Erdoğan SÜZER / SÖZCÜ

1Kasım 2015 genel seçimlerinde oyunu artırmayı hedefleyen AKP, kamuda asıl işi yapan ve sayıları yaklaşık 150 bin olan taşeron işçileri kadroya alma sözü verdi. Çalışma Bakanı Süleyman Soylu ile Maliye Bakanı Naci Ağbal, seçim meydanında verilen sözlerini tutacaklarını ve 150 bin taşeronu kamuda asıl kadroya alacaklarını açıkladı. Eğer verilen ilk söz tutulmuş olsaydı, 150 bin işçinin tamamı devlet memuru kadrosuna alınacak ve bir daha işten atılma korkusu yaşamayacaktı.

‘İŞSİZ KALIRSINIZ’ PROPAGANDASI


Ancak hükümet sürpriz bir kararla kapsamı 750 bine çıkarıp normal kadro yerine 3 yıl süreli özel sözleşmeli statü sistemine döndü. Böylece asıl işi yapan 150 bin işçiye verdiği sözü rafa kaldıran hükümet, taşeron işçilerini her seçimde AKP’ye oy vermeye mahkum etmenin yolunu da açmış oldu. Plana göre AKP, kadro vermek yerine özel sözleşmeli statüde tuttuğu işçileri her 3 yılda bir ekmek kapılarıyla oy pusulası arasında seçim yapmaya zorlayacak. Seçim öncesine denk gelen dönemlerde tüm sözleşmeler yenilenerek oy istenirken, sözleşmelerin seçim sonrasına kaldığı dönemlerde, “Bizi iktidara getirmezseniz kadrolarınız iptal edilir, işsiz kalırsınız” propagandası işlenecek. Taşeron işçilere asıl kadro verilmeyerek oy çarkının sürekli dönmesi sağlanacak.

AİLELERİYLE EN AZ 3 MİLYON OY


Devletten kadro beklerken hükümetin seçim planıyla hayalleri suya düşen taşeron işçiler, siyasi partiler için büyük bir seçmen kitlesi haline geldi. Kamuda halen 750 bin civarında taşeron işçi çalışıyor. Aileleri de dikkate alındığında, hükümetin taşerondan oy çıkarma planının kapsamına 3 milyonu aşkın seçmen giriyor. Taşeron işçilerin işlerini kaybetme endişesiyle her seçim döneminde adeta AKP’nin gönüllü destekçisi, oy toplayıcısı gibi çalışmak zorunda kalacağı, özellikle anne ve babalarıyla kardeşleri üzerinde manevi baskı oluşturacağı belirtiliyor.