Şam; bir namaz mesafede...
Halep; abdest mesafesinde...
Üç kulhuvallah bir Elham okuyorsun; Musul...

*

1998 yılında Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş, Hatay-Rehanlı’da, Abdullah Öcalan’ı barındıran Suriye sınırına gidip “Terör belasını” Suriye’nin beslediğini ve başımıza sardığını söylemiş “Sabrımız kalmadı!” demişti...
Ortadoğu gazeteleri manşet attılar, o gece küçük bir deprem yaşandı...
Hemen ertesinde Suriye’de toplantı üzerine toplantılar yapıldı, sonunda Apo’yu sınır dışı edip sepetlediler...

*

Şimdi; yalaka medya “Tanklar sınırda“ diyor, aldıran yok...
“Paşa sınıra gitti“ manşetten, umursamadılar...
Bakan konuştu tınmadılar...
Başbakan “Şimdi geliyoruz“ dedi; tık yok...
Cumhurbaşkanı “haniooookimmişşşleeennn” dedi, sallamadılar...
Genelkurmay Başkanına kamuflaj giydirip götürüp gösterdiler; iplemediler...

*

Çünkü...
Kurmay donanımlı, iyi yetiştirilmiş o yiğit askerleri, korkusuz komutanları toplayıp hücrelere kapattılar...
Askerleri refüze edip aşağıladılar...
Sabahları erkenden gidip YAŞ toplantılarına oturdu bu...
TSK’yı İETT sandı...
Oysa savaş dediğin şey; donanım, bilgi, ama en çok yürek ister...
Elin oğlu biliyor; sende o yok...
Süleyman Şah’ı alıp kaçmayacaktın...

*

Herkes bunu soruyor sonuçta:
“Savaş çıkar mı?..”
Çıkmaz...
Dikkat edin; uzaktan top atışıyla, bir şey yapıyormuş gibi milleti kandırıyorlar, bir tek uçak uçuramıyor Türkiye...
Uçağın mı yok?..
Uzaktan göndereceğine, gidip kafasına atsana...

*

Sonuçta; Esad’ı göndereyim derken bu gidiyor...
Sabredin...
Huzur bir “Elhamdülillah” kadar mesafede...