Ortalık karanlık, metro istasyonunda, otobüs durağında, sokağın köşesinde, herkesin peşinde bir bela dolanıyor...
Aniden dönüp bakıyorsun, kimse olsun olmasın, duvarlarda eli palalı gölgeler var...
Sonra bir kız çığlık atıyor...
Bir hamile kadın bağırıp yardım istiyor...
Bir çocuğu karanlık sokakta parçalıyorlar...
Korku filmidir...

*

Adam ömründe ilk kez belki bir kültür-sanat konserine gitti...
Elinde satır...
“Fazıl Say burada söylemesin” diyor...
Orkestra şefi sanki...
İzleyenler kaçışıyorlar...

*

Satırı olmayanın ipi var...
İlkokul öğrencilerinin ellerinde idam ilmiği, havada sallıyorlar minik çocuklar... Karanlık sokaktaki adam orada, çocukların arasına oturmuş...
İlkokul öğretmeni yapmışlar...
Cellat yetiştiriyor...

*

Sokakta çevirdikleri genci dövüp uzun saçını kesiyorlar...
Satırlı takımın berber versiyonu...

*

Morgların önü ağlayan insanlarla dolu... Kimisi çocuğunu arıyor, kimisi babasını... Gazeteler-televizyonlar durmadan tabut resimleri yayınlıyorlar... Uçaklar cenazeleri taşıyor... Mezarlıklar dolup boşalıyor...

*

Bu yetmiyormuş gibi; Gezi, direniş, kalkışma, canlı bomba gibi her büyük olaydan sonra eli palalı adamlar daha çok sayıda sokağa çıkıyorlar...
Korkusuz yaşama alanı daralıyor...
Çünkü yönetmen böyle istiyor...
Korku sindikçe, senaryosu başarılı olacak...

*

Artık tehlikede olanlar sadece cumhuriyetçi aydınlar, Atatürkçü düşünürler, muhalefet yapanlar, gazeteciler, yazarlar, sesini yükselten yurtseverler değil...
Yoluna giden sıradan insanlar tehdit altında...
Eteğini, saçını, başını, içtiğini, dinlediğini, hamileliğini beğenmedikleri kim varsa, satırlı adam çıkıp geliyor...

*

Hattı terör değil...
Sathı terör...
Her yerdeler...
Polisi falan umursamıyorlar, kanunları takmıyorlar, rahatlar, korkuları yok, güvendeler...
Niçin?..

*

Çünkü iktidardaki nefretin bir parçası o...
Kinin sokaktaki ucu...
İntikamın köşe başındaki devamı...

*

Bu korku filmi böyle sürüp gitmez yönetmen...
Işıklar yanacak...