Bağışıklık sistemi...
Vücudun savunma mekanizmasıdır.
Kabaca “mikrop” tabir edilen, hastalıklara sebep olan virüs, bakteri, mantar, parazit gibi organizmalara karşı bünyeyi korur. Vücuda giren her türlü zararlıyı tespit eder, mücadele eder, etkisiz hale getirir. Bu muhteşem sistem, ahenkle çalışan organlardan oluşur. Karaciğere iyi bakayım, lenf bezlerini boşvereyim diyemezsin, hepsinin ayrı ayrı hayati görevi vardır. Hepsi işbirliği halinde, birbirleriyle uyumlu çalışmak zorundadır. Biri aksarsa, öbürüyle onun yerini dolduramazsın.

*

Biyolojik anayasadır.
Bağışıklık sistemin zayıflarsa, hasta olursun.
Bağışıklık sistemin çökerse, ölürsün.

*

Türk silahlı kuvvetleri, polis teşkilatı, milli istihbarat teşkilatı, devletin bağışıklık sistemidir. Bu organları bozarsan, bünyeye giren zararlı organizmalarla mücadele edemezsin.
Sınırlarını folofoş hale getirirsen, bağışıklık sistemini yol geçen hanına çevirirsen, vücuda mikrop bulaşması kaçınılmazdır.
Reyhanlı, Suruç, Ankara garı, Merasim sokak, Kızılay, Sultanahmet, İstiklal caddesi, Gaziantep, Vezneciler, Atatürk havalimanı katliamının sebebi ne ise... Beşiktaş’taki katliamın sebebi de odur.

*

Çünkü... Kendi koltuğunu korumak için habire anayasa değiştirirsin ama, biyolojik anayasayı asla değiştiremezsin.

*

(Ve, mesele sadece terör değildir.
Yaşadığımız hangi sıkıntıya baksan, aynı sebebi görmen mümkündür.
Mesela...
Fetocu virüsleri savcı yaparsan, tarikatçi-cemaatçi bakterileri hakim yaparsan, adalet bünyesinin sağlıklı kalabilmesi mümkün müdür?
Zararlı organizmalardan korunmak için bağışıklık sistemini güçlendireceğine, parazitleri korumaya kalkarsan, sapıkların memlekette cirit atması, gövdeyi sarması anormal midir?
Bankalardan limanlara, madenlerden santrallara, değer üreten ne varsa satarsan, kendi kendine yeten ülkeyi saman bile bulamaz hale getirirsen, ekonominin şah damarını ithalata bağlarsan, dolarda iltihaplanma olması tuhaf mıdır?
Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştireceğine, kindar nesil yetiştirmeye çalışırsan, çocukları zorla imam yapmaya kalkarsan, anaokulu yaşındaki bebelere Arapça’yı dayatırsan, öğrencilerimizin Afrika seviyesine düşmesi, okuduğunu bile anlayamayacak durumda olması, “idrak” yolları enfeksiyonu geçirmesi şaşırtıcı mıdır?)

*

Basiretsiz zat-ı şahaneler yüzünden emperyal güçlerin oyuncağı haline gelen Osmanlı’ya hasta adam deniyordu.
Burnunun ucunu bile öngöremeyen, kabiliyetsiz politikalar yüzünden, 100 sene sonra Türkiye maalesef aynı noktaya getirildi.

*

Devleti hasta ettiler kardeşim.
Teşhis budur.