AKP’li vekilleri sarayda ağırlarken söyledikleri, Recep Bey’in Cumhurbaşkanı olduktan sonra içinin nasıl dolduğunu gösteriyor...
Recep Bey hem anayasadaki tarafsızlık hükmünü çiğniyor, hem bu konudaki yeminini umursamıyor!..
Tarafsız olma sorumluluğunu bir kenara bırakıp sarayda sadece AKP’li vekillerle bir araya geliyor...
Sonra da anayasa hükümlerini hatırlatarak mağdur havalarına giriyor!..

*  *  *

Saraya çağırdığı AKP’li vekillere, “Kurucu genel başkanıyım, ama partiye üye olamıyorum” diye sızlanırken, partiden kendisinden habersiz kuş uçmadığını...
7 Haziran seçimlerinden önce meydan meydan dolaşıp AKP’ye 400 milletvekili istediğini...
“Beştepe’nin yolunu bilmeyenlere ne görev verecekmişim” diyerek hükümeti kuramayan Davutoğlu’ndan sonra Kılıçdaroğlu’na görev vermediğini henüz kimse unutmadı...
Partinin kayıtsız şartsız Recep Bey’e itaat ettiğini bilmeyen mi var?..
Son örnek, Davutoğlu Ahmet’in tasfiyesidir!..

*  *  *

Şimdi Davutoğlu için “23 milyon oy aldı niye bırakıp gitti, direnseydi” diyenler var ya...
Bunlar AKP’de siyasetin Recep Bey üzerine kurulu olduğunu hiç anlamamışlar...
23 milyon oyu Davutoğlu’nun aldığı da nereden çıktı?..
Saraya ve AKP’lilerin yüzde 98’ine göre, 23 milyon oyu Recep Bey aldı!..
7 Haziran’da Davutoğlu kayba sebep olurken, Recep Bey ülkeyi 1 Kasım’da baskın seçime götürerek durumu düzeltti, oyları yüzde 49.5’e yükselti!..
Yansıtılan manzara budur!..

*  *  *

Parti üzerindeki hakimiyeti bu kadar etkili, gücü bu kadar yüksekken...
Herkes onun ağzının içine bakarken...
Meğer Recep Bey yine de mutsuzmuş ve hep içine atmış!..
AKP’li vekillere diyor ki:
“Devletin başı benim, MİT Müsteşarı Başbakan’a bağlı... Başkomutan benim, Genelkurmay Başkanı Başbakan’a karşı sorumlu”
Peki sen cumhurbaşkanı olurken bunları bilmiyor muydun?..
Abdullah Gül bu konuda hiç ağlaştı mı?..
Olmasaydın o zaman Cumhurbaşkanı!..
Zorla mı cumhurbaşkanı yaptılar seni?..

*  *  *

Hem sonra şu Başkomutanlık nedir?..
Recep Bey Başkomutan değil!..
Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin manevi varlığındadır...
Yani Başkomutan TBMM’dir, Cumhurbaşkanı sadece onun adına “temsil görevi” yapar...
Ayrıca, Başkomutanlık sadece savaşta olur, öyle her dakika yerli yersiz “Ben Başkomutanım” demekle olmaz!..
Ve şunu da Recep Bey başta olmak üzere kimsenin unutmaması gerekir:
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ebedi Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür!..
Tekrar edelim:
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür!..

Yönetimden ses gelmedi!..


Fenerbahçe Kulübü’nün kuruluş günü ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kulübü ziyaretinin yıldönümünde yapılan Yüksek Divan Kurulu toplantısında önemli bir teklif geldi...
SÖZCÜ’de haber olarak da yer alan teklifin sahibi Yüksek Divan Kurulu Üyesi Seçkin Şefkatli, “Ülkede Atatürk adını taşıyan statların ve spor tesislerinin yıkıldığını, yerine yapılanlara arena adı verildiğini” belirterek, Fenerbahçe Kulübü’nün tüm tesislerinin ortak adının Mustafa Kemal Atatürk olmasını önerdi...
Aynı zamanda kıdemli bir siyasetçi de olan Seçkin Şefkatli yaptığı yazılı teklifte, “İnsan olmanın değerlerinden biri de vefa duygusudur. İnanıyorum ki bu asil duygu ülke nüfusunun yüzde 85’inde, Fenerbahçe camiasının yüzde 100’ünde mevcuttur” diyerek ekliyor:
“Büyük Atatürk’e olan sevgi ve saygıyı sözlerle ifadenin yanında eserlere de ismini vererek yaşatmalıyız”
Seçkin Şefkatli bu teklifi Divan Kurulu Başkanlığı’na 30 Nisan’da yaptı, aradan bir hafta geçti ne ses var ne seda...
Bu teklif Atatürkçü Başkan Aziz Yıldırım’da hiç heyecan uyandırmadı mı acaba?..