Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile ilgili soruya; “Ekonomi eski Bakanı Çağlayan’ın Türkiye’nin çıkarları aleyhine hiçbir işlemi olmamıştır; bizim için asıl olan Türkiye’nin çıkarlarıdır” deyip kendi faziletini ortaya koydu.
Sen hâlâ Türkiye’nin Ekonomi Bakanı sıfatını taşırken, neden karışıyorsun? Bir dur Allah’ını seversen, zaten ortalık karışık!

* * *

Zira eski Ekonomi Bakanı’nın kapı gibi peçeteye yazılmış belgesi var;
“Saat bedeli olan 240.000 Euro’yu M. Zafer Çağlayan’dan teslim aldım
İmza:
Rıza Sarraf”
Elinde böyle sağlam bir kanıt varken eninde sonunda gerçeğin ne olduğu ortaya çıkacaktır!

* * *

Peki, nasıl bir anlayıştır bu? Ülkede 2011-Aralık 2013 tarihleri arasında Ekonomi Bakanlığı yapan şahıs hakkında on milyonlarca dolarlık nakit ve mücevher rüşvet aldığı iddia edilecek, rüşvet vatanseverlik olarak yutturulmaya çalışılacak. Biz de burada gevşek gevşek üst akıl diye olayı görmezden geleceğiz!

* * *

Eski Ekonomi Bakanı’nın, ülkenin dünya çapında itibarını zedelerken milyonlar götürdüğü iddia edilecek, biz bunu uluslararası komploya bağlayacağız. Harbiden ne genişmişiz!
Senin adalet sistemin ne yaptı bu kişiye? Hiç! Şimdi ortaya çıkacaklar, yok PYD imiş, yok Amerika’nın Suriye hesaplaşmasıymış. O yüzdenmiş. Geçin bunları...

* * *

Bu Amerika’nın değil, Birleşmiş Milletler’in ambargosuydu... Zamanın Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan “ABD’nin yaptığı kendisini bağlar, bizim çok sayıda uluslararası anlaşmamız var” diyerek karşılık verdi.
Yahu Amerika’nın Başkanı ve ailesi, seçimlerde Rusya yardımı alması ile soruşturuluyor ve kendi için bunu durduramıyor. Gidip mahkemelere talimat verip davaya şunu da katın, bunu da katın mı diyecek? O ancak üçüncü sınıf ülkelerde olur!

* * *

Eski Ekonomi Bakanı’na gelirsek... Bir daha Türkiye’den adımını dışarı atamaz. Attığı anda yakalanır ve yargılanır. Ceza yargılamasında gıyaben yargılama diye bir şey yok. Sanık veya avukatı o davada hazır bulunmadıkça, bir kişi ceza yargılamasına tabii tutulamaz. Türkiye’de muteber biri olarak oturur, saatine bakar durur.

* * *

İşin kötü tarafı Amerikalı hâkim artık davanın seyrinin değiştiğini ifade etti. Burada tehlikede olan Halkbank... İddianame onun üzerine kurulmuş. Dünyada 40’a yakın banka İran ile yaptığı işlemlerden dolayı ceza aldı. Hepsi paşa paşa ödedi... Tutuklanan olmadı. Bizde şimdiden iki tutuklu var. Demek bizim durum hayli ciddi!

* * *

Bütün bu iddiaların mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde Halkbank’a kesilecek para cezası milyarlarca dolar olabilir. Davanın gidişatına göre ABD-Türkiye ilişkilerinin de seyri tamamen değişebilir.
Bu durum şahıs riski olmaktan çıktı. Banka riskine de ben razıyım. İş ülke riskine doğru gidiyor! Kara para aklayan ülkeler listesine girersek, al başına belayı. Ne doğru dürüst kredi bulabiliriz ne de sıcak para gelir. Ülkece tilkiye sorarız; Saat kaç?