Normalde Müjdat Gezen’i tutuklamaları lazım...

*

Yandaş gazeteler haberi görmediler, görenler “Şüpheli yangın” diye verdiler...
Utanmasalar “Müjdat Gezen yaktı” diyecekler...

*

Madımak günleriydi, Aziz Nesin’i yakmak istemişler, itfaiye merdiveninden bile döve döve indirmişlerdi...
Aziz Nesin’e benzeyen şair Halil Soyuer gazeteye geldi, yüzü gözü sarılıydı, burnunun üzerine koca bir bant vardı...
“Ne oldu ustam?” dedim...
“Benzettiler” dedi...

*

Halil Soyuer, hepimizin anısında olan “Hançer-i aşkınla ey yar gönlüm üzre vurma hiç” şarkısının güfte yazarıdır...
Beyaz gür saçları vardı, boy pos biraz Aziz Nesin...
Saçlarını onun gibi tarardı...
Çok severdim, kaç kez “öyle tarama” dedim...
Çevirmişler “Siz Aziz Nesin misiniz?” demiş birisi...
Bu “hayranlarım” diye sevinmiş...
“Hayır” dememiş, “Evet” de dememiş “Biz hep birlikte denizlerin dalgasıyız” gibi bir şey söylemesiyle, benzetmişler...

*

“Pişman değilim” diyordu:
“Aziz’e yönelmiş şiddetin bir parçasını da ben yüklenmiş sayılırım... Biraz daha birbirimize benzemiş olduk...”

*

Üzülme Müjdat Gezen...
Bu şiddetler üzerimize geldikçe...
Biraz da birbirimize benzeriz...
En çok yanışlarımız benzer...
Ülkemize yanarız, umutlarımıza yanarız, gençlerimize yanarız, kuşakların geleceğine yanarız...
Hayallerimize yanarız; gece herkes uyuduğunda, gazete sayfasından kopup yüreğimize yapışmış bir yetimin fotoğrafı tutuştuğunda, yastıklarımız alev alır...
Yanarız...

*

Üzülme...
Bak biraz daha birbirimize benzedik; herkes Müjdat Gezen oldu iki gündür...

*

Üzülme...
Tekrarlayayım:
Düşman gelirken yakmaz...
Giderken yakar...