlığı, kapatılan karakolların yerine “seyyar karakollar” oluşturmayı planlamış. Peki nerede o karakollar Galip Mendi Paşam?
Dilovası Sınır Kapısı’nda görevli polislerin gidiş-dönüş saatleri güvenlik nedeniyle sıkça değiştiriliyordu. Kente 23 kilometre uzaklıkta şehit edildiler. Çünkü, terör örgütü öyle bir örgütlenmiş ki, polislerin saat kaçta hareket ettiğini eylemi gerçekleştirecek gruba haber veriyor.

HAYAT ÖYLE DEĞİŞTİ Kİ...

Yaşanan olay zaten durgun olan kent ekonomisine büyük darbe indirdi. Bakın ne oldu? Nahçıvan, Türkiye’ye saat 17.00’den sonra geçişleri durdurdu. İran’dan gelen ve kent ekonomisine büyük canlılık katan İranlılar gelmez oldu. Yollar güvenli olmadığı için Iğdırlılar Doğubayazıt’a, Erzurum’a gidemiyor. Erzurum’dan Iğdır yönüne saat 16.00’dan sonra araçların gitmesi istenmiyor. Eylemden önce kargo şirketleri saat 17.00’ye kadar kargo kabul ederken, şimdi sürücüler saat 15.00’te kentten ayrılıyor. Açıkçası Iğdırlı kendisini ablukaya alınmış gibi hissediyor. Esnaf her an olay yaşanacakmış endişesi içinde. Bunu kırmak için Emniyet Müdürü Yüksel Babal’ın koruma olmadan geceleri sokağa çıkması da yetmiyor.
Karayolu güvenli olmadığı için uçakla gitmek isteyenler, ağır bir bedel ödüyor. Ankara’dan Iğdır’a gidebilmek için acaba kaç kişi 500 lira verebilecek? Uçak şirketlerinin, Güneydoğu halkının bu dar gününde, zor gününde desteği olmayacak mı? Fiyatlarında bir ayarlama yapmayı düşünmezler mi?

“TERÖRE HAYIR, KARDEŞLİĞE EVET”

Terör bir ili işte bir eylemle bu hale getirdi. Terörün azmasına, ilçelerin silah ve patlayıcı deposu haline dönüştürülmesine, asfaltların altına patlayıcılar yerleştirilmesine sebep olanlar hiç hesap vermeyecek mi?
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun öncülüğünde Türk-İş, TESK, TÜSİAD, Ziraat Odaları Birliği ve çok sayıda meslek örgütü mensubu perşembe günü saat 16.30’da Ankara’nın Sıhhiye semtinden 1. Meclis binasına “Teröre hayır, kardeşliğe evet” sloganıyla, bayrağımızla yürüyecek. Buna kimse karşı çıkmaz. Olayların baş sorumlularının isteğiyle bu yürüyüşün yapıldığına ilişkin duyumlar, söylentiler yürüyüşe gölge düşürüyor. Bu yürüyüş, “tepeden” emir alınmadan yapılabilseydi daha anlamlı olurdu.