Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasına “Süleymancık” girdi!
Hayır! O bildiğiniz kertenkeleye benzeyen sevimli süleymancık değil.
Bu “Süleymancık” başka...
Erdoğan ile Davutoğlu arasındaki güç savaşının sembolü!
Adı, Süleyman Karaman.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın hemşehrisi.
Binali Yıldırım 1955 Erzincan Refahiye doğumlu.
Süleyman Karaman 1956 Erzincan Refahiye doğumlu.
İkisi de; İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun oldu.
İkisi de; Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olunca yakın bürokrat kadrosu içinde yer aldı:
- Binali Yıldırım, İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmesi (İDO) genel müdürü oldu.
- Süleyman Karaman, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İETT Genel Müdür Yardımcısı oldu.
Erdoğan başbakan olunca bu iki yakın bürokratına yeni koltuklar verdi.
-Binali Yıldırım, 18 Kasım 2002’de Ulaştırma Bakanı oldu.
-Süleyman Karaman, 31 Aralık 2002’de TCDD genel müdürü ve yönetim kurulu başkanı oldu.
Zaman içinde...
Hızlı trenler raydan çıktı; ölümler yaşandı.
17-25 Aralık günlerinde “havuz medyası” oluşturma operasyonunda adı geçti.
Bu ikili bir gün bile istifayı düşünmedi.
Ne zaman ki...
Tarih: 28 Ağustos 2014.
Ahmet Davutoğlu başbakan oldu; iş bitiren bu ikilinin düzeni bozuldu!
Önce...
Davutoğlu’nun bu kadar “dişli” çıkacağını tahmin etmediler. Ve...
İlk “tokadı” ilk seçimde yediler.
Nasıl mı?

Mega projeler kavgası


Türkiye, 7 Haziran 2015 tarihinde seçime gidiyordu.
AKP tüzüğüne göre, üç kez milletvekili seçilme şartı vardı.
İtibarıyla... Binali Yıldırım bu seçimde aday olamayacaktı. Fakat...
Mega projelerin merkezi Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nı, “yabancıların eline” bırakamazlardı! Zaten, Binali Yıldırım, 2014’te İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olmuş kaybetmişti. Artık sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan danışmanıydı. Yeni Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan ile Binali Yıldırım ve Süleyman Karaman’ın araları pek iyi değildi; Davutoğlu’nun “adamı” olarak görüyorlardı.
Ne yapacaklardı?..
Mega projeleri başkalarının ellerine mi bırakacaklardı?..
Yol bulundu:
Süleyman Karaman TCDD genel müdürlüğü görevinden istifa etti ve Erzincan’dan AKP milletvekili aday adayı oldu.
Binali Yıldırım, AKP genel merkezinde kulis çalışmalarına başladı; devreye Erdoğan’ı soktu.
O günlerde...
Türkiye MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın aday adaylığını konuşuyordu.
Süleyman Karaman’ın aday adaylığı haber bile olmadı!
Yıl, 2015. Nisan ayının başı...
AKP milletvekili adayları listesi kesinleşti. Süpriz!
Davutoğlu, Süleyman Karaman’ın adını çizmişti!
Üstelik...
İstanbul 1. Bölge adaylığı için başvuran -Süleyman Karaman gibi Refahiyeli- Serkan Bayram’ı Erzincan’a kaydırıp buradan aday göstermişti!
Sadece Süleyman Karaman değil...
Davutoğlu, -AKP’de kendine alternatif gösterilen- Binali Yıldırım’ın; müsteşarı Habip Soluk ve basın danışmanı Mehmet Aycı gibi yakın çevresini budadı!
AKP içindeki Davutoğlu-Binali Yıldırım kavgası büyüdü.
Bu atmosferde 1 Kasım 2015’te erken seçim kararı çıktı. Binali Yıldırım, İstanbul 3. Bölge 1. sıradan aday yapıldı.
Ve: Seçim sonunda Binali Yıldırım, -Davutoğlu’nun “başka bakanlığı verelim” dayatmasına rağmen- Erdoğan eliyle eski bakanlık koltuğuna oturdu.
Artık mega projeler yine elindeydi!
Ancak...
“Süleymancık” meselesi kapanmamıştı...

İlişkiyi şüphe öldürür


Muhabirlik günlerimizde “en iyi haber kaynağı” Resmi Gazete derlerdi.
Resmi Gazete’den çok haber çıkarırdık.
Son dönemde Resmi Gazete’de pek atama haberleri çıkmıyor.
Yani... AKP içinde bir atama krizi yaşanıyor.
İşte bu krizin sembolü, “Süleymancık” idi!
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın yönetim çizelgesine bu günlerde bir bakınız.
Evet bakan; Binali Yıldırım.
Müsteşar kim; yok! Müsteşarlık görevini vekaleten müsteşar yardımcısı Özkan Poyraz yürütüyor! Keza... Müsteşar Yardımcıları Orhan Birkal ve Suat Hayri Aka da koltuklarında vekaleten oturuyorlar!
Bunun sebebi şu: Binali Yıldırım, Süleyman Karaman’ı müsteşar yapmak istiyor. Davutoğlu atamayı imzalamıyor!
“Süleymancık” nelere yol açtı:
Siz sanıyor musunuz ki... Davutoğlu Katar’a giderken havaalanında yaptığı basın toplantısındaki protokol masasında Binali Yıldırım’a ihmalden yer vermedi!
Yapmayınız...
Siz sanıyor musunuz ki... Davutoğlu aleyhindeki “Pelikan Dosyası” kasten yazılmadı!
Yapmayınız...
Bakınız...
Davutoğlu AKP grup toplantısında, Erdoğan’ı tek bir kez ağzına almadan ne dedi: “Kim ne fitne yaparsa yapsın, kim ne üretirse üretsin. Kim ne yazarsa yazsın arkadaşlar, hepimiz önce bu iki dosya yazıcının dosyasından korkalım, Allah’tan korkalım, başka hiçbir şeyden korkmayalım.”
Mesajın muhatabı belli; Erdoğan!
Ve sizler bu köşede bu kavganın 7 Haziran seçimleri öncesinde başladığını okudunuz.
Erdoğan’ın çevresi; Davutoğlu ve Hakan Fidan’ın Batı desteğiyle Erdoğan’ı önce pasifleştirip sonra yıkmak istediğini düşünüyor.
İlişkiyi şüphe öldürür. Bir ilişkiye şüphe girerse, o ilişki yürüyemez.
ANAP, Turgut Özal’ın cumhurbaşkanı olmasıyla çatırdayıp yok oldu.
AKP aynen ANAP gibi, “menfaat ortaklığı” partisidir.
AKP çatırdıyor.
Ve sonuçta... Türk siyasi hayatından yok olup gidecektir.
Mesele... Giderken ülkeye ne derece zarar verecekleridir!