Hatırlarsanız geçen hafta saygı çok önemli diye yazmıştım. Tam da üzerine öyle bir şey başıma geldi ki!
Olay yeri İstinye!
Yani daha kalbur üstü, daha varlıklı,
dolayısıyla iyi eğitimli insanlarımızın yaşadığı bir semt diyebileceğimiz bir yer...
Her zamanki gibi mutfak alışverişini yapmış tam marketin otoparkına yürüyordum, arabamın yanında duran cipin sahibi kadın, boşaltmış olduğu market arabasını arabamın arkasına itti.
Çıldırmak işten değil!
Bu insanlar dünyada tek kendileri yaşıyor zannediyor galiba!
Sakin olmaya çalışarak ‘’Pardon!!! O arabayı orada bırakmayacaksınız herhalde!’’ diye seslendim.
Kadın pervasızca bana dönüp baktı.
Ne bir utanma, ne bir özür...
Sanki bir lütufmuş gibi gelip market arabasını alıp bir yandaki arabanın arkasına koyup yürümeye başladı.
O an içimden geçen, koşarak kadını saçlarından tutup, özür diletene kadar Kick Box (bir Uzakdoğu savunma sporu) dersinde öğrendiğim bütün hamleleri kendisine uygulamaktı!
Ama yapmadım.
Eğitim böyle bir şey işte. Karşınızdaki ne kadar çirkinleşirse çirkinleşsin siz insan olmaya devam ediyorsunuz.
Tekrar seslendim. ‘’Hanımefendi aynı şey size yapsalar!!!’’
Pişkin pişkin yüzüme bile bakmadan ‘’Aynı şeyi bana yapsalar çeker yana koyardım’’ dedi ve binip arabasına gitti.

*  *  *

Kendime en çok kızdığım nokta plakasını almamış olmak. Ne güzel, kendi dahil herkes bu saygısızın kim olduğunu bilecekti!
İşte eğitimin parayla pulla ilgili olmadığının bir kanıtı daha. Maalesef etrafımız bu tür eğitimsiz insanlarla dolu.
Lise mezunu bir insan iki yıl okul öncesi dahil 14 sene okula gidiyor. Ömrü boyunca bir kere bile kullanmayacağı formüller ezberleyip okul bittikten sonra sadece yüzde 25’ini hatırlayacağı bilgilerle donatılıyor ama hâlâ toplum içinde nasıl davranması gerektiğini öğrenemiyor!
Yerlere çöp atılmaması gerektiğini, sıraya girmeyi ve başkalarının haklarına saygı göstermeyi bilmiyor, öğrenemiyor.
Eskiden ‘Din ve Ahlak’ dersi vardı. Şimdi sadece din dersi oldu.
Halimiz ortada!
Okullarda müfredata mutlaka “Toplum Kuralları ve iyi İnsan Olmak” dersleri konulmalı. Belki ... Bir ümit!..

Kurban kesme, parasını kurban et!

Kurban bayramı kapıda.
Yine o korkunç görüntülerle karşılaşacağız!
Hiç tasvip etmediğim fakat insanların bir ibadet olarak gördüğü bu kurban kesme olayına saygı gösteriyoruz elbette... Ancak onlar da bu görüntülerden rahatsız olan toplumdaki binlerce hayvansevere saygı göstermeli ve bunu bir marifetmiş gibi uluorta yerlerde göstere göstere yapmamalı.
Bu işin belirli kapalı yerlerde ve steril koşullarda, ehil kişiler nezaretinde yaptırması bir kural olmalı.
Aslında yakınlarda kaybettiğimiz çok değerli din alimi Yaşar Nuri Öztürk bunu ne güzel açıklamıştı:
‘’Kurban demek illâ bir hayvan boğazlamak demek değildir; kurbanın parasının da bağışlanması aynı ibadetin yerine geçer. Derdimiz fakirlere yardım değil mi? Adam hasta, ilaç alamıyor, illâ zorla gırtlağına et mi sokacağız?’’