ANKARA FISILTISI
Spor Bakanlığı’nda internete neden yasak geldi?
Bu aralar Ankara’da gündemde Gençlik ve Spor Bakanlığı var.
Hani şu Hürriyet Gazetesi’ne yönelik saldırının en önünde yer alan, gazetecilere tehditler savuran AKP’li eski vekil Abdurrahim Boynukalın’ın, “Bakan Yardımcısı” olarak atandığı bakanlık...
Bugünlerde, Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan pek çok bilgi sızıyor.
İlki, bir federasyon başkanının karıştığı tacizle ilgili... Federasyon başkanının, bir sekretere önce tacizde, ardından da tecavüzde bulunduğuna ilişkin iddialar var.
Mağdur sekreter hastaneye yatırılmış durumda... Olay bakanlığa da aksetmiş, soruşturma başlatılmış.
Ama bu kadar değil...
İkinci iddia da vahim:
Gençlik ve Spor Bakanlığı daire başkanlarından birinin odasında porno izlerken yakalandığı, bu nedenle tüm bakanlıkta “internet erişiminin izne bağlandığı” bilgileri geliyor.
Bakanlık personelinin Google, Yahoo gibi arama motorlarını kullanmak için bile “izin almak” zorunda kaldıkları konuşuluyor.
Hepiniz oradaydınız!
Başbakanlık Ahmet Davutoğlu’ndan gitti; Türk vatandaşlarına vize muafiyeti beklentisi bitti ama tartışması hâlâ sürüyor. Tartışmayı da bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hemen her programında bu konuda yaptığı sert eleştirilerle gündemde tutuyor.
Erdoğan aynen şöyle söylüyor:
“Başbakan’ken söz verdiler bana. Hazirana attılar. 72 madde sundular. Yoktu bunlar, nereden çıktı. Bir de terör şartı var...”
İşin aslını AB’nin Türkiye’deki temsilcisi Büyükelçi Hansjörg Haber açıkladı:
“Anlaşmalarımızı şahıslarla değil, devletlerle yaparız. Hatırlatayım ki, vize yol haritası Cumhurbaşkanı henüz Başbakan’ken kabul edildi. Bu süreçte herhangi bir değişiklik olmadı. Sadece yürürlük tarihleri değişti.”
Detaylar ise şöyle:
Türkiye ile AB arasındaki geri kabul anlaşması 16 Aralık 2013’te imzalandı. İmza töreninde bizzat, o dönemde Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan ile üç bakan hazır bulundu.
Erdoğan o toplantıda, imza töreninin ardından Avrupalı yetkililerle pozlar verdi, sohbet etti.
Hatta kendisi de kürsüye çıkıp bir konuşma bile yaptı.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’e göre, Erdoğan şimdi “Nereden çıktı bu 72 kriter” diyerek, halkı kandırıyor.
İçinde 72 kriterin, en önemlisi Erdoğan’ın sık sık eleştirdiği “Türkiye yasalarındaki terör tanımı değişsin” kriterinin olduğu anlaşmanın imza töreninde, Erdoğan’ın da hazır bulunduğunu, hatta imzalar atılırken “alkışladığını” vurgulayan Çakırözer, net konuşuyor:
“O gün Başbakan olan Erdoğan da bu anlaşmayı alkışlayanlar arasındaydı. Nereden mi biliyoruz? Çünkü Dışişleri Bakanlığı ve AB Bakanlığı resmi sitelerinde hem 72 kriteri içeren Yol Haritası’nın metinleri hem de o gün büyük memnuniyet içinde anlaşmayı imzalayan Sayın Davutoğlu ve onu alkışlayan Sayın Erdoğan’ın fotoğrafları var.”
Çakırözer’in dediği gibi, “Gerçekler hiçbir zaman gizli kalmıyor”.
Ve Erdoğan, daha önce alkışladığı anlaşmayı, şimdi inkar ediyor.
Sözü yine Utku Çakırözer’e verelim:
“Ne yazık ki hepimizin bildiği gibi Erdoğan’ın gerek Başbakanlık, gerekse Cumhurbaşkanlığı döneminde kendi sözlerini yine kendisini yalanlayan sözleri var. Hatta bunun için kendi sözlerine sansür uygulamak isteyen, görüntülerini yasaklamak isteyen bir Erdoğan var. Karşımızda bir değil, iki Erdoğan var. Hem anlaşmayı imzalayıp hem de şimdi ‘Nereden çıktı bu 72 kriter’ demek halkımızı kandırmaktan başka bir şey değildir. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’ni en üst düzeyde temsil eden bir devlet adamı kimliğine ve adabına da uymamaktadır. Dışarıda, Avrupa’da ülkemizin itibarını, güvenilirliğini ve inandırıcılığını da zedeleyen bir tutumdur...”
Durumu Erdoğan’a daha iyi anlatabilmek için belki de bizzat kendi sözlerine ihtiyaç vardır; “Hepiniz oradaydınız!..”
Davutoğlu sonrası Erdoğan “Aldatıldım” der mi?
AKP’nin 14 yıllık iktidarında izlenen dış politikada Ahmet Davutoğlu’nun hep imzası oldu.
Önceleri “Başbakan başdanışmanı”, ardından da Dışişleri Bakanı olarak.
Başbakanlığı döneminde ise ağırlığı iyiden iyiye dış politikaya verdi Davutoğlu...
Süleyman Şah Türbesi’nin taşınması operasyonu, Suudi Arabistan’a Genelkurmay Başkanı ile ziyaret, AB ile yapılan sığınmacı anlaşması...
O kadar ki, Başbakanlık gö-revinden ayrılacağını açıkladıktan sonra bile Bosna’ya ziyarette bulunmaktan kendini alıkoyamadı.
Dış politikanın bu kadar içinde olması, kendisi açısından çok da büyük bir tehlikeyi beraberinde getirdi doğal olarak...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, daha önce sorun yaşadığı her konuda yaptığı “aldatıldım” açıklaması, önümüzdeki günlerde Davutoğlu üzerinden yeniden gündeme gelebilir.
Türkiye’nin sıkıntı yaşadığı konuları şöyle bir düşünün:
- Suriye politikası; Türkiye’nin Suriye’de izlediği mezhep temelli politikanın mimarlarından biri Ahmet Davutoğlu. Suriye’de “güçlü muhalefet hareketi” diye pazarlanan ancak pek bir başarı gösteremeyen “Özgür Suriye Ordusu” ve benzeri hareketleri, “Dışişleri Bakanı” olarak bizzat Davutoğlu organize etti. Şimdi Türkiye, elde kalan birkaç cihatçı grupla sıkıştığında acaba oklar Davutoğ-
lu’na döner mi?
- İsrail’le yaşanan Mavi Marmara krizinde Dışişleri Bakanı Davutoğlu idi. Şimdilerde İsrail’le barışılırken, yine “aldatıldım” retoriği masaya taşınıp, ilişkilerin bozulmasından Davutoğlu sorumlu tutulur mu?
- Cumhurbaşkanı Erdoğan ısrarla PYD’yi “terör örgütü” olarak dünyaya tanıtmaya çalışıyor. Oysa kendisinin Başbakan olduğu dönemde, Dışişleri Bakanı olan Davutoğlu PYD’nin liderini Türkiye’de ağırlamıştı. PYD konusunda, AKP hükümetinin yaşadığı zikzaklar da “Davutoğlu’nun yanlışları” hanesine yazılmaya çalışılır mı?
Erdoğan, Davutoğlu’nun Başbakanlık’tan ayrılmasını sağlayıp, gelecek için yeni bir “günah keçisini” de hazır etmiş olmasın?