Türkiye’de firmaların yüzde 95’ini aile şirketleri oluştururken bunların ömürleri de ortalama 25-30 yıl arasında değişiyor. Türkiye’de aile şirketlerinin yüzde 47’si ikinci kuşağa, yüzde 13’ü ise üçüncü kuşağa kalabiliyor. Dördüncü ve sonraki kuşaklara geçenlerin oranı ise sadece yüzde 2 düzeyinde. Bu bilgileri, sohbet için buluştuğumuz TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı Sumer Tömek Bayındır aktardı. ABD gibi en gelişmiş olanlar dahil tüm ülke ekonomilerinde halen büyük ağırlığa sahip aile şirketlerindeki sıkıntılar, paylaşım davaları gündemde ilk sıralardaki yerini korurken, bir taraftan da bu sorunları tamamen aşarak varlıklarını gelecek nesillere taşımak isteyen şirketler kurumsallaşmaya başladı.

KUZEY YILDIZI PROJESİ


Sumer Tömek Bayındır da kendilerinin bu kurumsallaşma sürecinde devreye girip İzmir merkezli Türkiye Aile İşletmeleri Derneği (TAİDER) olarak şirketlere destek vermeye çalıştıklarını söyledi. Aile şirketlerinin ülke milli gelirinin (Gayri Safi Milli Hasıla) yaklaşık yüzde 75’ini ve Türkiye istihdamının yüzde 85’ini sağladığına dikkat çeken Bayındır, Türkiye ekonomisinin lokomotifi aile şirketlerinin büyük çoğunluğunun halen ikinci nesilden üçüncü nesle geçiş aşamasında olması nedeniyle kritik bir dönemde bulunduğunu vurguladı. Aile şirketlerinin daha sürdürülebilir olmalarını sağlayarak, ömürlerini uzatmayı amaçladıklarını ifade eden Bayındır, bu doğrultuda TAİDER olarak ‘Kuzey Yıldızı’ isimli yeni bir proje başlattıklarını açıkladı. ‘Kuzey Yıldızı’ projesi ile aile şirketlerinde sürdürülebilirlik bilincinin gelişmesi ve kurumsal sürdürülebilirlik yaklaşımı benimsenerek bu alanda çalışmalar yapan işletmelerin teşvik edilmesi amaçlanıyor.

ANAYASA İLE ÇÖZÜLECEK


Bu konuda değişimi amaçlayan Kuzey Yıldızı Sürdürülebilirlik Projesi’ni, TAİDER Başkanı Sumer Tömek Bayındır ve üyelerinden dinledik. Bayındır, “Dört alanda farklı çalışma yapıp, belli seviyeye gelen şirketlere ödül vereceğiz. Eski çağlardan beri yol gösteren Kuzey Yıldızı’nı mihenk taşı alıyoruz” dedi. Türk şirketlerinin daha kurumsal ve sürdürülebilir olmaları için son dönemde aile anayasasını gündeme aldıklarını hatırlatan Bayındır şunları söyledi:

“Aile anayasası, aile şirketlerinde karşılaşılan sorunları çözmekte yararlı bir hukuki enstrüman. İyi bir aile anayasası şirketin devamlılığını sağlama ve aileyi bir arada tutabilme adına büyük önem taşıyor.”

KARDEŞ KAVGASI DAĞILMA SEBEBİ


Aile şirketlerinde çıkan sorunların çoğunun şirket işlerinin gidişatı ve geleceği konusundaki görüş ayrılıklarından kaynaklandığı belirtiliyor. Türkiye’de tanınmış 20 aile şirketinin dağılma nedenleri incelendiğinde ortaya çıkan tablonun yüzde 43’ünün kardeşler arası çatışma, yüzde 19’unun aile içi  çatışma, yüzde 19’unun miras kavgası, yüzde 14’ünün ise kardeş, kuzen, yeğen kavgası ve yüzde 5’inin de aileler arası kavga şeklinde olduğu görülüyor.

ÖLÇME IMKANI VEREN TEST


Kurumsal sürdürülebilirlik için dört bileşenden oluşan TAİDER’in Kuzey Yıldızı Projesi, Etki Değerlendirme Testi, Aile Şirketlerinde Sürdürülebilirlik Ödülü, Değerlendiriciler ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grupları’ndan oluşuyor. Aile işletmeleri başta olmak üzere tüm şirketlere kendilerini ölçümleyebilme imkânı veren söz konusu test, çalışanlar, toplum, çevre ve gelecek nesiller için yaratılan etkiyi puanlıyor ve geri besleme raporu sunuyor. Ödüle sadece “aile şirketi” tanımlamasına uyan işletmeler, TAİDER’e üyelik şartı aranmaksızın başvurabilecek. Güçlü bir değerlendirme ve geri bildirim sürecine sahip olan ödüllerin amacı ise aile işletmelerini teşvik ederek faydanın yayılmasına ve toplumsal öğrenmeye de destek olmak.

DÖRDÜNCÜ NESLE KALAN ŞİRKET ÇOK AZ


Aile şirketleri, tüm ekonomilerde hâlâ ağırlığını koruyor. Ancak tüm aile şirketlerinin çok da uzun ömürlü olduğunu söylemek zor. Sadece Türkiye’de değil dünyada da dördüncü nesle ulaşabilmiş aile şirketlerinin sayısı yok denecek kadar az. Forbes’un 2016 yılı milyarder listesinin yüzde 42’sini aile şirketleri oluşturuyor. Türkiye ekonomisi içinde milli gelirin yaklaşık yüzde 90’ının aile şirketleri tarafından üretildiği belirtiliyor. Çeşitli raporlara göre, aile şirketleri küresel gayri safi hasılanın da yılda yüzde 70-90’ını yaratıyor. ABD’de aile şirketlerinin tüm şirketler içindeki oranı yüzde 90, Avrupa’da yüzde 60, Asya’da ise yüzde 95 civarında.