Günümüz cumhurbaşkanı seçim çalışmalarına erken başladı. İçtiği andla bağdaşmayan konuşmalarını sürdürmekten kaçınmıyor. Denetimsiz düzende sorumluluk da gözardı edilince aykırılıklar birbirine ekleniyor. Gerçekleri tersine çevirerek duygu sömürüsü sayılacak konuşmalarını gözyaşları içinde yapıyor. Sıkmabaş (başörtüsü) hukuk yasağının yalnız yükseköğretim kurumlarında olduğuna ilişkin Anayasa Mahkemesi kararının tersine yeni bir karar alınmış değil. Nasıl oluyor da herkesi bağlaması gereken karar uygulanmıyor? Yetkililerin sorumluluklarıyla eylemli biçimde üniversitelerde yaygınlaşan sıkmabaşı hâlâ gündemde tutuyor. Sorunun hukuksal yanını bilmeyen kesimleri, bireyleri kandırarak oy aracı olarak kullanıyorlar. Anayasa varsa, hukuk varsa üniversiteler nasıl oluyor da Anayasa Mahkemesi kararını dinlemiyor? Bu açık aykırılığı cumhurbaşkanı savunuyor.
Atatürk’ün resimlerine, büstlerine, heykellerine saldırıların yanında son günlerde Antalya’da ve Hatay’da Türk Bayrakları indirildi. Saldırganlar bulunamıyor. Bu karanlığa karşın Türk Bayrağı önünde ve altında konuşmalar yapılıyor. Türk’ten, Türklükten söz etmeyen, milletin adını söyleyemeyen kimselerin Türkiye Cumhuriyeti’nde temsil görevleri yüklenmesi çelişki değil midir?
Sonra
Anayasa’nın 114. Maddesi’ne göre seçimin başlangıç tarihinden (Yüksek Seçim Kurulu 10 Mart 2015 olarak açıkladı) üç gün önce çekilen bakanlıklara bağımsızlar bakan olarak atanır. Ayrılan bakanların en yakın çalışma arkadaşları olan, bu nedenle göreve alınan, sımsıkı ilişkiler içinde çalışan, iktidara birçok partiliden daha sıcak duran müsteşarların sözde bağımsızlıkları inandırıcı olabilir mi? Anayasa’ya biçimsel, kâğıtta uygunluk yeterli sayılabilir mi? Bakanlığa atanacak gerçekten bağımsız, konunun uzmanı, başka kimse yok muydu? Hukuksallık ölçüsü iktidara göre değişiyor mu? Sanıyoruz, hukuk konusundaki çözülmeler, yanlışlıklar ve kötülükler yeterli bilgi, siyasal terbiye ve Anayasa saygısı yoksunluğundan kaynaklanıyor. Hukukla ilgili yerlerde dil bozukluğu bir yana kılık kıyafet, giysi bozukluğu da yaygınlaştı. Güven giderek azalıyor, sakıncalar artıyor.
İktidar sözcüsü, reklâmcısı gibi davranan Bay RTE Merkez Bankası’na saldırılarını sürdürüyor. Doların yükselişine karşı çözümü de yine bankadan bekliyor. Yakında sorunun sorumlusu olarak bankayı gösterecek, yöneticilerini suçlayarak kendini kurtarmaya çalışacaktır.
Siyasal tutkusu sınırsız ve ölçüsüz görülen Bay RTE 1982 Anayasası’nın verdiği aşırı yetkilerle yetinmeyip başkanlık sistemi istiyor. Hem de “Türkiye’ye özgü” şimdiye kadar görülmemiş bir konumda. Olursa, sonrasını düşünmek bile korkunç.
Eğitim düzenlemeleriyle toplumun dokusu bozuldu. Kendi eğitimleri yetersiz olanlar, eğitimi düzenlemeye kalkışıp şartlandırmaya dönüştürüyor. Gelecek karartılıyor.
“Devlet benim, her şey benim elimde, yalnız benim dediğim olur, kuralı ben koyarım, benim yaptığım kuraldır” doyumsuzluğu yıkıma götürür. Yakılan okullara, indirilen bayraklara, dincilerin yaptıklarına ses çıkaramayanların halka kabadayılıkları donkişotluktur.
Adaletsiz devlet, devlet değildir. Devleti çağdaş niteliklerinden arındırma ve dine dayama siyaseti devlet saygısıyla bağdaşmaz. Hangi hukuk bilgisi, hangi yorum yeteneğiyle, hangi adalet anlayışıyla yeni yollar aranıyor? Karalama, suçlama ve korkutma ile sonuç alma çabası bağışlanamaz. Andlara aykırılıklar birer suçtur.
Çözüm
Çözüm ahlâkta, adalette, eğitimde, bilgidedir. Okul yok, yol yok, geçit yok, ev yok, giyim yok, ayakkabı yok, defter ve kalem yok. Eşek sırtında okula gidenler var. Açlık ve işsizlikle geçim güçlüğü en büyük sorun. Ama saraylar, ödenekler, yolluklar, yüksek gelirler, kayırmalar, ayrımcılık en görkemlisinden var. Örtülü ödenekler ayrı.
İşlem ve eylemlerini geçerli saymadıklarımızın bizi temsil etmelerini, kimi sıfat ve unvanları taşımalarını kabul etmemekte haksız değiliz.
Anımsatma
İki gün sonra (18 Mart) Çanakkale Savaşları’nın 100. yıldönümüdür. 49 yıl önce Türkiye Millî Talebe Federasyonu Genel Başkanı olarak M. Yücel AKINCI’nın yaptığı anlamlı, örnek konuşmayı Türk Veteriner Hekimler Birliği Bülteni’nden bulup okumalarını gençlerimize önererek kutlamaların coşkuyla geçmesini diliyoruz.
Tuhaflıklar
Haber Merkezi
Güncellenme:
- Yazıları büyüt
- Yazıları küçült
- Standart boyut