Boğaziçi üzerine inşa edilen asma köprülerin üçüncüsü de yakın bir tarihte hizmete girecek. Büyük bayındırlık eserleri, bir milletin gururudur. Üçüncü köprü de böylesi gurur verici bir eserdir. Asma köprü, havalimanı, baraj, gemi limanı, büyük kent parkları, fıskiyeli-havuzlu-heykelli meydanlar, stadyum, konser ve kongre salonu, olimpiyat tesisleri gibi anıtsal eserler (astarı yüzünden pahalıya çıksa da) toplumda mutluluk yaratır. “Büyük eser, büyük devlet; büyük devlet, büyük millet demektir”. Herkes, büyük bir devletin yurttaşı, büyük bir milletin ferdi olmayı ister. Turistlerin hayranlığını çekecek her yapı, insana fazladan bir tatmin verir. Siyasetçiler bu duyguyu çok iyi bilir. Kendi iktidar dönemlerinde iktisadi şartlar ne kadar elverişsiz olursa olsun, görkemli yapılara bütçeden para tahsis eder. İç borç artsa bile, bütçede yeterli para yoksa bu eserler için dış borç almaktan hiç çekinmezler.

“BOĞAZ’A ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ OLAYI İNTİHARDIR. BU BİR CİNAYETTİR”


Yukarıdaki sözleri 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan söylemiştir. Sözlerini şöyle bitirmiştir. “İnşallah bu proje tecelli etmeden yeni hükümet gelir. İstanbul’un ulaşım sorununu iki köprü çözememiştir. (Üçüncüsü de çözemeyecektir)” Aynı R.T.Erdoğan yıllar sonra bu “intihara” izin veren, hatta kendi sözleri ile söylemek gerekirse “cinayeti” işleyen siyasetçi olmuştur. Ben “o tarihte böyle söyledin, şimdi niye tersini yapıyorsun” tarzı bir yöntemle kişileri eleştirmem. Çünkü büyük ustamız Keynes’in dediği gibi “şartlar değişince, görüşler de değişir”. Şartlar değişse bile eski görüşünde ısrar etmek bağnazlık hatta yobazlıktır. Ama her görüş değiştirme, şartların icabıdır denemez. Bazı görüşler, şartlar değişse de doğru kalabilir. Fırıldaklık, esneklik değildir.

ESAS CİNAYET ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ DEĞİL, ÜÇÜNCÜ (İKİNCİ) HAVALİMANIDIR


Netice itibarıyla İstanbul’a bir köprü daha hizmet verecektir. Hâlbuki üçüncü havalimanı denilen ucube yatırım, birinci havalimanı Atatürk’ü “öldüreceği” için bir cinayettir. Üstelik ikinci havalimanı Sabiha Gökçen’i de sakat bırakacaktır. Yeni havalimanı yüzünden Batı Anadolu beldeleri ile İstanbul’un güneyinde ve özellikle Üsküdar-Kadıköy-Kartal hattında oturan yolcular için, ulaşım maliyeti yükleyecektir.

HYUNDAI ENGINEERING & CONSTRUCTION CO. LTD.


İnternetteki kurumsal bilgilere göre, bu köprüyü Koreli Hyundai Engineering & Construction Co. Ltd. ile SK Enginnering & Construction Co. Ltd. inşa etmektedir. Köprü inşaatında binlerce Türk’le birlikte 450 Koreli mühendis, teknisyen ve usta çalışmaktadır. Genel Müteahhit, “IC İçtaş ve İtalyan Astaldi JV”dir. Kavramsal tasarımcı Fransız Michel Virlogeux ve İsviçreli T-Engineering’dir. Bu kadar tören yapılıyor, Koreli mühendis ve ustalara bir teşekkür edilmiyor. Köprü tasarımcısının adı anılmıyor. Bu saygısızlık değil, bir “fikri mülkiyet” çalmadır. Köprünün geçiş parası, Türk Lirası ile ödenecektir. Ama fiyat dolarla tespit edilmiştir. Çünkü yatırımın finansmanı dolaylı-dolaysız, yurtdışından sağlanmıştır. Köprünün yaratacağı gelirin çok küçük bir kısmı transit taşımacılık yapan yabancı kamyonculardan (dolaylı olarak) dövizle toplanacaktır. Bu köprü, yapışkan cari açığın üzerine bir kamburdur.
Son söz: Köprünün sefasını sür, külfetini unutma.