Ömer Dinçer’le başlayan, Nabi Avcı’yla devam eden süreçte Milli Eğitim Bakanlığı büyük kan kaybetti. Yöneticilerin seçiminde dini hassasiyetleri, mezun olduğu okul öne çıkarıldı. Atanabilmek için “yandaş sendika”nın üyesi olunması da neredeyse zorunluluk haline getirildi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nda bir sendikanın bu kadar etkili olduğu hiçbir dönem yaşanmamıştı. Nedir bu Allah aşkına, AKP’ye yakınlığı ile bilinen öğretmen sendikasının üyesi olmayan ne okul müdürü, ne müdür yardımcısı yapılmıyor. Dahası üst görevlerde bulunanın mutlaka “yandaş sendika” üyesi olma zorunluluğu var.

REZALETE SEYİRCİ KALDILAR       

Gaziantep Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Bekir Avan’ı dinleyince, eğitimde nasıl bir yozlaşma, siyasi kadrolaşma olduğunu anlıyorsunuz. Bütün illerde olduğu gibi Gaziantep’te de okul müdürlüğü sınavı yapılacaktı. Sınav komisyonu üyelerinin çoğunluğu AKP’ye yakınlığıyla bilinen Eğitim Bir- Sen üyesiydi. Mülakatların kameraya alınması, sınavda ve mülakatta sendikaların gözlemci bulundurması gibi istekler Milli Eğitim Müdürlüğü kabul etmedi.
Sınav komisyonunda görev alanlardan Şahinbey İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde şube müdürlüğüne vekalet eden Eğitim Bir-Sen üyesi Mehmet Kartal da müdürlük mülakatı sınavına girenler arasında yer alıyordu. Sendikanın “Bu kadar rezalet olmaz. Bu kişi komisyondan çıkarılsın” demesini bile duymadılar. Aslında olay Gaziantep’e özgü değildi. Tüm illerde benzer sorunlar yaşanıyordu.
Sınav sonrası Türk Eğitim Sen Gaziantep şubesi kapsamlı bir çalışma yaptı. Belgeler ortaya koydu ve bu sınavın iptali için Gaziantep 1. İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme yürütmenin durdurulmasını kararlaştırdı. Aslında gerekçeyi okuduğunuzda niçin yürütmenin durdurulduğu daha da iyi anlaşılır:

HEPSİ AYNI SENDİKA ÜYESİ  

“Davacı, mülakata çağrılan bin 159 kişiden 886’sı 70 puanı geçerek başarılı sayıldığını, başarılı sayılanların 632’sinin Eğitim Bir-Sen, mülakatta 85 ve üzerinde alan 228 kişiden 214’ünün de yine aynı sendikanın üyesi olduğu ve bu sendika üyelerine ayrıcalık tanındığını öne sürdü.
Belirli bir sendikaya üye olan adayların sınavda çok yüksek bir oranda başarılı olması, davacının, sınavın sübjektif değerlendirmelerle yapıldığı yönündeki iddiasını destekler mahiyette görüldü. Sendikanın Şahinbey İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde şube müdürlüğüne vekalet eden Mehmet Kartal’ın aynı zamanda sınava giren adaylar arasında yer almış ve yarışma sınavı niteliğindeki bu sınavdan en yüksek puanı almıştır. Bu durum da sınavın objektifliğini ortadan kaldırıyor.
Bunun yanı sıra, Eğitim Bir-Sen üyesi adayların sınavda çok yüksek oranda başarılı olmaları da bu durumu desteklediği sonuç ve kanaatine varıldı. Objektif bir değerlendirme yapılmayan mülakatta hukuka ve hakkaniyete uyarlık bulunmamaktadır.”
Şu işe bakın, 228 kişi mülakatta başarılı oluyor, bunun 214’ü aynı sendikadan. Gelin de eğitimcilerin yaptığı bu mülakata güvenin...Gaziantep’te yaşanan, başka illerde de yaşandı. Bugün okul müdürlüğü koltuğuna getirilenlerin yüzde 90’ı aynı sendikanın üyesi. Müdürlerde, yardımcılarını seçme yetkisi var. Onlar da, yandaş sendikanın üyeleri arasından yardımcılarını belirlediler. Ya da mevcut müdür yardımcılarını, Eğitim Bir-Sen üyesi olmasını zorunlu kıldılar. Şimdi, müdürlük sınavı Nisan ayında yeniden yapılacak.

O YÜZDEN “YEM” DİYOR

Yaşanan haksızlıkların, hukuksuzlukların tanığı olan Türk Eğitim-Sen Gaziantep Şube Başkanı Bekir Avan, ilginç bir iddiada bulunuyor:
“O yüzden Milli Eğitim Müdürlüğü (MEM) değil, oraya Yandaş Eğitim Müdürlüğü (YEM) diyorum. Milli Eğitim’deki bu yandaş yapılanmalar eğitimi dibe vurdurdu. Eğitim çalışanları bu ayrımcılık, ötekileştirme sonucu görevini yapamaz hale getirildi. Milli Eğitimde bu işleri yapan bir çete olduğunu iddia ediyoruz. Eğitimcilere baskı yapanlar bu gücü nereden alıyorlar? Bunların ortaya çıkarılması lazım. Genel Başkanımız İsmail Koncuk, Genel Sekreterimiz Musa Akkaş, KPSS’deki usulsüzlükleri yıllar önce gündeme getirdiğinde sessiz kalanlar, yıllar sonra bu konuların üzerine gitmek zorunda kaldı. Şimdi. Milli Eğitim’deki bu çetenin üzerine gidilmeli.”

MAAŞLARI DONDURULAN UZMANLAR

Söz eğitimden açımlışken, bir haksızlığı daha anlatalım. “Havuza atılan” yani hiç görev verilmeyen, şimdi kendilerine “şahsa bağlı eğitim uzmanı” denilen eskinin şube, ilçe milli eğitim müdürleri ve il milli eğitim müdür yardımcılarına büyük bir haksızlık yapıldı. Maaşları donduruldu. Sayıları 1.500 civarında olan uzmanları hatırlayan da yok. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya dertlerini anlattıklarında, “Sahi öyle mi yapmışız, size haksızlık olmuş” diyor ama bunu düzeltmeye de yanaşmıyor.  Özlük, idari ve itibari hakları ellerinden alınan uzmanlar, sorunlarına bir “çare” diyor. Madem onlara haksızlık yapıldıysa, buyurun giderin artık...